Feridun Fazıl Özsoy


DÜNYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ GÜNÜ...

DÜNYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ GÜNÜ...


 

Basın Özgürlüğü sıralamasında 180 ülke içerisinde sondan beşinci konumdayız.

Bu gün ülkemizde çeşitli basın kuruluşları faaliyet göstermekte... Bunlar içerisinde en aktifleri  hiç kuşkusuz AB Basın İzleme Örgütü...

Her yıl düzenli olarak Türkiye’nin her köşesinden Basın Özgürlüğü raporları hazırlıyor ve yayımlıyorlar.

Dolayısıyla bizim de basın özgürlüğünden haberimiz oluyor. 

Böylelikle hangi yönetici basın özgürlüğüne darbe indiriyor öğrenmiş oluyoruz.

***

Bu gün ülkemizde internet haberciliği -özellikle taşrada- bitmiş durumdadır. Keza belediye haberciliği de bülten haberciliğine dönmüş durumdadır .

Bir kuruma ya da kişilere bağlanmış; TV karartması, yayın durdurma, internete darbe yapma, yazdıklarından ötürü tutuklanma oldukça basının özgür olması beklenmez... 

Ya da en ücra yerdeki bir takım yöneticilerin haberleri işlerine geldiği gibi yorumlamaları aynı sonucu doğurmaktadır.

Bazı durumlar vardır ki vuku bulduğunda Basın Özgürlüğü rafa kalkar..

Teröre bulaşmak, teröristi övmek bu doğrultuda haber yapmak gibi...

***

3 Mayıs günü tüm dünyada Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlandı.

Unutmayın Özgür Basın demokrasilerin olmazsa olmazıdır...

İKİNCİ BAHAR ya da RUZ-I HIZIR…

Bilinen adıyla Hıdrellez, diğer adıyla Ruz-ı Hızır; yani Hızır günü… 

Hıdrellez, Hızır ve İlyas Peygamberlerin yeryüzünde buluştukları gün olarak biliniyor ve bayram olarak kutlanıyor. 

Bu buluşma 6 Mayıs gününe denk geliyor ve Yaz mevsiminin sıcak günlerinin başlangıcı olarak kabul ediliyor. 

*

Anadolu’da hayat bulmuş birçok kadim kültürün gelenekleri arasında yer bulan Hıdrellezin İslamiyet öncesinde Orta Asya Türk kültür ve inanç dünyasında da var olduğu biliniyor. 

Bu açıdan bir tek kültüre mal edilemeyen bu geleneksel bayram, coğrafyadaki birçok kültürün yapısında farklı özellikleri ve geleneksel yapısıyla yer bulmuş…

İnanışa göre; Hayat Suyunu (Ab-ı Hayat) içerek ölümsüzlüğe ulaşmış olan Hızır, bu günde insanların arasında dolaşarak bolluk ve sağlık dağıtır.

Hızır aynı zamanda yaşamın tazelenmesini, doğanın uyanmasını da simgeler. 

O; insanlara yardım eder, uğradığı yerlere bolluk, bereket ve zenginlik sunar, hastalara şifa dağıtır,  bitkilerin yeşermesini sağlar, şans getirir, uğur ve kısmet sembolüdür, mucize ve keramet sahibidir… 

*

Hıdrellez kutlamaları genel olarak yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılır. 

Bu gibi yerlere bu nedenle Hıdırlık denildiği de olur. 

Hıdrellez gecesi Hızır’ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır; yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılır. 

Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler, Hıdrellez gecesi gül ağacının altına istediklerinin küçük bir modelini yaparlarsa Hızır’ın kendilerine yardım edeceğine inanırlar. 

Aynı zamanda dileklerini kırmızı kurdeleye bağlayıp gül ağacına asarlar. 

Bir yıl boyunca dileklerinin yerine gelmesini beklerler. 

Bazı kimseler de ateş yakıp, dilek dilerler. 

Ondan sonra yaktıkları ateşin üstünden atlarlar.

Türklerde  kutsal sayılan ateşin üzerinden atlamak, Mart ayında coşku ile kutlanan ve doğanın yeniden uyanışı olarak kabul edilen Nevruz’da da vardır…

İşte bunun içindir ki Nevruz, 1.Yenigün; Hıdırellez, 2.Yenigün olarak bilinir ve Türk topluluklarında Bayram olarak kutladır.

*
Anadolu’nun bazı yerlerinde Hıdrellez Günü yapılan duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme adeti vardır. 

Tüm bu hazırlıklar Hızır’a rastlamak amacına yöneliktir.

Bu yapısıyla Hıdrellez Günü, geleneksel yapımızda ve toplumumuzda önemli bir yer bulmakta ve kutlanmaktadır... 

Kutlu olsun.