Tarih: 01.02.2019 10:25

VICTOR HUGO VE MAHOMET

Facebook Twitter Linked-in

VICTOR HUGO VE MAHOMET17 Ekim 2020 tarihli Siir Sevenlere Müjde baslikli yazimda Orta Çag'dan Günümüze Fransiz Siiri Antolojisi adiyla çikan kitabi sizlere tanitmis, Victor Hugo'nun Hicretin Dokuzuncu Senesi Muhammet siirinden kisa bir alinti yapmistim. Simdi ise Kitabin çevirmeni Yakup Yasa kardesimden rica ettim bu yaziyi Mevlid-i Nebi haftasi nedeniyle yayinlamayi istedim.  O da kitapta oldugu gibi dipnot ve kaynaklariyla beraber yayinlamamin iyi olacagini söyledi. Yine Lamartine'den Hz. Muhammed'e övgü: yazisini da eklemis. Iki çeviri yazisini sizlerle paylasmama müsaade eden Yakup Yasa kardesime sizler adina tesekkür ederim.Victor Hugo (1802-1885): Fransiz sair, yazar ve dramaturg.Hugo'nun 2 Agustos 1883'te dostu Auguste Vacquerie'ye yazip teslim ettigi vasiyeti:"Elli bin frangi fakirlere birakiyorum. Onlarin cenaze arabasiyla götürün beni mezarima. Hiçbir kilisenin duasini kabul etmiyorum. Tek istegim, tüm canlardan birer dua. Ben Allah'a inaniyorum" [1]HICRET'IN DOKUZUNCU SENESIL'an neuf de l'hégire[2] / MahometArtik veda vaktinin geldigi içine dogmustu.Metindi, kimseyi kinamiyor, incitmiyordu.Yolda gördügü kimselerle selamlasiyordu.Her gün sanki biraz daha yaslaniyordu.Oysa sadece yirmi ak vardi siyah sakalinda.Durup su içen develeri izliyordu arada sirada.Böylece deve güttügü zamanlari hatirliyordu…Sanki cenneti görmüs, ilahî aski bulmustu;Sanki kâinatin yaratilisina sahit olmustu.Alni dik, yanaklari kusursuz, benzersizdi,Kaslari ince, bakislari anlamli ve keskindi,Boynu gümüs bir testinin bogaziydi sanki.Tufanin sirlarini bilen Nuh'un havasi vardi.Ona danismaya gelenlere adil davranirdi,Kimi itiraf eder, kimi gülüp inkâr ederdi;Sessizce dinler, en son konusurdu kendisi.Agzindan dua ve zikir hiç eksik olmazdi.Çok az yer, karninin üzerine tas koyardi.Bos durmaz, koyunlarini sagip oyalanirdi.Oturur yere, elbiselerini kendisi yapardi.Artik genç degildi, eski gücü kalmamisti;Yine de herkesten daha fazla oruç tutardi.Altmis üç yasinda bir ates sardi vücudunu.Kutsal kitap Kur'an'i bir kez daha okudu;Sonra sancagi, Said'in ogluna devretti;Ona: "Artik aranizdan ayrilma vakti geldi,Allah birdir, hep onun yolunda savas" dedi.Mahzundu, bakislarinda, yurdundan zorakiGöçen yasli bir kartalin hüznü vardi sanki.Yine her günkü vaktinde mescide geldi;Ali'ye yaslanmis, insanlar da eslik ediyordu,Ve kutsal sancak rüzgârda dalgalaniyordu;Benzi soluktu, döndü ve kalabaliga seslendi:"Ey insanlar, ömür bitiyor, hayat gelip geçici;Biz karanlikta birer zerreyiz, yüce olan O'dur.Ey insanlar, O'ndan baska rehberim yoktur;Bu dünyada onsuz hiçbir kiymetim olmazdi."Bir zat ona: "Ey müminlerin gerçek Sultani!Seni dinler dinlemez, herkes inandi sözüne,Sen dogdugunda bir yildiz dogdu gökyüzüne,Kisra Sarayi'nin üç kulesi birden yikildi" dedi.O da : "Melekler ölümümü müzakere etti:"Vakit tamam, dinleyin! Eger herhangi birinizeBir kötülük yaptiysam, çiksin herkesin önünde,Ben ölmeden gelsin intikamini alsin simdi.Kime vurmussam, o da bana vursun." dedi.Ve uzatti usulca asasini oradan geçenlere.Yasli bir kadin bir koyunu kirpiyordu esikte,Ona: "Allah yardimcin olsun!" diye seslendi.Bakislarinda bir hüzün vardi, oldukça bitkindi,Ve birden söyle seslendi: "Herkes duysun!Allah benim adimi andi, bundan emin olun;Ben topraktan bir can, nurdan peygamberim,Isa'nin getirdigi dini tamamlamaya geldim.Ashabim, ben sabir tasiyim, Isa tatli dilliydi;Zira her safak, dogacak günesin müjdecisi,Isa benden önce, ama ne Tanri'dir ne de oglu;O, gülü koklayan Bakire Meryem'den dogdu.Unutmayin, ben de etten kemikten bir fâniyim,Kuruyan bir balçiktan baska bir sey degilim.Su hayatta basima gelmeyen sey kalmadi,Çektigim çilelere yol olsa dayanmazdi;Zulüm ve iskenceden su bedenim çok çekti.Sayet isledigimiz her bir günahin bedeliKorkunç bir hasere olsa, o karanlik mezariBize dar eder, cehenneme çevirirdi orayi.Tekrar tekrar bedenlenir cehennem ehli,Ve kurtlar yeniden kemirir tüm bedenlerini;Böylece defalarca tükenir ve yeniden dirilir,Cezalarini çekince de yeniden huzura erisir.Ben kutsal savaslarin mütevazi meydaniyim;Bazen bir efendi bazen de bir köle gibiyim.Kelamim çöldeki kumlar ve kuyular gibidir;Bir sözüm korkutuyorsa, digeri müjdecidir.Ashabim! Çektiklerimi görüyorsunuz iste,Karsima alip, insani aldatip yeniden dalaleteSürüklemek isteyen o dehset saçan iblisleriEngellemeye çalistim, bagladim pis ellerini;Çogu zaman, Yakup gibi, karanliklar içinde,Çarpistim durdum görmedigim kimselerle;Fakat insanlar beni özellikle öldürmek istedi,Bana karsi sürekli kin ve kiskançlik besledi;Ben ise Hak davamdan hiç vazgeçmedim.Onlarla savastim, ama kimseye kin gütmedim."Savaslarda: "Birakin yapsinlar!" diyordum,Benden baskasi yaralansin istemiyordum.Hepsinin derdi benimleydi, vazgeçmezlerdi;Zira sag ellerine ayi, sol ellerine ise günesiVersem de düsmanlarim inanmazdi asla,Yine de saldirirlardi su çileli yolculukta.Fakat ne olursa olsun geri adim atmadim,Bu kutsal dava ugruna tam kirk yil savastim.Çile dolu su ömrümü nihayet tamamladim.Simdi Hakk'a gidiyorum, dünyayi biraktim.Greklerin Hermes'i, Yahudilerin Levi'yiDestekledigi gibi siz de birakmadiniz beni,Çektiginiz bu sikintilar mutlaka son bulacak;Bu karanlik geceye elbet günes dogacak.Ashabim, asla ümidinizi kesmeyin O'ndan;Zira Kronnega daglarini aslan yuvasi yapan,Denizleri incilerle, geceleri ise yildizlarlaDonatan Allah, elbet sizleri de koymaz darda.Sonra: "Yalnizca O'na güvenin" diye ekledi.Inanmayan, ancak inkâr da etmeyenlerin yeri,Cennet ile cehennem arasi Araf, ne yazik ki!Kararmistir kalpleri, günah islemek tek isleri;Hiç kimse tamamen günahsiz degildir belki,Ama çabalayin ki, Allah da bagislasin sizi;Namaz kilin, bütün azalariniz degsin yere,Zira o dayanilmaz cehennem atesi, sadeceO'nun için secdeye kapanmayanlari yakar.O, kapkaranlik dünyayi masmavi gökle açar.Misafiri sevin, dürüst olun, adaletle hükmedin.Yüce katinda türlü türlü nimetler var sizin için:Yedi gögü geçmek için, altin egerli atlar,Yildirimlari geride birakan kanatli arabalar,Tertemiz huriler, hep terütaze ve neseli;Incilerle bezeli kösklerde oturur her biri.Cehennem ates ehlini bekler, vay hâllerine!Atesten ayakkabilari olacak ve giydiklerinde,Sicakliklari kazan gibi beyinlerini kaynatacak;Cennet ehli ise pek neseli ve gururlu olacak."Biraz durdu, hep ümitli olmalarini ögütledi,Sonra agir adimlarla yürümeye devam etti.Ardindan: "Ey insanlar! Size sesleniyorum,Vakit saat doldu, ebedî yurduma gidiyorum.Belki bu sizinle son görüsmemiz, acele edin,Beni taniyan herkes gelip son kez dinlesin;Bir hatam olduysa, yüzüme söylesin" dedi.Kalabalik sessizce saga sola açilip yol verdi,Gitti ve Ebufleya Kuyusu'nda sakalini yikadi.Biri ondan üç dirhem istedi, çikardi verdi."Simdi, mezara birakmaktan daha iyi" dedi.Bir güvercininki gibi isil isildi ashabin gözleri;Bakip kendilerini hep kollayan o yüce insana,Agliyordu halk; evine kadar eslik ettiler ona ;Birçogu gözünü bile kirpmadan orada bekledi,Bütün geceyi orada taslarin üzerinde geçirdi.Sabaha dogru günün agardigini fark edince:"Ben artik kalkamiyorum, dedi, Ebubekir'e,Kur'an'i götürüp sen kildiracaksin namazi."Esi Aise de o sirada cemaatin arkasindaydi.Ebubekir okuyor, Muhammed ise dinliyordu,Nihayet okudugu ayetleri usulca bitiriyordu.O, dua ve zikrini yaparken herkes agliyordu.Ve Ölüm Melegi çikageldi aksamüzeri:"Içeri girebilir miyim" diye müsaade istedi."Buyursun" dedi. Dünyaya tesrif ettigiO ilk günkü gibi yine isil isildi gözleri.Ve Melek ona: "Allah seni bekliyor" dedi.– Seve seve, dedi. Sakaklari söyle bir titredi,Bir an aralandi dudaklari ve ruhunu teslim etti.La légende des siècles, L'Islam(Asirlarin Efsanesi, Islam)Alphonse de Lamartine (1790-1869): Fransiz sair, hatip ve politikaci.Lamartine'den Hz. MUHAMMED'e övgü:"Insanlik tarihinde hiçbir insan, kendi iradesiyle ya da elinde olmadan, böylesi yüce bir davaya kendini adamadi. Zira hedefi, kul ile Allah arasina sokulan batil inanç ve itikatlari ortadan kaldirmak, insan ile Yaratani yeniden bulusturmak ve putperestligin icadi olan bunca maddi ilahin kol gezdigi bu kesmekes  içinde, insanlar arasinda; hayattaki en akillica sey ve en yüce duygunun, Allah'a inanmak ve yalnizca Ona kulluk etmek oldugu fikrini yeniden insa etmek olan bu dava; insan güç ve kudretinin çok çok ötesindedir. Hiç kimse böylesi kit imkânlarla, insanin kaldiramayacagi bu kadar mesakkatli bir vazifeye atilmadi. Zira bu kutlu yolculukta onun, çölün bir ucundaki bir avuç garibandan baska kimsesi yoktu. Nihayet yeryüzünde hiç kimse, bu kadar kisa bir sürede, böylesine büyük bir devrim yapamadi …Büyük hedef, kisitli imkânlar ve muazzam sonuç; sayet insanlar arasindaki belirleyici özellikler bunlar olsaydi, hangi vicdan sahibi, insanlik tarihinin baska büyük bir simasini Muhammed ile karsilastirma cüretini gösterebilirdi !Tarihin en sanli sahsiyetleri yalnizca ordulari, kanunlari ya da imparatorluklariyla adlarindan söz ettirdiler, ve kendileriyle birlikte yok olup giden saltanatlarindan baska bir sey birakmadilar. O ise, hem ordulari, kanunlari, imparatorluklari, milletleri, hanedanliklari ve milyonlarca insani harekete geçirdi; hem de tanrilari, dinleri, inançlari ve ruhlari derinden sarsti. O, her harfi kanun olarak kabul edilen bir kitap etrafinda, dili ve irki ne olursa olsun herkesi kucaklayan bir ümmet insa etti …Düsünür, hatip, elçi, kanun koyucu, savasçi, fikirler fâtihi, mantikli inançlarin ve ikonsuz, resimsiz bir dinin mimari; yirmi yeryüzü imparatorlugu, ve onlarin tümüne hükmeden manevi bir imparatorlugun kurucusu :  Voilà Mahomet: Iste Muhammed !" [3]YAKUP YASAYakup YASA, 20 Haziran 1969'da, Erzurum ili, Çat ilçesi, Söbeçayir (Silikan: Sulaklar) köyünde dogdu. Erzurum Atatürk Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Fransiz Dili ve Edebiyati Bölümünden mezun oldu (1990). Ayni bölümde Fransiz Kültürü ve Edebiyati anabilim dalinda Yüksek Lisans yapti (1999). Erzurum Atatürk Üniversitesi, Agri Egitim Fakültesinde Fransizca Ögretim Görevlisi olarak çalisti (1991-1998). Erzurum Atatürk Üniversitesi, Dil Egitimi ve Arastirma Merkezinde temel Fransizca ve Ingilizce dersleri verdi (1999-2004). Moldova Devlet Üniversitesi (Universitatea de Stat din Moldova-USM), Türk Kültür Merkezinde, Türk Dili ve Edebiyati Okutmanligi yapti (2005-2009). Yasa, hâlen Agri Ibrahim Çeçen Üniversitesi, Yabanci Diller Yüksekokulu, Mütercim-Tercümanlik Bölümünde Fransizca Ögretim Görevlisi olarak çalismaktadir.


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —