Tarih: 01.08.2018 10:25

2 bin 400 yil önce yapilan ‘Adam Kayalar’ görenleri büyülüyor

Facebook Twitter Linked-in

Mersin`in Erdemli ilçesi Kizkalesi Mahallesi`ne bagli Seytan Deresi Vadisi`nde yer alan `Adam Kayalar`, bölgeyi ziyaret edenleri tarih kokan bir yolculuga çikariyor. M.Ö. 3. yüzyil ile M.S. 2. yüzyil arasinda yapilan 11 `Adam Kaya`, ulasimi zor olan bir vadi yamacinda ziyaretçilerini bekliyor.M.Ö. 3. yüzyil ile M.S. 2. yüzyil arasindaki dönemde yapildigi tahmin edilen `Adam Kayalar`, Erdemli`nin Kizkalesi Mahallesi`ne yaklasik 5 kilometre uzaklikta bulunan Seytan Deresi Vadisi`nde yer aliyor. Adam Kayalar adiyla bilinen ve büyük kabartmalardan olusan arkeolojik kalinti, Mersin`in en önem tasiyan yerlerinden biri.Binlerce yildir gizemini koruyan Adam Kayalar, bölgeyi ziyaret edenleri tarih kokan bir yolculuga çikariyor. 500 yilda islendigi tahmin edilen kabartmalar ulasimi zor olan bir vadi yamacinda ziyaretçilerini bekliyor. 9 nis içerisinde 4 kadin, 11 erkek,2 çocuk, 1 dag keçisi ve Roma kartali figürleri bulunuyor.Adam Kayalarla ilgili Ihlas Haber Ajansi (IHA) muhabirine açiklamalarda bulunan Mersin Üniversitesi (MEÜ) Arkeoloji Bölümü ögretim üyesi Prof. Dr. Serra Durugönül, bölümlerinin 1993 yilinda kuruldugunu, o günden bu yana da düzenli olarak arazide çalismalar yürüttüklerini söyledi. Adam Kayalari ilk ögrencilik yillarinda gördügünü belirten Prof. Dr. Durugönül, “1981 yilinda ögrenciyken Almanya’dan buraya gelip inceleme yaparken, bir hocamizin yol göstermesiyle Adam Kayalari ilk defa gördük.Adam Kayalar bugün bizlerin, yerli halkin verdigi bir isim. Çünkü 11 adet insan kabartmasindan olusan bir mezar alani, nekropolis diyoruz. Mezarlar gözle görülür yerlerde degiller. Çünkü eski çagda da mezar hirsizlari vardi. Onlardan korumak için mezar yerlerini gizli yerlere yapmislar. Bugün bizim gördügümüz ana kayaya, kabartma teknigiyle islenerek yapilmis olan insan figürleri” diye konustu.“Bu alana yapilan kabartmalar 500 yil içinde yapilmis” Bu bölgenin eski çaglardaki isminin Kilikya oldugunu kaydeden Prof. Dr. Durugönül, “Kilikya’nin 2 nehir arasinda kalan Göksu Nehri ile Limonlu Nehri arasinda kalan bölgeye de Olba territoriumu denmis. Bu territoriumu kral rahipler taraftan yönetilmis. Bu gördügümüz kabartmalar onlari temsil ediyor. Ailede erkekler ya rahipti ya asker ya da kraldi. Onlar öldükten sonra ebediyete kadar ölümsüzlesmeleri için yapilmis olan eserlerdir. Ilk yapilmis eserler M.Ö. 3. yüzyilda. Bu dönem 2 tane yapilmis.Daha sonra bu sülale yasamini devam ettirdikçe takip eden nesillerde yan yana eklemisler. En sonuncusu da M.S. 2. yüzyila denk geliyor. 500 yil boyunca eklene eklene burayi yapmislar. Bugün mezarliklarda aslinda bir mezar tasi olur. Bunlarda o anlamda figürlü taslar. Sadece mezar alani degil. Ilk yapim amaci mezar alani ama ölülerini ziyaret etmeye yakinlari geliyorlardi, buralarda ayin düzenleniyordu, kurban kesiyorlar. O eti pisirip orada yiyorlardi. O zamanlarda ölüler anilirken sarap içme gelenegi de vardi. Bunlari figürlere yansitmislar” ifadelerini kullandi.”Bu 2 nehir arasinda 68 tane böyle kabartma var” Göksu ile Limonlu nehirleri arasinda 68 tane böyle kabartmanin oldugunun altini çizen Prof. Dr. Durugönül, “Hep daglarin içinde yer aliyorlar. Hepsi de ayni tarzda ana kayaya islenmis. Adam kayalarin bulunmaz özelligi yan yana 11’inin duruyor olmasi. Diger bahsettiklerim tekli, ikili veya en fazla 3’lü figürler olarak yan yana duruyorlar. Onlarda mezar taslari ya da adak taslari diyoruz. Yani 68 kabartma ya mezar tasi ya da adak kabartmasi. Cografya çok daglik. Bugün de taseli dedigimiz taslik bölge niye bu iki nehir arasina yerlestiler diye sorabiliriz.Bir kere buraya yerlestikten sonra günlük yasamlarina dair her sey burada olmali ve ayni sekilde ölümle ilgili mezarlari da burada olmali. Buraya yerlesince dogal olarak cografya da daglik, o yüzden kabartmalari daglarin yamaçlarina yapiyorlar. Buraya yerlesmelerinin sebebi de savunmaya çok uygun. Düsman denizden de gelse, Iç Anadolu’dan gelse bu daglarin arasinda saldiriya ugramalari çok zor, çok korunakli. O bakimdan da burada kendi içinde kapali bir yönetim tarzi benimsemisler” diye konustu.“Buralari koruyarak kullanmaliyiz” O dönemde bölgede eski Yunanlilarin oldugunu belirten Prof. Dr. Durugönül, “Günün birinde onlarda gitmek zorunda kaliyor çünkü Romalilar geliyor. Romalilar geliyor bakiyor ki onlarin yaptiklari bu kabartmalar çok güzel, onlarda devam ettiriyor. Romalilardan sonra Hristiyanlik dönemi basliyor. Onlarda bu daglik bölgede magaralara kiliseler yapiyor. Onlarda gidiyor Selçuklular geliyor ve Osmanli ve Cumhuriyet dönemi. Orada hale yörüklerimiz ayni alanlari kullaniyor. Bu aslinda çok güzel bir durum. Biraz daha koruyarak kullanabilsek kültürün devami böyle saglanacak.Biz yillar önce oranin korunmasi, inisin düzenlenmesi gibi konularda bir proje hazirlayip, Valiligimize sunmustuk. O dönem Valiligimizde sicak bakmisti. Bu proje çok büyük paralarda degildi. Fakat o dönem olmadi. Belki tekrarlamak gerekiyor. Can güvenli çok önemli. Oraya gelen insanlarin bir kere yolu bulmalari için çok daha iyi levhalandirma, yön oklari yapilmasi gerekiyor.Ayrica uçuruma inildigi için merdivenler yapilmali tabi o sit alaninin özelligini bozmadan. Asagiya ulasildiktan sonra muhakkak bir platform yapilmali. Çünkü 2-3 adim yanlis atsaniz uçuruma düsebilirsiniz. Bunlarin yaninda her insan iyi niyetli olmuyor. Fazla insan gelmeye basladiktan sonra tahribat artmaya basliyor. O yüzden de kesinlikle 24 saat bekçi gerekiyor” dedi


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —