Tarih: 07.11.2022 14:01

 Aziziye Zaferi Erzurum ahalisinin şanıdır, şerefidir

Facebook Twitter Linked-in



Basın açıklamasında Erzurum’un yaşadığı Rus işgallerine değinen Uğurlu, 9 Kasım’ın 12 Mart’a giden yolda önemli bir kavşak noktası olduğunu ifade etti:
Erzurum yakın tarihinde Ruslar tarafından 3 kez işgal edilmiştir. İlki 8 Temmuz 1829 tarihinde başlayıp 14 Eylül 1829’de Edirne Anlaşması sonucunda Rusların çekilmek zorunda kaldığı işgaldir.
İkincisi 93 Harbi olarak da bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda 9 Kasım 1877 günü Erzurum halkının kahramanca mücadelesi sonunda Rusları bozguna uğrattığı 13 Temmuz 1878 tarihindeki Berlin Antlaşmasıyla sona eren işgaldir.
Ve son olarak 16 Şubat 1916 tarihinde Ermenilerin de destekleriyle gerçekleşen devamında Rusların çekildiği yerleri Ermeni çetelerine bırakmasıyla Ermenin çetelerinin Erzurum’da Müslüman halka katliam uyguladığı, toplu kıyımların yapıldığı, şehrin yakılıp yıkıldığı işgaldir. Bu işgal de nihayetinde Kâzım Karabekir Paşa kumandasındaki Türk birliklerin harekete geçerek 12 Mart 1918’de Erzurum’u Ermeniler’den kurtarmasıyla son bulmuştur.
Tüm bu işgal süreçlerinde 9 Kasım Aziziye Direnişi, Erzurum halkının sivil bir inisiyatifle hareket ederek kahramanca mücadele edip düzenli bir orduyu bozguna uğrattığı şanlı bir direniştir. Bu direşin, Erzurum’un kalıcı olarak işgallerden kurtulduğu 12 Mart’a giden yolda önemli bir dönüm noktasıdır. Gerek Osmanlı ordusunun ve gerekse şehir ahalisinin Erzurum’da Ruslara karşı verdiği mücadele Osmanlı devletinin selameti, ileriki yıllarda Anadolu’nun Türkler için yeniden vatan kılınması ve dünya tarihinin akışı açısından önemli bir tarihtir. Yani, Aziziye direnişi sadece bir şehrin müdafaası değildir. Erzurum’a “Doğu’nun Çanakkalesi” denmesi de bu yüzdendir. Ve bu yüzden Aziziye Zaferi Erzurum ahalisinin şanıdır, şerefidir.”
9 Kasım Aziziye Direnişi’nin önemine değinen Uğurlu, 9 Kasım tarihini ülkenin gündemine sokmak için daha önce Erzurum’da yapılan faaliyetleri hatırlattı:
“9 Kasım Aziziye Direnişi; 2013 yılında dönemin Erzurum Valisi Sayın Ahmet Altıparmak’ın başlattığı organizasyonlarla yeniden fark edilmiştir. 2013 Eylül ayında ilköğretim okulları ilk derslerini tabyalarda yapmış, Aziziye Tabyaları’nda şehit ve gazi yakınlarına iftar yemeği verilmiştir. Daha da önemlisi 9 Kasım 2013’te, Erzurum ahalisinin 93 Harbi’ndeki gibi tabyalara kutlu yürüyüşü canlandırılmıştır. Sonraki yıllar da artarak devam eden faaliyetlerle doğu cephesinin ve Erzurum’un vatan müdafaasındaki öneminin ülke gündemine taşıması amaçlanmış, tarihî bir bilinçlenme, millî bir uyanışın fitilleri yakılmıştır.
93 Harbi (1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı) başladığında Abdülhamid 5 Kasım’da Kafkas cephesi Başkumandanı Ahmet Muhtar Paşa’ya bir telgraf (mektup) çekerek desteğini, dualarını ve iyi dileklerini bildirmiştir. Bunun yanısıra Erzurum’un düşmek üzere olduğu haberi pay-ı tahta ulaşınca Padişah II. Abdülhamid 8 Kasım’da Erzurum ahalisine hitaben bir hatt-ı hümayun kaleme alır. Ferman da diyebileceğimiz bu hatt-ı hümayunda Erzurum’un vatan için değerine, Erzurum halkının kahramanlıklarına ve vatan sevgisine vurgu yapılmıştır.
Tarihî ve akademik kaynakların incelenmesi sonucu detaylarına ulaşılan kıymetli bir belge olan II. Abdülhamid’in Erzurum Fermanı’nı ŞEHİRDER olarak derneğimizin imkânlarıyla bastırıp 2014 yılında Kongre Haftası’nda kongre kararlarıyla birlikte halka ücretsiz dağıttık. Fermanı büyük pano halinde çerçeveletip şehrin yöneticilerine hediye ettik. 9 Kasım’ın anlatımı için derneğimizin imkânlarıyla Erzurum, İstanbul ve Kocaeli’de düzenlediğimiz fotoğraf sergilerinde fermanın gösterimini yaparak önem ve değerine dikkat çektik. Televizyon, gazete ve internet yoluyla fermandan ülke ve şehir kamuoyunu haberdar etmeye çalıştık. Hedefimiz bu kıymetli eseri Fatih’in Bosna fermanı gibi markalaştırmak.”
Uğurlu, son olarak da şimdiye kadar yapılan tüm faaliyetlerin yanında özellikle üniversite öğrencilerinin de bu destana dikkatlerini çekmek için Erzurum Valiliği ve Büyükşehir Belediyesine çağrıda bulunarak bir öneri sundu:
“ŞEHİRDER olarak Erzurum Valiliği ve Büyükşehir Belediyemize teklifimiz 9 Kasım Aziziye Direnişini bizlere hatırlatan bu iki belgenin ve 12 Mart’a giden sürecin anlatıldığı yazılı metinlerin şehrin görünür ve işlek bir noktasına -ki burası üniversite öğrencilerinin sürekli önünden geçtiği Aziziye parkının yola bakan tarafı, Havuzbaşı Meydanı yahut Yakutiye Meydanı olabilir- görseller eşliğinde levhaların yerleştirilerek gelecek nesillere aktarılmasıdır. Bu konuda görselleştirme sürecinde, gerekli belge ve bilginin sağlanmasında derneğimizin her türlü desteğe hazır olduğunun da bilinmesini isteriz.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —