24 Temmuz’da açilmasi planlanan ancak 15 Temmuz darbe girisimi nedeniyle açilisi ertelenen Abdullah Gül Müzesi, düzenlenen törenle açildi. Törende konusan Erdogan “1997 yili bizim için yeni bir kirilma noktasi oldu. Gönlümüz kirildi ama milletimiz ile olan bagimiz hiç olmadigi kadar güçlendi. Abdullah Gül Bey ve diger kardeslerimizle yürüttügümüz mücadele 2001 yilinda yeni bir parti ve 2002 yilinda iktidar ile neticelendi” diye konustu.Kayseri’deki Abdullah Gül Üniversitesinin Sümer Kampüsü’nde bulunan Abdullah Gül Müzesinin açilisina Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan, 11. Cumhurbaskani Abdullah Gül, Basbakan Binali Yildirim ve çok sayida davetli katildi. 7 bin metrekare alandan olusan müzenin açilisinda konusan Cumhurbaskani Erdogan, “Ülkemizde siyasi tarih müze gelenegi yavas yavas olusmaya basladi. Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesini bu gelenegin en önemli temsilcisi olarak görüyorum. Cumhurbaskanligi olarak arzu edilirse eski cumhurbaskanlari için olusturulacak tüm müzeleri destekliyoruz” dedi.Cumhurbaskani Erdogan, “Dünyada birakacagimiz hos sadalarin böyle güzel mekanlarda gelecek nesillere aktarilmasi kültürümüze ve medeniyetimize yapilmis en önemli katkidir. Tarihimizi gelecek nesillere aktarma konusunda ayni basariyi maalesef gösteremiyoruz. Osmanli arsivleri gibi bir hazine bulunuyor ve dogru dürüst degerlendiremedik. Milyonlarca eserin hurda niyetine satilmasinin utancini bile yasadik. Hükümetimiz döneminde dijital arsiv konusuna özel önem verdik ve kalici hale getirilmesinin yolunu açtik. Yol arkadasi oldugumuz Sayin Abdullah Gül’ü adeta ayakli bir kütüphane olarak biliyoruz. Bu kütüphane Sayin Gül’ün yarim asri anlatan hayatini gösterin bir kütüphane olacaktir” ifadelerini kullandi.“Abdullah Gül ile arkadasligimiz, Milli Türk Talebe Birligi çatisi altinda baslayan hukukumuz kendisinin akademik hayati boyunca sürdü. Siyasi yol arkadasligimiz ise 1991 yilindan itibaren baslamis ve kesintisiz devam etmistir” diyen Cumhurbaskani Erdogan, sözlerini söyle sürdürdü: “Refah Partisi ve Fazilet Partisi ile kendisi ile aralarinda bulundugumuz arkadaslarimiz ile AK Parti’nin kurulusunu gerçeklestirdik. Ilk güçlü mitingimizi yaptigimiz il Kayseri olmustur. Yola çikisimiz Kayseri’de oldu. 2007 yilindaki cumhurbaskanligi seçimi öncesi ve sonrasinda Türk siyasi tarihinin en ibretlik görüntülerini yasadik. TBMM’nin iradesine karsi meydan okumaya çevrilen bu seçim süreci 367 garabetiyle trajikomik bir hale dönüstürülmüstür. Bizde iste böyle bir dönemde milli iradeye karsi girisilen saldirilara Abdullah Bey’i aday göstererek verdik. Abdullah Bey adayligi hem kendi camiamizda hem milletimiz nezdinde hüsnü kabul gördü. Adayligi cumhurbaskanligi ile neticelendi. Biz cumhurbaskanligi ve basbakanlik makami arasindaki dayanisma ile bu süreçlerde yasanan sosyal, siyasi ve ekonomik sorunlarda beraber hareket ettik. Milletin cumhurbaskanligina giden yolda ilk adimi Abdullah Gül Bey’in döneminde atmistir. Ülkemizin son yillarda yetistirdigi en önemli siyaset ve devlet adamlarindan biri olan Abdullah Gül kardesimin çalismalari ve hizmeti milletimizin kalbinde müstesna bir yer edinmistir. Bu müze ve kütüphane yarim asra yaklasan ortak siyasi hayatimiza baktigimizda Türkiye’nin nereden nereye geldigini gösteriyor. Siyasetin dikensiz gül bahçesi olmadigini da tecrübe ederek gördük. 1997 yili bizim için yeni bir kirilma noktasi oldu. Gönlümüz kirildi ama milletimiz ile olan bagimiz hiç olmadigi kadar güçlendi. Abdullah Gül Bey ve diger kardeslerimizle yürüttügümüz mücadele 2001 yilinda yeni bir parti ve 2002 yilinda iktidar ile neticelendi.”AK Parti’de 14 yilin geride kaldigini söyleyen Erdogan, “Bu 14 yil Türkiye’nin tarihinin en büyük degisimlerini, gelismelerini yasadigi dönem oldu. Hedeflerimize ulasmak için ümit varsa 14 yildaki basarilarimiz sayesindedir. Tüm basarilarin altinda imzalari olan kardeslerimizden bir tanesidir Abdullah Bey. Bu süreç içinde özellikle önümüzü kesme gayretlerinde en son adim 15 Temmuz darbe girisimi olmustur. Içeriden ve disaridan atilan bu adimla önümüzü kesmeye çalisanlar, milletimizin Hakk’a yürüyüsü ile bunu basaramadilar. Istedigimiz kadar F-16’lara, istediginiz kadar tanklara, toplara sahip olun. Bilin ki bir milletin inanci, ölümü öldürmesi onun karsisinda hiçbir seyi varlik olarak ortaya koyamazsiniz. 16 saatte darbeyi kendi lehine dönüstürdü. Meydanlara yürüyün dedigimiz zaman benim milletim meydanlara yürüdü. Bunun neticesini de 16 saatte aldik. Bu ülkeyi hiçbir ayrima tabi tutmaksizin tek bir millet yaptik” diye konustu.“Bu müzeyi gezenler kisa süre içinde Türkiye tarihini burada görebilirler” 11. Cumhurbaskani Abdullah Gül ise, “Bu müzeyi 24 Temmuz’da açacaktik ama 15 Temmuz olayindan dolayi erteledik. Degerli Cumhurbaskanim, degerli kardesim. Bu fikir, ülke ziyaretleri yaptigimda önemli sahsiyetlerin müzelerini de ziyaret etmistim. Bu tip müzelerin gelenegi dogulan yerde, büyüyen ve siyasetçi olarak temsil ettiginiz yerlerde oluyor. Benim kendi sehrim olan Kayseri oldugum için bunu cumhurbaskani oldugum dönemin sonunda kararlastirdim. O zaman hukuki düzenlemeyi de yaptik” dedi. “Benim baslattigim projeyi Sayin Cumhurbaskanimiz Recep Tayyip Erdogan da destekledi” diyen Gül, sunlari söyledi: “Burasi sadece sahsimla ilgili müze olmanin ötesinde bir siyasi tarih müzesi olarak da düsündük. Bu müzeyi gezenler kisa süre içinde Türkiye tarihini burada görebilirler. Aci tatli günlerimizi, sikintilarimizi görebilirler. Daha sonra da benimle ilgili bölümler var. Benim siyaset tarzimi, öne çikarttigim konulari, liderlik yaptigim degerleri de bu müze örnek olarak sunmaktadir. Her ne kadar benim ismimi tasiyorsa da hepimizin hatiralarini yansitmakta. 50 yila yaklasiyor tanismamiz. Dolayisiyla hükümet içindeki bütün faaliyetlerimiz, sikintili günlerimiz, AK Parti’yi kurus yillarimiz, basimizdan geçen bütün dönemler burada var. Omuz omuza hep beraber siyaset yaptigimiz bütün arkadaslarimizin hatiralari bu müzede yansitilmaya çalisildi. Hep gurur duydugumuz isler yaptik. Türkiye deki tabulari hep beraber yiktik ve tarihe gömdük. Tarihte inisler ve çikislar söz konusu. Bizim yakin tarihimizde bu tip inisli çikisli dönemler var. Bunlari bazen mahcubiyetle aniyoruz. Bunlarin hepsi ara dönemler olarak kaldi. Bunlarin hepsini astik ve Türkiye’yi bu günkü durumuna tasidik. 15 Temmuz’da haince ve rezilce gerçeklestirilen bu olayi da geride birakacagiz. Erol Olçak ‘u özellikle anmak istiyorum. Suçlu ve suçsuzu titizlikle ayiklayip suçlu olanlara ceza verilecegi herkesin emin oldugu husustur. Demokrasinin reformcu bir niteligi vardir. Nasil yaptigimiz seyler sürekli köklü bir reform süreci içinde bizi olusturdu ve Türkiye’yi ileri tasidiysak, inaniyorum ki bu reform sürecini sizlerin liderliginde gerçeklesecektir. Bu içinde yasadigimiz dönemi süratle atlatacagiz. Bundan hiç tereddüdüm yok.” Konusmalarin ardindan Abdullah Gül Müzesi ve Kütüphanesi kurdele kesimi ile açildi.