Tarih: 01.12.2018 10:25
Akne ve sivilce olusumuna dikkat
Dr. Sevgi Ekiyor, “Genetik faktörler; akne genetik özellikler de içeren bir olgudur. Aslinda herkes belli bir dereceye kadar akne sorunu yasayabilir, ama bazi kisilerin kimi akne türlerine genetik bir yatkinliklari vardir. Eger anne veya baba ergenlikte ya da hayatinin herhangi bir döneminde akne problemi yasamissa çocuklarinda akne görülme ihtimali daha yüksektir. Hormonlar (Androjen); akneler genelde, vücut androjen hormonunu daha fazla üretmeye basladigi zaman olusur. Androjen üretimi 1114 yaslari arasinda en üst seviyeye ulastiginda akneler de artmaktadir. Genç kadinlarda menstrüel döngü nedeniyle degisen hormon seviyeleri de aknelerde alevlenmelere neden olmaktadir. Bu degisiklikler yag bezlerinin androjenlere olan hassasiyetini de etkilemektedir” dedi.
Kapali folikülün, bakterilerin üremesi için uygun bir ortam oldugunu ifade eden Dr. Ekiyor, “Özellikle bu ortamda yasayan bakteri P. Acnes bakterisidir. Bu bakteri, sebumla beslenir ve aknesi olsun olmasin herkesin cildinde bulunur. Yag bezi tikandiginda ve içi sebumla doldugunda P.acnes bakterisi çok daha çabuk çogalir. Bakterinin ürettigi kimyasallar folikül içinde ve cilt yüzeyinde inflamasyona neden olur. Yag bezleri androjenler tarafindan uyarildiktan sonra daha fazla sebum üretmeye baslarlar. Yagli sebum, folikülün içinde birikir ve yukariya dogru hareket eder. Yukari dogru hareket ederken, normal cilt bakterileri ve ölü cilt hücreleriyle birlesir. Sebum üretimi arttikça, kil folikülünün tikanma ve komedonlara neden olma ihtimali de artmaktadir. Androjen üretimi arttikça ve yag bezleri genisledikçe, kil folikülünün cildin altina dogru uzanan yapisi da degisime ugramaktadir. Normalde ölü hücreler kademeli olarak dökülürler ve cilt yüzeyinden uzaklasirlar. Ergenlik döneminde hücreler daha sik dökülürler ve birlesip yapismaya daha müsaittirler, sebumla temas ettiklerinde folikülü tikayabilirler. Bu durumda sebum ve ölü hücreler folikülde bir tikaç olustururlar” diye konustu.
Dr. Ekiyor, akne olusumunu önlemek için su uyarilarda bulundu:
“Yorgunluk ve stresin; stres hormonlarini ve dolayli olarak yag yapimini artirdigi bilinmektedir. Yorgunluk ve stresten olabildigince uzak kalmaya çalisin. Uyku esnasinda cilt beslenmekte ve kendini yenilemektedir. Bu yüzden uykunuzu iyi almaya özen gösterin. Egzersiz her seyden önce genel saglik için çok yararlidir. Kan dolasimini hizlandirir ve cildin de aralarinda bulundugu hayati organlara daha fazla oksijen gitmesini saglar. Egzersizden sonra yüzünüzde biriken ve bakteriler için ortam yaratan yag ve teri mutlaka dikkatlice yikayin. Aksi takdirde aknelerin artmasi mümkündür. Su, vücut ve ciltteki hücrelerin içeriginin önemli bir bölümünü olusturur, toksinlerin vücuttan atilmasini kolaylastirir ve besinlerin vücutta tasinmasini saglar. Su içmek akneleri yok etmez ama cildin sagligini korumaya yardimci olur. Saunalardan ve havalandirmasi olmayan mutfaklardan uzak durun. Akneleri sikmayin, üzerindeki deriyi ve iltihapli kisimlari koparmayin. Ellerinizi sik sik yikayin. Zaman zaman çok güçlü bir istek duysaniz bile akneleri sikmayin. Okurken, televizyon izlerken ya da ders çalisirken ellerinizin yüzünüzden uzak tutmasina özen gösterin. Yüzünüzü günde iki defa dermatologunuzun önerdigi bir sabunla yikayin. Havlunuzu her gün degistirin. (Nemli havlu bakterilerin üremesi için çok uygun bir ortamdir). Haftada en az iki kez saçinizi yikayin. Uyurken saçlarinizi yüzünüzden uzak tutmaya çalisin. Gün içinde saçlarini yüzüne degmeyecek sekilde toplayin. Asiri güneslenmeyin. Dermatologla olan randevularinizi düzenli olarak takip edin. Nelerin denendigini ve nasil sonuç verdigini kaydedin. Tedaviyi yarim birakmayin.”
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —