Arakan yeni bir Filistin oluyor

Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Ögretim Üyesi  Savas Egilmez, Arakan’da yasanan olaylara dikkat çekerek, “Simdi Güneydogu Asya’da ikinci bir Filistin doguyor.Bir grup insan sirf Müslüman olduklari için sözde barisçil, her türlü siddete karsi Budistler eliyle yok edilmeye çalisiliyor.” dedi. Rohingya’da Müslüman azinliga karsi baslatilan soykirimin, Budist Rahiplerin 3 Müslüman gencin üzerine attiklari iftiranin alevlenmesi ile basladigini kaydeden Ögretim Üyesi Savas Egilmez, “3 kisilik bir Budist Rahip grubu, 26 yasindaki Burmali bir kadina tecavüz edip ardindan onu öldürdüler. Katil Budist Rahipler, öldürdükleri kadinin cesedini, bölgede bulunan bir Müslüman köyünün yakinlarina birakip kaçtilar. Cesedin bulunmasinin ardindan Budist Rahipleri ve Burma Hükümet yetkilileri kadinin basina gelen hadiselerden ötürü Müslümanlari sorumlu tuttular. Neticede 3 tane masum Müslüman genç tutuklandi. Tutuklanan gençlerden bir tanesi dövülerek öldürüldü. Diger ikisi de mahkeme tarafindan ölüm cezasina çarptirildi. Böylece hükümet, bir iftira vasitasi ile tüm dünyanin gözü önünde Müslümanlara karsi bir soykirimin ilk tohumlarini atmis oldu. Bu hadiseyi takip eden aylarda, birçok radikal rahip, Burma içerisinde ve disarisinda Rohingyalilara karsi bir anti-propaganda baslattilar. Burmalilara karsi kullandi slogan söyleydi; “Rohingya Burmanin bir vilayeti degildir. Onlar Banglades’ten gelen illegal göçmenlerdir.” dedi. Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Ögretim Üyesi Savas Egilmez, bu planli provokasyonun basladigi tarih olan 2012 yilinda katliamdan kaçan 100 binden fazla Rohingyali Müslüman çok zor sartlarda evlerini terk edip, Banglades sinirina dogru ilerlediklerini ifade ederek su bilgileri verdi: “2015 yilinda tekrar alevlenen Budist saldirilari sonucu binlerce Müslüman katledilmis, binlercesi de yurtlarindan sürülmüstü. Sadece son bir ayda Myanmar (Burma)’in Arakan (Rakhine) eyaletinde yasayan 500 binden fazla Müslüman yurtlarini terk etmek zorunda kaldilar. Bugün Banglades sinirlarina dogru büyük bir perisanlik içerisinde kaçmaya çalisan Rohingyali Müslümanlar, tipki 1948 yilinda Israil ordusunun 750 binden fazla Filistinliyi kendi yurtlarindan büyük iskencelerle sürdügü manzaraya benziyor. Bütün dünya zamanla Filistinlileri ve Rohingyalilarin ayni kaderi paylastiklarina sahitlik edecektir. Yakin bir zamana kadar vatandas bile kabul edilmeyen bu Müslümanlar iskenceler, tecavüzler ve ölümler gölgesinde mülteci konumuna geldiler. Myanmar ve Israil devletlerinin ikisi de sinirlari içerisindeki Müslümanlara büyük bir baski uygulayarak, onlari yüzyillardir yasadiklari topraklari terketmeye zorlayan acimasiz politikalarini bütün dünyanin gözü önünde uyguluyorlar. Hem Israil hem de Myanmar Müslüman gruplarin tarihini, istilalarla ve katliamlarla yeniden yaziyorlar. Tarihin gördügü en büyük zulümlerden birini yasayan bu insanlarin tek suçu kendilerinden farkli bir inançta olmalaridir. Israil devleti nasil ki Yahudi fanatikleri kullanarak, Filistinliler üzerinde etnik bir temizlik politikasi uyguluyorsa iste ayni sekilde Myanmar hükümeti de Budist Milliyetçileri savunmasiz Rohingyalilara karsi soykirim uygulamalari noktasinda tesvik ediyor. Israil’de de Müslümanlar yilanlara benzetilmekte ve o sekilde muamele edilmesi gerektigi savunulmaktadir. Örnegin Israil Adalet Bakani Ayelet Shaked bütün Filistinliler bizim düsmanimizdir ve hepsinin kanlari bizim elimizde olmalidir diyerek tipki Myanmar’da oldugu gibi Müslümanlari insan olarak görmediklerini ortaya koymustur. Bu ifadelerin benzerleri yankilaniyormus gibi Myanmar’dan gelmektedir. Budist Rahip Ashin Wirathu Müslümanlarin Afrika sazanlarina benzedigini, onlar gibi çabuk yavruladiklarini yine onlar gibi çok gürültücü olduklarini ve gerektiginde kendi çocuklarini bile yediklerini ifade ederek, Burma Devleti’nin uyguladigi politikanin, bütün Müslümanlarin Arakan’dan temizlenene kadar devam edecegini belirtmistir. Simdi Güneydogu Asya’da ikinci bir Filistin doguyor. Bir grup insan sirf Müslüman olduklari için sözde barisçil, her türlü siddete karsi Budistler eliyle yok edilmeye çalisiliyor. Ve uygar dünya! bu durumu sadece endiseyle izledigini ve ölümlerin durmasi gerektigini ifade etmekten baska bir sey yapmiyor. Bugün bu insanlarin yaninda olmamiz için birçok sebep var. Bu masum insanlar için birçok sey yapabiliriz. Bunlarin içinde en önemlisi onlarin dünyadaki çigligi olmaliyiz. Yillardir bir türlü duyuramadiklari sesleri olmaliyiz.”