Tarih: 01.02.2019 10:25
HÜRRIYET ASIGI ERZURUM DOGUMLU SADULLAH PASA
“Sebebi-i kesb-i seref zâtda ehliyettir,Yoksa degmez velede irsle ehliyet-i eb“Insan ehliyetiyle seref kazanir, zira babadan, atadan irsiyetle gelen ehliyet evlada intikal etmez.”Bu misralarinin sahibi Erzurum Valisi Esat Muhlis Pasa’nin oglu hürriyet asigi Sadullah Pasa’dan bahsedecegim. Ayas dogumlu olan Vali Esat Muhlis Pasa adi Erzurum’da Erzurum Kalesi ve Saat Kulesi arasinda sehre hâkim yüksek bir tepe üzerinde yer alan, kirmizi kesme tas kullanilarak yapilmis minaresi olan Esat Pasa Camisi’yle bilinmektedir. Vali Esat Muhlis Pasa’nin “Divançe-i Esat Pasa” adli bir eseri de vardir.Eserinin bir beytinde Vali Esat Muhlis Pasa okuyucudan dua ister:“Es’adâ hüsn-i edeble kil ziyâretle duâEvliya’nin dâimidir feyz-i rûhaniyyetiAfv ü magfur eyleye züvvârini Rabb-i GafûrEnbiyâ ve evliyâ ve etkiyasi hürmeti.”18 Kasim 1839 tarihinde Erzurum’da dogan Sadullah Pasa özel hocalardan Arapça, Fars’a, Fikih, Akaid, Tabiiyye, Kimya ve Fransizca dersleri alir. Sadullah Pasa babasi gibi sairdir. Devletin çesitli bürokrasi ve diplomasi makamlarinda memuriyet görevlerinde bulunur. Ayastefanos Antlasmasi ile Berlin Kongresi’ne ikinci murahhas/delege olarak katilir.1878’de imzalanan Berlin Kongresi’nde Osmanli, Balkanlarda büyük toprak kaybetti. Dogu Anadolu’da da “Elviye-i selâse” yani üç liva (sancak) olarak adlandirilan Kars, Ardahan ve Batum Ruslara birakildi. Dahasi Dogu Anadolu’da yogun bir sekilde yasayan Ermenilerin, Kürt ve Çerkezlerin yagma ve saldirilarina karsi koruma yükümlülügü de kabul edildi.Kaderin cilvesine bakin ki Osmanli’da “millet-i sadika” ya da “tebay-i sadika” diye adlandirilan Ermeniler, Türkler tarafindan korunmasi garantisi verilmesine ragmen, Sultan II. Abdülhamid’e 21 Temmuz 1905 Cuma günü saatli bomba ile suikast hazirlamislardi. Suikastçilar Sultan’in Yildiz Camii’nden Cuma Namazi çikisi saatli bombayi harekete geçirmislerdi. Fakat bir tesadüf neticesi, Sultan II. Abdülhamid namaz sonrasi Seyhülislam Cemaleddin Efendi ile ayaküstü bir müddet sohbet ettigi için gecikmisti. Bomba disarda müthis bir gürültü ile patlatilmisti. Padisah suikasttan kurtuldu ancak bu arada arabanin yakininda bulunan çok sayida insan ölmüs ve yaralanmisti. Yine 27 Nisan 1909’da meclisin aldigi II. Abdülhamid’in tahtan indirilmesi ve Selanik’e sürgün edilmesi karar metnini okuyan bes kisiden birisi, Ermeni Ayan (senato) üyesi Aram Efendi’ydi.Sadullah Pasa Berlin Kongresi’nden sonra:“Ey sevgili vatan, kerem et, gel hitabete;Bu düstügün felaketi nakl eyle millete” diye yürek yanikligiyla ifade eder.Daha sonra Pasa, Viyana Büyükelçiligine atandi. Sultan II. Abdülhamid, büyükelçi atadiklarinin eslerini Istanbul’da tutarak, elçilerin kendisine karsi siyasi faaliyetlerde bulunmamalarini sagliyordu.Sadullah Pasa da ailesinden ve vatandan ayri olmanin verdigi hasretle su Farsça dörtlügü yazar:Der gurbet merg resed ber beden-i mâÂyâ ki kened kabr ki dûzed kefen-i mâTabut-i merâ cây-i bülend biguzâridTâ bâd bered bûy-i merâez vatan-i mâ.“Eger gurbette ölüm bana ulasirsa, kefenimin içinde bulundugu kabrimi acaba kim kazar?Tabutumu yüksek bir yere koyunuz ki, rüzgâr vatanimin kokusunu bana ulastirsin.”Sadullah Pasa yurda dönmek için birçok kez girisimde bulunmus ancak olumlu cevap alamamisti. Sultan II. Abdülhamid bu istege karsilik vermez “sagir sultan” kesilir.Sadullah Pasa Viyana’da intihar ya da saibeli sekilde 1891 yilinda vefat eder.II. Abdülhamid, Sadullah Pasa’nin ölüm olayi üzerine tahkikat baslatilmasina, na’sinin yurda getirilmesine ve Mahmut Han Türbesi’nin bahçesine gömülmesine müsaade eder. Sadullah Pasa’ya yapilan bu son görev takdire sayandir. Ancak sunu da biliyor ve çevremizde görüyoruz ki insanlarin sagliginda sesini duymayan, aci ve istiraplarini hissetmeyenlerin, öldükten sonra son görevlerini yapma çabasi içerisinde olmalarinin çok da bir anlami yok. Sadullah Pasa da yapilan muameleye çok önceden cevap vermis gibidir:“Eski Bagdâd gibi gönlümü vîran itdin,Neyleyim yaptigini ba’de- harâbi’l Basra.”Ebuzziya Tevfik Sadullah Pasa’yi, Sinasi, Ziya Pasa ve Namik Kemal’le birlikte yeni edebiyatin kuruculari arasinda sayar. Bu nedenle Tanzimat devri devlet adami ve sairdir.Tanzimat fermaniyla: Yasama hakki, mülkiyet hakki, insan onuruna saygi ilkesi, kisi dokunulmazligi gibi temel haklar ve ilkeler kabul edildigi gibi, vergilendirmeden askerlige iliskin birtakim temel ilkeler de kabul edilmisti.Namik Kemal gibi o da “hürriyet” sairidir. Sadullah Pasa’ya göre “Fransiz Ihtilali sonrasi Fransiz milleti hürriyet sayesinde en faal ve en zengin millet olmustur. Prusya’nin Avusturya karsisindaki zaferi «igneli tüfekten daha ziyade ahalisine verdigi serbestlik sayesindedir.”Montesquieu (1689-1755) de bu anlayistadir: “Öteki milletler politik yararlarini ticari yararlarindan önde tutmuslardir. Ingilizler ise ticari yararlarini politik yararlardan önde tutmustur. Ingiliz milleti yeryüzünde su üç seyden ayni zamanda en çok gurur duymayi bilen tek millettir. DIN, TICARET ve HÜRRIYET.”Yine Sadullah Pasa Osmanli’da hürriyet adina yapilan kanunlarla maddi ve manevi bakimdan daha hizli gelisecegini ifade eder: “Ben derim ki, bir memleketin binalarin yüksekligi, gösterisi memleketteki hürriyetin ve istibdadin/zorbaligin delilidir. Mesela Avrupa’da büyük büyük binalar görürsünüz. Bunlarin ne oldugunu sordugumuz zaman, millet meclisi, milIet bankasi, millet tiyatrosu oldugunu anlardiniz. Bizim memlekette ise, büyük binalarin ya daire-i hükümet veyahut bir hasmetli saray oldugunu görürsünüz. Demek ki Avrupa’da hâkimiyet millete bulunuyor; milletimiz ise, simdiye kadar hükümetin tahakkümü altinda duruyor. Lakin Hakk’in yardimiyla bundan sonra Osmanlilar dahi kanun-i hürriyete tabi bulunan memleketlerinde nice asar-i terakki vücuda getireceklerdir.”Yine Sadullah Pasa’ya göre:“Hürriyet her türlü gelismenin kaynagidir.Hürriyet olmazsa bu gelismeler olmaz.Hür olmayan insanin gelisme ihtimali yoktur.Beseri gelismeler hürriyetin eseridir.Saadet, hürriyetin sayesinde elde edilir.Hürriyet olmayinca emniyet olmaz,Emniyet olmayinca çalisma, üretme olmaz,Çalisma, üretme olmayinca servet olmaz,Servet olmayinca saadet olmaz.”Hatta köylünün yitilip kakildigi ve horlandigi zamanlara Sadullah Pasa ferdi hürriyet suurunu tasiyan köylüler hakkinda su tespiti yapmistir:Köylü köylü diye etme hande/gülüs;Onun âzâdeligi/hürlügü yok sende;Ne velî Amr’e, ne Zeyd’e bende/kul, köleKalbi sen, kalibi gayet zinde;Keski bir köylü olaydim ben de;Iki yüzyila yakin bunca “hürriyet” sarkilarina ragmen medeniyetimizde zihniyet olarak ne degisti dersiniz?Montesquieu Kanunlarin Ruhu adli eserinde, “Hür bir milletin kurtaricisi olabilir. Köle bir milletin ise bir baska efendisi çikar ortaya” der.Not: Daha genis bilgi için Ali Akyildiz, Sürgün Sefir Sadullah Pasa, Türkiye Is Bankasi yayinlari, 2011. Istanbul. Ibrahim Sirin, Sadullah Pasa’nin 19 Asir Manzumesi Baglaminda Osmanli’da Bilginin Toplumsal Tarihine Bir Bakis. Sosyoloji Dergisi 3. Dizi.15.yiaYl, 2007/2, 41-56. Zübeyir Saltuklu, Medeniyetimizde Hürriyet/Özgürlük Anlayisi, Erzurum Türk Ocagi, 14 Kasim 2015. Yayinlanmamis makale. Vahdettin Engin, Sultan II. Abdülhamid’e Düzenlenen Ermeni Suikasti ve Bu Sebeple Belçika ile Yasanan Diplomatik Kriz, Türk Tarih Kurumu, Agustos 1995, Cilt 59 – Sayi 225, Sayfalar: 413-428.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —