Gida, Tarim ve Hayvancilik Bakani Ahmet Esref Fakibaba, kendisinin de et ithalatina karsi oldugunu belirterek, “Biz bunu ne yapip yapip artik ithalat yapmayacak ve kendi etimizi üretecek bir duruma gelmek zorundayiz” dedi.Bakan Fakibaba, Aydin’in Çine ilçesinde katildigi Tarim Sektörü Degerlendirme Toplantisinda sektör temsilcilerinin sorularini cevaplandirdi. Kendisine iletilen jeotermal santrallerin tarim sektörüne olumsuz etkilerinin olup olmadigi yönündeki bir soruyu cevaplandiran Bakan Fakibaba, “Çevre Bakanligi 2 milyonluk bir fonla bütün akademisyenlerin bir arada olacagi bir rapor hazirlatiyor. Bizim için önemli olan insan sagligi ve gida güvenligi. Yani tabii enerji önemli ama benim için insan sagligi her seyden önce. Bu baglamda Allah’in izniyle samimi bir sekilde bu raporun sonuçlarini ben de takip edecegim. Eger insan sagligina ve gida güvenligine engel bir durum çikarsa ben buna emin olun engel olacagim. Ama eger bizim vicdanimiz rahatsa ve Aydin’in gelecegi için bu çok önemli ise ve bu jeotermal sadece enerjide degil seracilikta kullanimi yapilabilecekse burasi gerçekten dünyanin en önemli bir merkezi haline getirilebilir. Ama gerçekten gida güvenligine zararli ve insan sagligina zararli ise ben en basta Tarim Bakaniniz olarak ben kabul etmem, bu alanda çok rahat olabilirsiniz. Hakikatten mazot, gübre ve yem konularini Bakanlar Kurulunda gündeme getirecegim. Çevre Bakani benim çok yakin dostum ve arkadasim. Jeotermal ile ilgili raporunun ehil kisiler tarafindan bütünüyle hazirlanip halkin önüne konulmasi gerektigini özellikle iletecegim” diye konustu. Kirmizi et konusunda üreticilerden gelen soruyu cevaplandiran Bakan Fakibaba, kirmizi et piyasasinda çok farkli spekülasyonlarin olduguna isaret etti. Kendisinin de ithal ete karsi oldugunu kaydeden Fakibaba, “Bana inanin et ithalati geçici bir olaydir. Ama mecbur oldugunuz zaman belli bir dönem bunu ithal etmek zorundasiniz. Biz bunu ne yapip yapip artik ithalat yapmayacak ve bizim kendi kardeslerimizin kendi etimizi üretecek bir duruma getirmek zorundayiz. Bu baglamda da biz buzagidir, buzagi ölümleridir, damizliktir ve yeni bir sistem kurup artik disariya mahkum olmadan, bunlarin tartismalarini da yapmadan kendi bize yeter hayvanin ögretmemiz lazim. Bu konuda önümüzdeki haftaki Bakanlar Kurulunda Cumhurbaskanimiza ben güzel bir brifing hazirladim. Neler yapacagimizi, neler yapmayacagimizi anlatacagim. Bu geçici dönem içerisinde suna emin olun biz üreticiyi magdur etmeyecegiz” seklinde konustu.“Kirmizi et konusunda 2-3 yil içerisinde iyi bir noktaya gelecegiz”Kirmizi et sorununun çözümü için çiftçinin desteklenmesi gerektigine isaret eden Bakan Fakibaba, söyle konustu:“Bizim esasinda çiftçiyi desteklememiz gerektigine inaniyorum. Çiftçi tam böyle bir asamada hem kendine güveniyor, zaman zaman da kendini yalniz hissediyor. Yani bizim tam bu devrede olaya girmemiz lazim. Onun için bir defa et fiyatlari ve kirmizi et olayinda ben yerlinin yanindayim, ithal etmekten ben çok rahatsizim ama ithal etmemek için de bunun önlemlerini su andan itibaren aliyorum. Insallah 3 yillik bir süreç içerisinde kendine yeten hatta asan bir noktaya gelmeyi hedefliyoruz. Hem bu konu ile ilgili çalismalarimiz var. Hemen bir kerede olacak is degil ama siz daha iyi biliyorsunuz bir buzagi olacak ve 18 ay sonra yeni bir buzagi verecek. Hizli bir sekilde ne yapip yapip buzagiya önem verecegim. Tabi çok zor bir zamanda bu göreve geldim. Bundan sonra belki 2 yil, 3 yil devam ederken de bu sefer sartlar getirecegiz. Diyecegiz ki ‘100 tane hayvan getirirken bunun 20’si döve olacak 20’si buzagi olacak’ ve bu sefer biz anayi arttiracagiz. Zaten ana oldugu zaman ben etin de sütün de rayina girecegine, regüle edecegini Tarim Bakanliginin bu isle ugrasmayacagina inanan bir kardesinizim.”Yaklasik 3 saat süren toplantida birçok sektörden gelen sorulari cevaplandiran Bakan Fakibaba’ya Aydin Kirmizi Et Üreticileri Birligi Baskani Altan Bilgen tarafindan isminin yazili oldugu bir posu hediye edildi. Bakan Fakibaba, toplanti boyunca bu posuyu omzunda tasidi.