İzmir’de “İş Dünyası Buluşması”na katılan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “Bu Yapılandırma Kanunu’nda vergi dairesine ödenmesi gereken hangi tür borç olursa olsun yapılandırılacak.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, İzmir'de bir otelde düzenlenen “İş Dünyası Buluşması”na katıldı. Toplantıda Yapılandırma Kanunu hakkında detaylı bilgiler veren Bakan Nebati, “Teklifle, vergi ve prim borçları başta olmak üzere, çok sayıda kamu kurum ve kuruluşuna süresinde ödenememiş borçların cezaları kaldırılarak ödenmesini getiriyoruz. Şunu da belirtmem gerekir ki, bugüne kadar diğer yapılandırma yasalarında kapsama alınmayan adli para cezaları dahil olmak üzere idari para cezalarını da yapılandırma kapsamına alıyoruz. Tabii bunların faizlerini de düşük bir oran ile güncelleyerek ödenmesini daha kolay hale getiriyoruz. Bu Yapılandırma Kanunu'nda vergi dairesine ödenmesi gereken hangi tür borç olursa olsun yapılandırılacak. Bir tane istisnamız var o da 2022 yılı için ödenmesi gereken geçici vergiler. Onlar da zaten beyanname verme süresinde kadar ödenmezse terkin edildiği için kapsama almadık. Ayrıca, davalı olan vergi ve prim dosyalarındaki ihtilafları sonlandırarak ödeme imkânı getiriyoruz” diye konuştu.
“Yasalaşmasını bekliyoruz”
Yapılandırma Kanunu ile ilgili bilgi vermeye devam eden Bakan Nebati, “Halkımızın ve ekonomimizin gereksinimlerini ve gelen talepleri dikkate alarak kamuya olan yükümlülüklerin hafifletilmesi ve uzun vadeli taksitler şeklinde ödenebilmesi için Cumhurbaşkanımızın da belirttiği çalışmaları tamamlandı. İnşallah en kısa sürede Meclisimizin gündemine alınarak yasalaşmasını bekliyoruz. Kanun hem yapılandırma hükümlerini hem de vergi mevzuatında çeşitli yeniliklerin olduğu hükümleri kapsayacak. Yapılandırmaya ilişkin hükümlerle; vergi daireleri, gümrük müdürlükleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, il özel idareleri ve yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına ödenmesi gereken kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin düzenlemeler yapıyoruz” sözlerine yer verdi.
“Taksit ödeme sürelerini 4 yıla çıkardık”
Teklifte, matrah artırımı ve işletme kayıtlarının düzeltilmesine imkân sağlayan düzenlemelere de yer verdiklerini söyleyen Bakan Nebati, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşletmelerimiz, 2018 ila 2021 yılları için gelir, kurumlar, KDV ve gelir stopaj vergilerinde matrah ve vergi artırımı yaparak vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmayacak. Bu konuda da şunu peşinen belirteyim; artırılan matrahların vergilerini peşin öderlerse o zaman vergi aslında da yüzde 10 indirim sağlanacaktır. Bu teklifteki önemli bir yenilik de taksit ödeme sürelerini 4 yıla çıkarmamızdır. Böylece vatandaşlarımız yapılandırılan borçlarını 4 yıla yayılan aylık taksitler halinde 48 taksitte ödeyebilecekler. Ödeme süresini uzun tuttuk ancak daha kısa sürede ödemek isteyenlere de ayrıca avantajlar getiriyoruz. Yapılandırılan borçlar peşin ödenirse, zaten küçük oranlar uygulayarak hesapladığımız Yurt içi-ÜFE tutarının yüzde 90'ından da vazgeçiyoruz. Eğer yapılandırılan borç idari para cezası ise asıl alacaktan da yüzde 25 oranında indirim sağlıyoruz.”
“2 bin lirayı aşmayacak borçlar”
2 bin lirayı aşmayan icralık borcu olan vatandaşların bu borçlarını tasfiye edecek ortamı zaten daha önce hazırladıklarını ifade eden Bakan Nebati, “Şimdi de vergi, ceza, faiz gibi hangi türden olursa olsun borcu bulunan vatandaşların 2 bin lirayı aşmayan borçlarını sileceklerini söyledi. Bir kişinin, 31 Aralık 2022 tarihinden önce ödenmesi gereken borçlarının toplamı 2 bin lirayı aşmıyorsa bu düzenleme kapsamında bir defaya mahsus olmak üzere hiçbir şart aramadan borçlarını siliyor, alacağımızdan vazgeçiyoruz. Böylece, bu borçlar nedeniyle vergi dairelerimiz takip işlemleri yapmayacak, vatandaşımız da takibe muhatap olmayacaktır” dedi.
“Genç girişimci istisnasının tutarını artırıyoruz”
Teklifte yer alan diğer bazı düzenlemelere de değinen Bakan Nebati, şöyle sıraladı: “Gelir Vergisi Kanunu'nda yer alan genç girişimci istisnasının tutarını artırıyoruz. Mevcut düzenlemeye göre istisna kapsamında ilk defa işe başlayan gelir vergisi mükelleflerinin üç hesap dönemi kazançlarının yıllık 75 bin lirası gelir vergisinden istisna ediliyor. Söz konusu tutarı 2023 yılı için 150 bin liraya çıkarıyor ve her yıl Gelir Vergisi tarifesinin ikinci dilimi tutarına paralel olarak artmasını sağlıyoruz. Böylece, izleyen yıllarda, dilim tutarlarında yeniden değerleme oranında artış oldukça, bu istisna da beraberinde artacak.”
“Konutların daha uygun şartlarla üretilmesine imkan sağlıyoruz”
TOKİ tarafından konut ve konut ile birlikte ihale edilen yapım işlerine ilişkin olarak bu yılsonuna kadar uygulanmak üzere, damga vergisi istisnası getirdiklerini aktaran Bakan Nebati, “Böylece, özellikle orta ve alt gelir grubuna yönelik konutların daha uygun şartlarla üretilmesine imkan sağlıyoruz. Ortaklığın giderilmesi davaları yoluyla gayrimenkul satışlarında alınan asgari maktu harcın toplamını belli bir tutarla sınırlandırıyoruz. Turizmi teşvik amacıyla, turizm tesislerimizin yaz ve kış sezonlarında çalışmaları durumunda SGK prim desteği sağlıyoruz. Turizmin 12 aya ve ülke çapına yaygınlaştırılması hedefi doğrultusunda; turizm sektöründe çalışan personelin tüm yıl çalışabilmesi ve nitelikli personel istihdamının kalıcı hale getirilmesi için yeni bir destek sistemi düzenliyoruz. Yıl boyunca faaliyet gösteren turizm işletmesi belgeli ve Türkiye Sürdürülebilir Turizm Programı kapsamındaki ve bu Program kriterlerinden üçüncü aşama sertifikasına sahip konaklama tesisi işyerlerinde çalışan sigortalılar için kış veya yaz turizmi kapsamında belirlediğimiz aylarda prim desteği vereceğiz. Bu destek kapsamında, prime esas kazanç alt sınırının iki katını geçmemek şartıyla, bildirilen prime esas kazanç üzerinden hesaplanan sigortalı ve işveren hissesi primlerinin tamamını Hazinece karşılayacağız" ifadelerini kullandı. AR-GE tasarım ve destek personelinin merkez ve bölge dışı çalışma sürelerinin yüzde 100'e çıkarılmasına imkân verdiklerini belirten Bakan Nebati, “BAĞ-KUR sigortalılık sürelerinin durdurulması ve ihya edilmesine imkan sağlıyoruz. İştirak hissesi ve pay alımı dolayısıyla yapılan finansman giderlerinin, devir sonrası devir alan kurum tarafından gider yazılabilmesi imkanını getiriyoruz. Öte yandan eşdeğer eşya ve yeniden kullanılabilir parçaların sigorta sektöründe kullanılabilmesinin de yolunu açıyoruz” diyerek kanunun detaylarını paylaştı.
“Krizleri fırsata çevirmeyi başardık”
Türkiye'nin son yüzyılın en zor yıllarından biri olan 2022 yılındaki krizleri fırsata çevirmeyi başardığını kaydeden Bakan Nebati, şöyle konuştu: “Tüketici güven endeksi gibi öncü göstergeler de 2023 yılında ekonomimiz hakkında olumlu işaretler vermektedir. Bu başarıların temelinde 20 yıldan bu yana elde ettiğimiz kazanımlar olduğu gibi, yatırım, üretim ve ihracata odaklanan Türkiye Ekonomi Modelimiz de önemli bir paya sahiptir.”
“Rekorlar kırdık”
Ekonomik aktivitedeki güçlü toparlanma ve etkili politikalar sayesinde, 2021 başından 2022 kasım ayına kadar 4,5 milyon vatandaşa ilave istihdam oluşturduklarını, toplam ihracatı ihracatçıların da katkısıyla, 254,2 milyar dolara çıkartarak cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdıklarını söyleyen Bakan Nebati, “Rusya-Ukrayna Savaşı başladığında kimi çevreler tarafından turizme yönelik felaket senaryoları çizilmiş olsa da uyguladığımız politikalarla 2022 yılında turizmde de rekorlar kırdık” dedi. Bakan Nebati ayrıca, “Nasıl ki 2022'de son 20 yılın en iyi bütçe performanslarından birini sergilediysek 2023 yılında da bütçe disiplininin bozulması gibi bir durum kesinlikle söz konusu olmayacaktır” ifadelerini kullandı.
“2022 yılını yüksek enflasyonla geçirdik”
Çeşitli destekler, EYT ve ücret artışları gibi kararları alırken, vatandaşları her daim gözetmelerinin yanı sıra bütçeye etkilerini de titizlikle hesapladıklarını belirten Bakan Nebati, “Bahsettiğim küresel gelişmelerin ve 2021 sonunda yaşadığımız ani kur artışlarının etkisiyle 2022 yılını yüksek enflasyonla geçirdik. Ancak enflasyonda da son 2 aydır düşüş eğilimine girmiş olduğunu hepimiz görüyoruz. Kurlardaki oynaklığın azalması, beklentilerdeki iyileşme ve iş dünyamızın fiyat sabitleme ve indirme kampanyamıza devam eden desteğiyle, ilerleyen aylarda da enflasyonda belirgin düşüşler görmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
“Enflasyona ezdirmedik”
Enflasyondan vatandaşların alım güçlerinin etkilenmemesi için 2022 yılında 290,4 milyar lira vergi gelirinden vazgeçtiklerini, hükümet olarak ücret politikalarında da destekleyici bir duruş sergilediklerini kaydeden Bakan Nebati, şöyle devam etti: “Net asgari ücreti yüzde 54,7 artırdık. Asgari ücretten alınan gelir ve damga vergisini kaldırdık ve bu uygulamayı tüm ücret gelirlerinin asgari ücrete isabet eden kısmı için geçerli kıldık. Kamu çalışanlarımızı ve emeklilerimizi bugüne kadar enflasyona ezdirmedik; aylık ve ücretlerinde enflasyonun oldukça üzerinde reel artışlar yaptık. Bu yılın başında da ilave refah payı vererek önemli iyileştirme sağladık. Temmuz ayında da ayrıca artış yapacağımızı özellikle hatırlatmak isterim. Bu yıl, siz değerli iş insanlarımıza sağlayacağımız asgari ücret desteğini de 100 liradan 400 liraya çıkardık.”
“Bu binanın yıktırılarak otoparka dönüştürüldüğünü İzmirliler bilmeli”
Konuşmasının sonunda İzmir İktisat Kongresi binası üzerinden İzmir Büyükşehir Belediyesi yüklenen Bakan Nebati, “Bu binanın yıktırılarak otoparka dönüştürüldüğünü İzmirliler bilmeli. Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında toplamış olduğu bina, Büyükşehir tarafından yıktırılmış ve otopark yapılmış. Şimdi Vali Bey inisiyatif kullanmış, arsayı bulmuş, sahipleriyle pazarlık yapmış. Yeri satın almış, Türkiye Cumhuriyeti adına. O bina şimdi kaldığı yerden aslına uygun şekilde yükseliyor. Tıpkı Türkiye'nin yükseldiği gibi. Birinci yüzyıl bitti, ikinci yüzyıla giriyoruz. 2. yüzyıla 2023 yılında yani Türkiye yüzyılının inşa edilmeye başlandığı döneme adım atıyoruz. Nerede? İzmir'de. İzmir'e Türkiye sahip çıkıyor” dedi.
“Veriler 2024 yılı için de önemli”
Toplantıda konuşan İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “Ülkemiz ekonomisinin en önemli sorununun enflasyon olduğunu görüyoruz. Bu yüzden, işlerimizin sürdürülebilirliği ve yatırım kararlarını sağlıklı verebilmemiz açısından, öncelikli olarak enflasyon seviyesini ve para politikasının yönünü bugünden tahmin etmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Bu veriler sadece 2023 için değil, 2024 yılı için de önemli olacak. Aralık ayının baz etkisiyle yüzde 64,27 olarak gerçekleşen yıl sonu enflasyonunda önümüzdeki 3 ayda da düşüşlerin yaşanabileceğini öngörüyoruz. Ancak bu yılın ilk çeyreğinden sonraki kritik dönemde enflasyonun yeniden yükselme eğilimine girme riskini göz ardı edemeyiz. Enflasyonla mücadeleyi sadece baz etkisine bağlamanın doğru olmadığı kanaatindeyiz. Yanı sıra enerji fiyatları, kredi politikası, EYT düzenlemesi ve asgari ücrette yapılan güncelleme ve bunun diğer maaşlara yansımasının baz etkisini azaltacağını ve fiyatlar genel seviyesine ivme kazandırabileceğini de unutmamamız gerekiyor” dedi.
“Güvenin yeniden tesis edilmesine ihtiyaç var”
“Enflasyondaki düşüşün nasıl sağlanacağıyla ilgili soru işaretlerinin giderilmesine ve piyasalarda güvenin yeniden tesis edilmesine ihtiyaç var” diyen Özgener, şöyle devam etti: “Bunun için de uluslararası alandan gelebilecek negatif şoklara karşı, Türkiye ekonomisinin dayanıklılığını artırmak üzere enflasyon-cari açık-büyüme üçgeninde alternatif bir senaryo üzerinde çalışılması, enflasyonla mücadelede para ve sermaye piyasası enstrümanlarının kullanıldığı, tüketim, tasarruf, kur ve faiz dengelerinin sağlandığı, etkin ve akılcı yönetildiği politikaları içeren bir paketin mutlaka uygulanması gerektiğine inanıyoruz. Makro ihtiyati tedbirler çerçevesinde yapılan düzenlemelerin şu ana kadar hedeflenen faydayı sağlayamadığını görüyoruz. Deneyimleme süreci sonunda sosyal yapıyı olumsuz etkileyen bir enflasyon, reel seviyesi düşük bir Türk Lirası'na rağmen, yükselen cari açık ile karşı karşıyayız. Alınan ekonomik ve finansal kararların maliyeti artarken, seçim sonrasına ötelenen ek maliyetlerin oluşabileceğini de öngörüyoruz. Enflasyonun düşmesi için, yılın ikinci yarısında talebin ciddi bir şekilde daralması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle para politikasında bir değişiklik olup olmayacağına dair görüşleriniz bizler için çok önemli. Öncelikli konularımız arasında para politikasının normalleşmesine ilişkin beklentimiz de yer alıyor.”
“Çözüm bekleyen konularımızdan biri yüksek enflasyon”
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, şöyle konuştu: “Öncelikli çözüm bekleyen konularımızdan biri yüksek enflasyondur. Bugün küresel ekonominin de ana gündemi enflasyonla mücadeledir. Ancak, biz oran olarak ayrışmaktayız. 2022 ÜFE 12 aylık ortalaması yüzde 128 iken, TÜFE yüzde 72 gerçekleşti. ÜFE-TÜFE farkından dolayı pazarda fiyatlar düşmemekte, enflasyona neden olmakta, öngörülebilir fiyatlama yapılamamaktadır. Vatandaş açısından da refah kaybına yol açmaktadır. Bu nedenle, enflasyonu düşürmeye yönelik, kalıcı adımların hızlandırılması son derece önemlidir. Bununla birlikte, kanuna göre uygun şartları oluşan enflasyon muhasebesine geçilmesi de beklentilerimiz arasındadır. İş dünyamızın bir diğer ana konusu da finansmana erişimdir. Son açıklanan 250 milyar TL'lik kredi paketi ve talebimiz olan EYT kredisi için çok teşekkür ediyoruz. Gelen talepler doğrultusunda yeterliliğini hep birlikte göreceğiz. Ancak, henüz bankalarca kredi açılmadığını da belirtmek isterim.”
“Sürdürülebilir değil”
“Uzun bir zamandır kredilerde karşımıza üç konu çıkmaktadır” diyen Yorgancılar, şöyle sıraladı: “Birincisi istediğin miktarda kredi temin edilememektedir. İkincisi alınan kredi faizi, politika faizinin çok üstünde ve maliyetli olmaktadır. Üçüncüsü de kredinin vadesidir. Kredi/mevduat oranına baktığımızda, 3 sene önce yüzde 120'lerde iken, bugün yüzde 88'lere geriledi. Sonuçta da öz sermayesi yetersiz, teşvik çerçevesinde yatırımı olmayan ve ihracat yapamayan firmaların krediye ulaşmasındaki zorluklar, çarkların dönmesini güçleştirmektedir. Kredi kullanımındaki sınırlayıcı düzenlemeler ve mevzuat değişikliklerinden dolayı, ticari kredilere ulaşım her geçen gün zorlaşmaktadır.” Yorgancılar ayrıca, “İş dünyasına olumsuz yansıyan bu uygulamalar sürdürülebilir değildir. Beklentimiz, reel sektörün kredi talebinin uygun vade, miktar ve faiz düzeyinden karşılanmasıdır. Aksi halde, ekonomi yönetiminin iç talebi canlandırmaya yönelik olarak attığı adımlar, yerli üretimi değil, ithalatı besleyecektir” dedi.
“Özetle, hepimiz kaybediyoruz”
Toplantıda konuşan Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Hayatım ihracatla geçti. Bugünkü gibi zorlu süreçleri çok az gördüm. Son zamanlarda ihracata dayalı büyüme için gerekli adımları attığımızı söyleyemediğim için ülkem adına çok üzgünüm” sözlerine yer verdi. 2022 yılını üç farklı döneme ayırarak ihracat rakamlarını aktaran Eskinazi, zaman içerisinde ihracat artış hızının düştüğüne işaret edere sözlerini şöyle sürdürdü: “Finansmana erişimde yaşanılan zorluklar büyük problemlerimizden birisi. Yüksek enflasyon toplumdaki tüm katmanların dengesini bozuyor. Üçüncü büyük sorunumuz düşük döviz kuru. Tüm dünyadan ayrıştığımız ekonomik modelimiz bu üç sorunu daha da büyütmüş olabilir. Tüm dünyanın görüşlerine itibar ettiği iktisatçımızın bu yönde tespitleri var. Yine pek çok iktisatçımız, döviz kurunu baskılayarak enflasyonu düşürmenin mümkün olmadığını dillendiriyorlar. Biz ihracatçılar da, bu döviz kuruyla rekabetçi olamayacağımızı her fırsatta belirtmeye devam ediyoruz. Anlayacağınız, mevcut döviz kuru enflasyonla mücadelede size bir başarı kazandırmazken, bizlerin de rekabetçiliğinin önünde büyük bir set oluşturuyor. Özetle, hepimiz kaybediyoruz. İhracatçılar olarak döviz kurlarının mevcut durumu bizlere acı veriyor. İhracatı kösteklerken, ithalatı artırıyor.”
“Sizinle aynı dili konuşuyoruz”
“Bizler her acıya dayanırız. Bu tabloyu tersine çevirebiliriz” diyen Eskinazi, Türkiye'nin potansiyelinin buna imkan tanıdığını söyledi. Eskinazi, “Öncelikle biraz önce saydığım üç soruna acil çözüm geliştirmeliyiz. Yüksek enflasyonla sorunlarımıza şifa bulamayız. Enflasyon rakamlarının düşmesi için dünyada başarıya ulaşmış modelleri kullanabiliriz. Enflasyonu kontrol altına alana kadar çare olarak enflasyon muhasebesinin hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz. İhracatçılarımızın finansmana erişimlerindeki sorunlar giderilmeli. İş dünyasının finansmana erişiminde finansman gider kısıtlamasının kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. Eskinazi, şöyle devam etti: “6 Ocak'ta sizinle Türkiye İhracatçılar Meclisinde yaptığımız toplantıda bizlere dillendirdiğiniz ve sonrasında katıldığınız TV programlarında ifade ettiğiniz gibi ihracatta rekabetçiliğimizin sürdürülebilirliği ve artması, ithalatın azalması ve işsizliğin önüne geçmek için TL'nin değerinin düşmesi gerekiyor. Sizinle aynı dili konuşuyoruz. Aramızdaki tek fark, TL'nin piyasada gerçek değerini bulması için siz Hükümet olarak bizden çok daha fazla aksiyon alabilecek konumdasınız. Biz ihracatçılar ise bu konuda sizin atacağınız adımlara muhtacız. Siz Türk Lirası'nın nominal değerine kavuşması için gerekli adımları attığınız takdirde biz ihracatçılar 2023 yılı için ihracatımızı orta vadeli istikrar programındaki hedefler doğrultusunda artırma sözünü şimdiden verebiliyoruz.”
Sürdürülebilirlik vurgusu
“Eğer ikinci asrımız gerçekten dünyada ‘Türkiye Yüzyılı' olsun istiyorsak, tüm sorun alanlarımızda sürdürülebilirliği sağlayacak bir irade ortaya koymamız şart” diyen İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli de şöyle konuştu: “İzmir'e yapılan yatırımların çarpan etkisi çok daha yüksek. Bu nedenle hükümetimizin tarımı teknolojiyle büyütme çabalarımıza desteğini artırması, kuraklıkla mücadelede sürdürülebilir çözümler üretmesi, girdi maliyetlerindeki büyük sıçramanın neden olduğu tahribatı önlemesi, Dikili, Kınık ve Bayındır'da yürüttüğümüz tarıma dayalı ihtisas organize bölgelerine omuz vermesi ve finansmana erişim sıkıntısına çare olması hayati önemde. İzmir Ticaret Borsası olarak tarımdaki sorunlarımızı çözemediğimiz sürece ekonomideki sorunları da çözmemizin mümkün olmadığına inanıyoruz.”
Toplantı, basına kapalı olarak devam ediyor.