Bugün istedik ki sizinle Kadim sehir Erzurum sokaklarinda dolasalim ve gördüklerimizi yaziya dökelim…Bir zamanlarin Erzurum’u hakkinda 1650’li yillarda kente gelen Evliya Çelebi ve ondan yaklasik 100 yil sonra gelen Ruslar’in ünlü edebiyatçisi Puskin’in yazilarindan fikir ediniriz. Gerçi üzerine en çok siir ve yazi yazilan kentlerin basinda Erzurum gelir ama Evliya Çelebi ve Puskin’in tespitleri daha önce oldugu için önemlidir.Evliya Çelebi, Firat’in Dumlu Baba Sultan türbesinin kayasinin dibinden dogdugunu, Erzurum ovasinda bir çok göl ve bataklik olusturdugunu ve bu batakliklarda binlerce turna kusunun barindigini ifade eder.Yine bahar aylarinda çesitleri iki yüze yakin binlerce kusun batakliklarda ve sazliklarda konakladigini, buranin bir kus cenneti oldugunu ve Erzurum’daki firinlarin bu sazliklardan yakacak temin ettiklerini yazar.Erzurum Kalesinin yapisini anlatirken, kalenin içerisinde 1700 ev, on civarinda saray ve köskten bahsediyor.Kale derken bu gün ayakta kalabilen kisimdan ziyâde, Ulu Camii de içine alan genis bir alandan söz ediyor.Bu arada mahalleleri sayarken de 70 Müslüman mahallesine karsi, 7 de Ermeni mahallesi vardir, diyor. O yillardaki Ermeni nüfusunu merak eden batililara karsi en iyi cevap olsa gerek.Uzaktan Aziziye ve Mecidiye tabyalari, sehre kol kanat germisçesine görünüyor.Tabya, askeri garnizon demek. Sehri gözetlemek ve savunmak için yapilmis, saglam barinaklar… Adandan da anlasilacagi üzere Sultan Abdülmecit ve Sultan Abdülaziz döneminde yapilmislar ve ikisinde de özellikle Aziziye Tabyasinda büyük kahramanliklar yasanmis…*Medrese ve camilerin niteligini ve güzelliginden bahseden Evliya Çelebi; “Hülasa Ilim tahsil edilecek bir sehirdir” diye yazmis…Belki de sevinilecek tek taraf, Evliya Çelebi’nin sözünü ettigi Medrese ve Camilerin bir çogu bu gün ayakta kalabilmis.Örnegin Mahallebasi semtinden Kongre Caddesi yönüne indiginizde Ipek Yolu üzerindeki hanlarin ve Eski Erzurum’un simgelerini görürsünüz.‘Ilim tahsil edilecek bir sehirdir’ dedigi Erzurum’da o yillarda 110 civarinda egitim kurumu vardir ve bölgesinin egitim merkezidir.Sehirde 70 civarinda Tüccar Hani, 11 Bekar Odasi ve çarsisinda 800 civarinda dükkani vardir. Bedesteni, Saraçhanesi, Kazzazlari, Kuyumculari, Terzileri, Sipahi Pazari, Tahtakalesi, Erzincan Kapi yakinlarindaki Darphanesi ve daha bir çok mimari yapisiyla Erzurum, cografyasinin en güzel sehridir…Aslinda her seye ragmen ‘Bir zamanlarin Erzurum’undan geriye kalan epeyce sey var…*Bulundugu bölgede ve Anadolu cografyasinda Erzurum hep önemli ve önde oldu.Erzurum, Anadolu’nun ilk kentlesen sehirlerinden birisidir. Anadolu’nun Giris Kapisi olmasi akimindan bir çok kültürün gelisip, yayildigi bir üniversite kenti oldu ,Erzurum…Türk tarihinde önemli bir Selçuklu kent merkezi olan Erzurum, ayni zamanda Saltuklu’nun da baskentidir…Osmanlilar döneminde sehzade sehri olmadi ama, Osmanli’nin Eyalet ve Gümrük merkezi oldu…Geleneksel kent kültürünün yasatildigi Erzurum, bu özelligi ile çevre illere örnek ve yani sira da bu illerin gelismesinde önder oldu.1900’lü yillarda bu günün küresel güçlerinin konsolosluklarini barindiran Erzurum, bu özelligi ile de diplomatik bir konumdadir. Öyle ki, Amerikan misyoner kültür merkezi bile bu kenttedir.Iste bu zaviyeden bir gününüzü kendinize ve bu sehre ayirip; Erzurum’a bakarak dolasiniz…*1900’lü yillarda Erzurum, misyonerlerin çogunlukta oldugu ve ayni zamanda bir çok Egitim-Ögretim kurumunun bulundugu bir sehirdir. Sehirde Merkezi Harput olan Dogu Türkiye Misyonuna bagli Amerikan okullari faaliyet göstermekte.1905 yili itibariyla Erzurum’daki 3 Amerikan okulunda 76 kiz ve 75 erkek ögrencinin ögretim gördügü resmi belgelerde ifade edilmekte… Bunun yani sira önemli okullardan birisi de Fransiz Misyoner Mektepleridir. Bugünkü Gazi Ilkokulunun bulundugu yerde ve karsisinda Fransiz ile Amerikan Misyoner okullari vardir.Burada halen ayakta duran yanmis binada kisa bir süre Amerikan Misyoner Okulu ve devamli olarak da Fransiz ‘Misyoner Okulu hizmet vermis… Fransiz Cizvit Papazlarindan nefret eden Erzurum Halki,’Burasi cifit yuvasidir’ diyerek binayi yakmislar ve günümüze binanin iskeleti ulasmis…Bugün Gazi Ilkokulunun sirasinda Palandöken un fabrikasi var. Fabrikanin girisi ve alt duvarlari ayakta. Burasi 1900’lü yillarda egitim-Ögretim merkezidir ve Erkek Muallim Mektebinin altinda Gazi Ilkokulunun bahçesinde Kiz Muallim Mektebi de Egitim-ögretim yapmaktadir.Ve, Gümrük Hani…1718 yilinda yapilan bir külliye…Haci Ibrahim Efendi tarafindan yaptirildigi rivayet ediliyor…Gölbasi semtinde bulunmakta…Gümrük Hani, Gümrük Camii ve Gümrük Hamamindan mütesekkil bir külliye… Erzurum’un Osmanli’nin Gümrük Merkezi oldugunun bir kaniti… Öte yandan Ipek Yolunun kervanlari Erzurum’da Gümrük Haninda konaklar ve son ikmallerini yaparmislar…Gümrük Hanina gelmisken Balyos Sokagina girelim ve ayakta kalabilen Erzurum Konaklarinin ve evlerinin insanlarin bütün acimasizligi, hoyratligi ve terkedilmisligi karsisindaki direncini görelim…Eskiden bu konaklarin Hayatlarinda gül yetistirilirmis ve gül yagi üretilirmis… Evliya Çelebi diyor ki; ‘Erzurum’a girince sizi yogun bir gülyagi kokusu karsilardi. Bu kokular Erzurum Konaklarinin bahçelerinde yetistirilen güllerden elde edilen gülyaglarindan gelirdi’Balyos Sokaktan geri dönüyor ve Korgre Caddesine dogru ilerliyoruz… Kamburun Haninin hemen üstünde, bugün yalnizca giris kapisi ve kapinin üzerinde ikinci kati ayakta kala Cennetzâde Hanina da ugrayiniz…Gümrük Haninin hemen ilerisinde solda, bugün içerisinde mobilyacilarin barindigi, mükemmel tas isçiligine sahip giris kapisindan içeri girerek Kamburun Hanina geliyoruz… Genis bir avluya bakan kesme tastan yapili odalari ve içindeki birkaç mobilyaci esnafiyla hayata direncini sürdürüyor…Mahalle basindan Kongre semtine inildiginde, Bugün artik hayatta olmayan ünlü âsik kahvesi Kombostu’nun kahvesi sizi karsilar…Herkesin bildigi cümleyi biz de terennüm edelim; ‘Anan ölsün Kombostu,her gelene taze çay…’ Bugün artik taze çay yok ama, sözü agizlarda dolasiyor…Tabii Ali Pasa Mahallesinde, Ali Pasa Camii’nin kuzeyinde yer alan 19.yüzyil yapimi, bugün antikacilarin kullandigi, içinde bir zamanlar beyin firtinalarinin estirildigi nami diger Baltahane olan; Komesli’nin hanina da ugramayi ihmal etmiyoruz…Erzurum’un buradaki önemli yapilarindan birisi de Kongre Binasi…Migirdiç Sanasaryan tarafindan 1881 yilinda yaptirilan, bir süre Ögretmen Okulu olan mektep, yandiktan sonra hemen önünde bir bina daha yapilmis ve bugün kongre binasi olarak Erzurum tarihinde yerini almis… Erzurum’da 57 gün kalan Mustafa Kemal, Millet Egemenligi kavramini burada ifade etmis, Cumhuriyetin Temelleri burada atilmistir…Türk Edebiyati’nin ünlü Sair ve Yazari Ahmet Hamdi Tanpinar’in ‘Bes Sehir’ini okuyun… Koca Anadolu’da adina kitap yazilan altinci sehir yok…Erzurum için yazilan diger yazilari ve siirleri de okuyunuz.Göreceksiniz ki Bir Zamanlarin Erzurum’u duyarli ve entelektüel bir kentti…