DOSTU, ARKADASI, GÖNÜLDASI VE YOLDASI KAYBETMEK

Sali günü dostum, arkadasim, gönüldasim ve yoldasim Mehmet Vural hocamizi covit 19 nedeniyle kaybettik. Üzüntüm fazla. Onun anisina ve dostlugumuzun bakiligine bu yazimi kaleme aliyorum.Kullandigim sözcüklere lügatlerden baktim hemen hepsi ayni anlamlari içeriyor.  Ibn Mühenna lügatinde yoldas; refiku’t tarik; yol arkadasi, yol+das.  Yoldas; dost ve arkadas anlamina. Arka+das: yoldas demektir. Farsça dost kelimesi; arkadas, yar ve gönül+das anlamlarini içeriyor. Yusuf Has Hacip Kutadgu Bilig adli eserinde: öz asgi tiler dost?a birme kö?ül [kendi çikarini kollayan dosta gönül verme]  diye ögüt verir.Bu sözcüklerin hepsi insana; güveni, sevgiyi, saygiyi, vefayi, sadakati,  samimiyeti, yardimlasmayi ve fedakârligi çagristiriyor.Dost olmak, dostlugu sürdürmek ve dost kalmak oldukça zor olsa gerek.Mehmet Vural hocamla yirmi yili askin yoldasligimiz vardi. Dostlugumuz ne hazza, ne de çikara dayali degildi. Dogruyu, iyiyi ve güzeli aramaya dayaliydi.Erzurum Imam Hatip Lisesi’nde kisa süre beraber ögretmenlik yaptik. Orada tanidim. Ilkögretim Programi adiyla bir kitap yayinlamisti. Çekingen tavriyla bir bakar misin dedi. Inceledim çok güzel olmus, ne de güzel yazmissin dedim. Hep sundan rahatsizdi: “Üretmeyen, emegin degerini bilmeyen insanlar ne de acimasiz, olumsuz elestirici oluyorlar.” Takdir duygusunu birakin baskasini ailemizden bile esirgiyoruz. Yemekten kalkan gidiyor. Anne ya da baba tesekkür ederim diyen var mi ki!Sonra ben üniversiteye geçtim. “Ev ve Sinif Etkinlikleri Antolojisi” adliyla eserini yayinladi. Benden bu esere bir takdim yazisi istedi, yazdim. Bu eseri kendi yazilarinda belirttigi üzere Türkiye ve Kibris’ta 200 bin satmisti. Biz siniflarimizda bu eseri tavsiye ettik. Bugün sinif ögretmeni olup da rahmetli Mehmet Vural ve esi Fahri’ye ögretmen hanimefendiyi tanimayan yok gibidir. Erzurum’un güler yüzüydüler. Dag basindaki bir köye atanmis ögretmenin “Ilkögretim Programi”  kitabiyla ilk tanidiklari bu insanlardi. Bu eserden baska; “Erzurum”, “Dadas Ali”, “Birlestirilmis Sinif Planlari”,  “Eglenceli Soru Bankasi” adiyla eserleri okuyucunun elindeydi.Yakutiye Yayinciligin kurucusuydu. Kayseri ve Sivas’in Çagdaslasmasinda Vali Muammer Bey adli eserimi katki olsun diye matbaasinda 300 adet basti. Hemen tüm eserlerimin kapak resim ve düzeninde biricik oglu Çagri ve kendisinin katkisi oldu. Gerçek bir entelektüeldi.O bir kültür elçisiydi. Erzurum için bir degerdi.  Ilkokul sinif ögretmenleri indinde Yakutiye adi Erzurum’u, Erzurum, Mehmet Vural’i ve esini çagristiriyordu.Eli kalem tuttugu gibi, mütesebbis ruhluydu. Erzurum Milli Egitim Müdürlügü’nün maas bordrolari, onun müessesesinde uzun yillar yapiliyordu. Zaman zaman; “kimsenin yapmadigi isi kaliteli yapmak gerekir.” derdi. Istanbul’da Erzurumlu bir vatandasla beraber ortak matbaa kurdular. Ortagi çok haksizlik etti ve sikinti çikardi. Ortagi tarafindan “Allah adina aldatildigini ”sik sik dile getirirdi. Elinde dini delilleri, dilinde dini lafizlari kullanan insana güveni sarsilmisti. Ben bir vicdan ariyorum! Adaletsizlige, hukuksuzluga karsi isyan eden bir vicdan! Aradigi vicdana karsilik ne ses veren oldu, ne de duyan oldu. Kalbi çok hasar görmüstü.Hacca gitmisti. Düsünen, elestiren ve sorgulayan bir insan olmasina ragmen Hac ’da yasadigi olumsuzluklari fazla anlatmazdi. Ülkemizin ve Islam âleminin içine düstügü üzücü olan siyasi, ekonomik, sosyal ve terör olaylari gibi gelismeler hep yüregini yaralardi. Son zamandaki düsüncelerinde; mevcut halk arasinda yerlesmis insani asagilatan, köle yapan, kisiligini elinden alan, Allah’a degil, otoritelere tapmamizi salik veren sapik din anlayisina karsi isyani vardi.Demokrat yapida bir insandi. Hosgörülüydü. Tüm eserlerinde birlestirici, aydinlatici ve Türk kültürüne önem verirdi. Evrensel degerlere açikti. Ögretmenlikte kazandigi en bariz aliskanligi, mantik hatasina çok kizardi.Mehmet Vural’in en büyük derdi egitimdi. Neden Erzurum üniversite ve orta seviye sinavlarinda gerilerde, bunun için neler yapmaliyiz diye çözümler arardi.  Erzurum Kalkinma Vakfi (ERVAK) tarafindan 2008 Ekim ayinda düzenlenen ‘Erzurum’da Egitim Sorunlari ve Çözüm Önerileri’ konulu panelde; Egitimci-Yazar sifatiyla  “Kurumsal Yapi ve Yönetim Sorunlari”, ben de “Erzurumlunun Dünya Görüsünün Egitime Etkisi” konulu bildirilerimizi sunduk. Kitap okumayan ancak görünüste irfan ve egitim ordusuyla sorun çözülmez, tam aksi sorunun kaynagi olunur, görüsünü dillendirdi.Emekli olduktan sonra Erzurum’u terk etmedi. Daskent’te bir bahçe meydana getirmesi için tesvik ettim. 4 dönüm üzerine gerçekten güzel bir bahçe meydana getirdi.  Dadaskent’in botanik bahçesi derdim. Her isinde sanata, güzellige ve daha iyisini yapmaya gayret ederdi.  Butik evler adiyla örnek bir müessese kurdu.Sik sik ziyaretine Prof. Dr. Samih Bayrakçeken hocamizla giderdik.   Içine kapanikti. Her gidisimizde güler yüzle karsilar, ikram ve izzette hiç kusur etmez, sohbetimizi koyulastirirdik. Cömertti, dost canlisiydi, yoldasti ve nezaketliydi.Bir yanim eksik kaldi. Ne de zormus dostu kaybetmek.Seyh Edebali’nin asagida dediklerinin hiçbirini yasamadigimiz için dost kalmistik.“Cahil ile dost olma. Ilim bilmez, Irfan bilmez, Söz bilmez, Üzülürsün. Saygisizla dost olma. Usul bilmez, Adap bilmez, Sinir bilmez, Üzülürsün. Açgözlü ile dost olma. Ikram bilmez, Kural bilmez, Doymak bilmez, Üzülürsün. Görgüsüzle dost olma. Yol bilmez, Yordam bilmez, Kural bilmez, Üzülürsün. Kibirliyle dost olma. Hal bilmez, Ahval bilmez, Gönül bilmez, Üzülürsün. Ukalayla dost olma. Çok konusur, Bos konusur, Kem konusur, Üzülürsün. Namertle dost olma. Mertlik bilmez, Yürek bilmez, Dost bilmez, Üzülürsün.Ailesine sabirlar dilerim. Yüce Allah’im rahmetiyle muamele eylesin.