Tarih: 01.11.2018 10:25

Erzurum Barosu’ndan kadina yönelik siddete karsi açiklama

Facebook Twitter Linked-in

Erzurum Barosu Kadin Haklari Komisyonu Baskani Ilknur Sarcan, ülkemizde her yil yüzlerce kadinin, kadina yönelik siddet eylemleri neticesinde hayatlarini kaybettigini söyledi. 363 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ Kadin Cinayetlerini Durduracagiz Platformu Dernegi’nin verilerine göre, 2018 yili Kasim ayina kadar 363 kadinin, erkekler tarafindan öldürüldügünü belirten Sarcan, Türkiye’de yasayan her üç kadindan birinin, fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik siddete maruz kaldigi arastirma sonuçlari ile sabit oldugunu bildirdi. Türkiye’de kadinlarin yarisinin çalismamakta olduguna deginen Erzurum Barosu Kadin Haklari Komisyonu Baskani Ilknur Sarcan, “Çalisan kadinlarin yarisi ise hiçbir sosyal güvenceleri bulunmaksizin, kayit disi istihdam edilmektedir. Kadinlar, daha çok dezavantajli islerde çalisma alani bulabilmektedir. 2017 yilinda, Türkiye’deki üst düzey yöneticilerin yalnizca yüzde 18’inin kadin oldugu tespit edilmistir. Son dönemlerde, yoksulluk nafakasini düzenleyen Medeni Kanun’un ilgili hükümleri üzerinde gündem toplantilari düzenlenmektedir. ‘Nafaka zulmüne son’ gibi söylemler popüler hale getirilmekte, kadina yönelik siddet ve ayrimcilik konusunda kötü bir karneye sahip oldugumuz gerçegi inkâr edilmekte, toplumsal gerçeklerimize, istatistiklere ve verilere dayanmayan, istisnai örnekler bir esasmis gibi gündeme gerekçe gösterilmekte ve toplum vicdani bu konu üzerinden yaralanmaktadir” diye konustu. KADINA YÖNELIK SIDDET BIR INSAN HAKKI IHLALIDIR Kadina yönelik siddetin bir insan hakki ihlali oldugunu kaydeden Sarcan, “Siddet ‘kisinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açidan zarar görmesiyle veya aci çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanmasi muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskiyi ya da özgürlügün keyfi engellenmesini de içeren, toplumsal, kurumsal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya her türlü tutum ve davranistir’. Günümüzde yalnizca kadin olmalari nedeniyle cinsiyete dayali ayrimciliga ugrayan, siddete maruz kalan kadin sayisinin giderek arttigini görmekteyiz. Yapilan tüm egitim, bilinçlendirme çalismalarina ve yasal düzenlemelere ragmen kadinlarin temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmesi engellenememektedir. Kadinlar hukuki, ekonomik, sosyal ve siyasi alanda esit bir biçimde yer alamamakta, yasam haklari ihlal edilmekte, geliri esit paylasamamakta, savas ve yoksulluktan en fazla etkilenen kesim olmakta, toplumsal cinsiyet esitsizligiyle mücadele etmektedir” dedi. HER 3 KADINDAN BIRI SIDDETE MARUZ KALIYOR Ülkemizde her üç kadindan birinin fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik siddete maruz kaldigini, her yil artan oranda yüzlerce kadin öldürülmekte oldugunu sözlerine ekleyen Sarcan sunlari söyledi. “Dünya Ekonomik Formu’nun 2017 yili Küresel Cinsiyet Uçurumu raporuna göre ülkemiz cinsiyet esitligi siralamasinda 144 ülke arasinda 130’uncu sirada yer almaktadir. Kadinlarimiz istihdam alanlarindan çekilmekte; sosyal güvenceden yoksun bir sekilde zor çalisma kosullarinda çalismaya zorlanmaktadir. Kadinlarin siyasete katilma, karar mekanizmalarinda yer alma oranlari olmasi gereken düzeyde degildir. Yasalar yönünden güçlü bir mücadele zemini olmasina ragmen kadinin insan haklari ihlalinin artmasinin nedeni mücadelenin samimi bir sekilde yapilmamasi, toplumsal zihniyet dönüsümünün saglanmamis olmasidir. Bir yandan yasalari çözüme odakli degistirirken, diger yandan kadinlara karsi kullanilan dilin siyasi amaçli olarak kadin haklarina aykiri olmasi toplumsal zihniyet degisikligini engellemektedir. Kadina yönelik siddetin önlenmesi için devletin çok yönlü, bütüncül politikalar üretmesi yaninda bu mücadelenin toplumsal düzeyde ortak, etkin ve kararli bir sekilde yürütülmesi gerekmektedir. Kadinlara yönelik siddeti doguran ve bunu sistematik hale getiren tutum ve davranislari ortadan kaldirmak için bireylerin ve toplumun kadina bakis açisini degistirecek zihniyet dönüsümü olusturacak politikalarin ortaya koyulmasi ve samimi bir sekilde israrla uygulanmasi zorunludur.” AÇIKLAMALAR MÜCADELEYI OLUMSUZ YÖNDE ETKILIYOR Kadin kazanimlarini hukuken ortadan kaldiracak yasal düzenlemelerin yapilmaya çalisilmasi, laik ve bilimsel egitimden uzaklasilmasi, üniversitelerde ve kamu-kurum ve kuruluslarinda kullanilan dil ve açiklamalar kadin mücadelesini olumsuz yönde etkilerini hatirlatan Sarcan konusmasini söyle sürdürdü: “Kadinin insan haklarinin ihlalinin artmasina yol açmaktadir. Istanbul Sözlesmesi’ni imzalayan bir ülke olmamiza ragmen, aile hukuku ve kadina karsi siddet alaninda uzlasma ve arabuluculuk uygulamasinin düsünülmesi, nafaka konusunda yapilmak istenilen degisiklik sözlesme hükümlerinin ihlali olacagi için kabul edilemez. Egitim müfredatina toplumsal cinsiyet dersinin eklenmemesi, kadina ve çocuga yönelik davalarda Barolarimizin katilma taleplerinin kabul edilmemesi, yargilamalar sirasinda kadinlarin ikincil magduriyetlerine yol açilmasi gibi bir dizi sorun kadina yönelik siddetle mücadele etkinligini azaltmaktadir. Devlet ve Siyasi iktidarlar, kadina yönelik siddet ve ayrimciligin önlenmesi için gerekli yasal düzenlemeleri yapmak, tedbirleri almak, toplumsal zihniyetin dönüsümünü saglayacak politikalar üretmek ve bunun ödünsüz uygulamasi için çalismak, bu alanda faaliyet gösteren Barolarimiz ve sivil toplum kuruluslariyla isbirligi yapmak durumundadir. Türkiye Barolar Birligi Kadin Hukuku Komisyonu ve Barolarin Kadin Hukuku Komisyonu/ Merkezleri olarak; dün oldugu gibi bugün de; kadinlarin Cumhuriyetle elde ettigi kazanimlara aykirilik olusturacak yasal degisikliklerin karsisinda olmaya devam ederek; kadinlarin insan haklarinin ihlallerine yol açan her türlü davranisa, tutuma karsi, kadina yönelik siddet ve ayrimciligin ortadan kaldirilmasi mücadelemizi etkin ve kararli bir sekilde sürdürecegimizi kamuoyuyla paylasiyoruz.”


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —