ERZURUM, BIR YANIYLA ERGEN BIR YANIYLA IHTIYAR SEHIR

ERZURUM, BIR YANIYLA ERGEN BIR YANIYLA IHTIYAR SEHIR

1.05.2016 10:25:22 0
ERZURUM, BIR YANIYLA ERGEN BIR YANIYLA IHTIYAR SEHIR
SEHIRDER Baskani Murat Ertas’in, Erzurum Kitap Fuari’nda “Sehir ve Suur” konulu söylesisi gerçeklesti.Son olarak, kisa süre önce piyasaya çikan ve Erzurum üzerine yazilmis ilk düsünce ve elestiri “Kendi Kentimi Yazdim”i kaleme alan Ertas, söylesisinde Erzurum’daki göç olgusunun ile Erzurum’un genel gelismislik düzeyinde iller siralamasinda çok gerilerde olmasinin insan kaynagi ve sehir sosyolojisi açisindan nedenleri üzerinde durdu. GÖÇ OLGUSU ERZURUM’UN TARIHI SIKINTISI Erzurum’un Rus tehdidini ciddi hissettigi ve ilk isgali yasadigi 1800’lerin basindan itibaren ciddi göçler verdiginin unutulmamasi gerektigini ifade eden SEHIRDER Baskani Murat Ertas, Erzurum için göçü olgusunu son yillarda ortaya çikmis bir sikinti olarak görmenin yanlis oldugunu belirtti. Murat Ertas’in konusmasinda öne çikan cümleler söyle: “19. yüzyilin basindan beri birçok isgal ve savaslar gören Erzurum, zaman zaman tersi bir durum olsa da genellikle göç veren sehir durumunda oldugunu unutmamak gerekir. Erzurum’un gerek Osmanlinin, gerekse Türkiye Cumhuriyeti’nin sinira yakin en önemli sehirlerinden olmasi, yakin zamana kadar NATO’nun dogudaki en önemli askeri üssünün Erzurum’da bulunmasi Erzurum’un sosyal, kültürel ve ekonomik hayatini dogrudan etkilemistir, etkilemeye devam etmektedir. Savas tehdidi olan yerde para durmaz, bilim durmaz, farkliliklar azalir. Savasin sik sik kendisini hissettirdigi sehirde en çok da vatan, bayrak ve millet hassasiyeti üst düzeyde olur. Ekonomisi, egitimi, kalkinmasi çok gerilerde olan sehrin “derin vatan sevgisi” siyasiler ve bürokratlar tarafindan sikça istismar edilmis, sehir bir “kahramanlik romantizmi”ne mahkûm edilmis, bu “romantizm” yüzünden kendi kendisiyle biteviye övünen sehir, senelerdir neden geri kaldigi, her alanda hizla irtifa kaybettigi üzerine ciddi kafa yormamis ve özelestiri yapamamistir. Cumhuriyet döneminde ülkenin ilk üniversitelerinden birinin, Atatürk Üniversitesi’nin Erzurum’a açilmis olmasi, sehirde güçlü ordu birliklerinin kurulmasi, Karadeniz’den aldigi göçler Erzurum’u sosyokültürel ve ekonomik açidan insan kaynagi ve çesitliligi açisindan zenginlestirmis olsa da bu kisa sürmüstür. Her sehre üniversitenin açilmasi, ordunun sehirde küçülmesi ve gelisen ticaret ve ulasim imkânlarini degerlendiren insanlarin göç etmesiyle Erzurum kendi içinden beslenmeye baslamistir. Içe kapanma refleksi yeniden nüksetmistir. Son iki yüz senedir göçü ve muhacirligi yasayan sehirde insan kaynaginin sürekli degismesi büyük tarihi resimde oturmus bir hayat, kadim bir kültürün olusmasina da firsat vermemektedir. Savas tehdidinden uzak Orta Anadolu illeri bu bakimdan daha sansli. Asirlardir ayni ailelerin yasadigi sehirlerde mensubiyet duygusu daha fazla gelismektedir. Insan kaynaginin sik sik degismesi hayat karsisinda Erzurum’u her seferinde yeni arayislara itmektedir. Bu durum, kadim sehrin ergenligi yasamasi demek. ERZURUM IHTIYAR SEHIR Ahmet Hamdi Tanpinar, Atatürk Üniversitesi için Erzurum’a gelecek olan Mehmet Kaplan’a yazdigi bir mektupta Erzurum için “ihtiyar sehir” demektedir. Ihtiyarlik psikolojisi sehri teslim almis diyebiliriz. Sadece kendisini begenme, sinirlilik, hep maziden bahsetme, disa kapali içe kapanik haller, üretememe, enerji eksikligi, sikça sizlanma, sikâyet ederek dikkat çekme psikolojisi, yalnizlik duygusu… Evet, tüm bunlar ihtiyarlik psikolojisi… Bu kötü bir durum. Sosyal norm ve gelenek dedigimiz birçok anlayis sehrin kalkinmasi önünde ciddi engel. Tükenmislik sendromu yasatmamak lâzim bu sehre… Yeni seyler söylemek lâzim. Sehrin ergen ve ihtiyarlik psikolojisi arasinda baskida kaldigini söyleyebiliriz. Ihtiyar sehir baskadir, kadim sehir baska… Kadim sehir egitim, kültür, ticaret ve farkliliklar noktasinda sürekli kendini yenileyen ve enerjisini asirlardir ve halen sürdüren sehir demek. Ihtiyar sehirlerde sadece -iyi kötü demeden, sorgulamadan- eskilerden, maziden, nostaljiden bahsetmek para ediyor, maalesef. Ve bunu çok iyi kullananlar var. Sehrin yetkin, yetiskin insanlara ihtiyaci var. Bunun yolu da kendisine dayatilan anlayislari sorgulayan, diger sehirleri, bulundugumuz cografyayi ve dünyayi taniyan gençlerin önünü açmak olacaktir. Yokluk adam yoklugudur. Sehrin yeni idrak katmanlarina ihtiyaci var. Inovasyona tabi tutmak lazim sehrimizi. Bu noktada üniversitelerimizin, akademilerimizin Erzurum üzerine ciddi sosyolojik arastirmalar yapmalari, meseleleri yillardir oturmus algilarin ötesinde yeniden tespit edip adlandirmalari gerekir.”