Bu gün Erzurum’un Rus istilasi ve Ermeni vahsetinden kurtarilisinin 102.yil dönümü .Kurtulus bayramlarinda genellikle geçmiste yasanan bir takim tarihi olaylar anlatilir, bu olaylar tarihçiler tarafindan irdelenir ve bir takim dersler çikarilir. Kusku yok ki, tarihini bilmeyen, tarihten ders almayan milletler yok olur gider. Geçmiste yasanan bir takim aci olaylar, basarilar mutlaka yeni nesillere aktarilmali ve olaylardan ders çikarilmalidir.Bu açidan yeni nesiller, vatanlarina ve geleceklerine yönelebilecek her türlü tehdide karsi uyanik ve donanimli olmalidir.Devletlerin politikalari kin ve nefret üzerine kurulmamalidir. (Bugün Ermeniler’in yaptigi gibi) Tarih her zaman tarihçilere birakilmali, düzenlenen ilmi platformlarda belgelerle iddialar ispat edilmeli ve açiga kavusturulmalidir.Bunu yaparken de bilimsel tarafsizliga gölge düsürülmemelidir.Karsit savlar bu gibi platformlarda özgürce ve korkusuzca yer almali, seslendirilmelidir…Birilerinin yapmaga çalistigi gibi ayni düsünceyi paylasan insanlarin birbirlerini agirlamasi seklinde olmamalidir.Bu gün Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Osmanli arsivlerinden yaklasik elli binin üzerinde incelenmis belge ile Ermeni savlarina cevap vermekte, fakat Ermeni tarihçiler bu durumu görmezden gelmekteler.Ancak biz, bikip usanmadan daha binlerce belgeyi inceleyerek, gün isigina çikarmali ve genç nesillerin bilgisine sunmaliyiz.Hamasetle bir yere varamayacagimiz ortadadir…Dahasi genç nesilleri bilgilendirmeli, Ermeni iddialari karsisinda daha donanimli hale getirmeliyiz.Amaç, geçmisle yüzlesmek, belgelerle vahseti ortaya koymak…Gerisi tarihçilerin degerlendirmesi…***Kurtulus, sadece isgalden kurtulmak degildir.Cografyayi Vatan yapmalisiniz.Bunun için bagimsizlik sarttir.Ancak ayni zamanda ekonomik anlamda da bagimsiz ve güçlü olmalisiniz.1800’lü yillarda Erzurum Eyaleti , yüz bini asan nüfusu ve kente her gün giren onlarca ticaret kervani ile Dogu Anadolu’nun ve Anadolu’nun hem önemli bir ticaret, ayin zamanda da kültür merkeziydi. Geçen yillar içerisinde Erzurum ,isgaller gördü, göçler yasadi ve adeta viraneye döndü.Milli Mücadelede Mustafa Kemal’e kucak açan ve Cumhuriyetin kurulusunda önemli bir misyon üstlenen bu kent, Cumhuriyet döneminde gelisimini sürdürdü.*Türkiye’nin ekonomik kalkinmislik siralamasinda çok gerilerde kalan Erzurum’un ekonomik kurtulusu da gerçeklestirmelidir.Bu anlamda sehri sürükleyen sektörler – tarim, hayvancilik, saglik ve kis turizmi, üniversite ve spor kenti- daha çok gelistirilmelidir.Bu dogrultuda son yillarda ortaya konan çabalar olumludur ve gelismeler yüz güldürmektedir.***Bu gün Erzurum’un düsman isgalinden kurtarilisinin 102.yil dönümü…Yillarca önce zulümden kurtulan bu sehir, ekonomik anlamda da kurtulusunu basaracaktir.Kurtulus ancak o zaman daha anlamli olacaktir.Bir asir önce özgürlügüne düskün bu kartal yuvasini zulümden kurtaranlar, cografyayi vatan yapip bize biraktilar.Onlari rahmetle, saygi ile aniyor; önlerinde tazimle egiliyoruz.Bayraminiz kutlu olsun.KORKMA SÖNMEZ BU SAFAKLARDA YÜZEN AL SANCAKBu gün Istiklal Marsimizin kabulünün 99.yildönümü…Her milletin ulusal marsi vardir, ancak Türk Milleti’nin ulusal marsinin adi Istiklal Marsidir…“Dahili ve harici bedhahlarinca” yok edilmek istenen bir millet, bagrindan çikardigi evladi Mustafa Kemal ile, esaret zincirlerini kirarken, cephedeki Mehmetçik’e moral verecek bir milli marsa da ihtiyaç duyuyordu.Istiklal Marsimizin hemen herkesin bildigi bir öyküsü vardir. Bu öykü hem gözlerimizi yasartir, hem de gururumuzu oksar…Ankara’nin ayazli gün ve gecelerinde sirtina geçirecek bir paltosu ve onu alacak parasi yokken, Milli mars yarismasinda birinci oldugu halde konulan ödülü almaya tenezzül etmeyen, hatta “Karsiliginda para ödülü varsa, ben bu yarismaya girmem” diyen yüce bir yürege sahip Mehmet Akif’in bu davranisi gözümüzü yasartir ve gururumuzu oksar…Öte yandan Milli Egitim Bakani ünlü hatip Hamdullah Suphi Tanriöver’in, Akif’in yazdigi ve adini Istiklal Marsi koydugu siirini Mecliste sik sik alkislarla kesilen bir coskuyla okuyusu da bizi zaman tünelinden geçirip o günlere götürür ve ayni coskuyu yasatir.***Akif, Istiklal Marsi adini verdigi siirini ‘Kahraman Türk Ordusuna’ ithaf etmistir.Siirine Istiklal Marsi adini vermesi Türk Milletinin istiklalini kazanacagina olan inancini hiç kaybetmeyisindendir. Istiklal Marsimizin tamami okundugunda görülecektir ki, siirde Türk tarihi ve Türk Milletinin özellikleri anlatilmakta ve böylesi özelliklere sahip bir milletin esir edilemeyecegi büyük bir inançla vurgulanmaktadir.Istiklal Marsimizin diger önemli özelligi de Kahraman Türk Ordusuna ithaf edilmesidir.Bir millet düsününüz ki bütün ferdiyle, Arabistan’da, Kuzey Afrika’da, Galiçya’da, Balkanlar’da, Çanakkale’de savasmis ve binlerce evladini bu topraklarda birakmis…Anadolu’da yalnizca çocuklar, yaslilar, kadinlar, cephelerden dönebilen yorgun – sakat insanlar ve askerler kalmis…Anadolu karamsar, insanlar umutsuz…Iste bu karanlik günlerde Milleti kurtarmak, Anadolu’yu aydinlatmak için yok ve yoksulluk içinde Mustafa Kemal Anadolu’ya çikiyor ve Milli Mücadeleyi baslatiyor.Yorgun milleti bir araya getirip, düzenli ordu kurmaya ve donanimli Yunan’a karsi koymaya çalisiyor ve basariyor da…Avrupa’nin arkasinda durdugu isgalci Yunan’a karsi bir çok cephede kahramanca karsi koyan ve zaferler kazanan Kahraman Türk Ordusuna moral vermek için yazilan mars; iste Akif’in bagimsizlik duygusu ile kavrulan yüreginden fiskiran ve Türk Milleti’nin de duygularina tercüman olan dizelerdir.“Bir daha böyle bir mars yazabilir misin ?” sorusuna Akif;“Allah milletimize bir daha Istiklal Marsi yazdirtmasin” sözleriyle ne denli zor ama bir o kadar da onurlu bir görevi yerine getirdiginin altini çizer.***Evet, “Allah bu millete bir daha Istiklal Marsi yazdirmasin”“Hakkidir Hakka tapan Milletimin IstiklalHakkidir hür yasamis bayragimin Hürriyet”