Tarih: 01.04.2019 10:25

GEÇMISINI SORGULAMAYANLAR TORUNLARINCA SORGULANIRLAR

Facebook Twitter Linked-in

Almanya’da 1974-1982 yillari arasinda Basbakanlik yapmis 16 kitap kaleme almis, 97 yil yasamis Helmut Schmidt ( Dogum 3 Aralik 1918, ölüm 2015)’in 1998 yilinda yayinladigi  “Toplumda Ahlak Arayisi Yeni Yüzyilin Esiginde Almanya” adiyla Türkçeye 2002 yilinda tercüme edilen eserinden alintilar yapacagim.Eski Almanya Basbakani Helmut Schmidt, geçtigimiz yillarda yaptigi açiklamada Türkiye’nin AB’ye üyeligine karsi çiktigini vurgulayarak, “Avrupa’nin geleceginde ne olursa olsun Türkiye’nin yeri yoktur. 70 milyon Türk vatandasini Avrupa içinde dolastiramayiz. Avrupa’nin Iran, Irak ve Suriye gibi ülkelerle sinir komsusu olmasini kabullenemeyiz. Türkiye ile ekonomik iliskilerimizi sürdürmeliyiz. Genç ve hizla büyüyen nüfusun satin alma gücünden faydalanmaliyiz. Bu ülkeye ihracatlarimizi sürdürmeliyiz, ticaretimizi gelistirmeliyiz. Ancak bu ülkenin küresellesmenin temel prensiplerine sahip olmadigini ve uluslararasi kardesligi içine sindiremedigini de görmeliyiz.” ifadelerini kullanmisti.Eli kalem tutan devlet ve hükümet baskanlari ülkesine yaptiklari hizmetler yaninda tecrübe ve düsüncelerini eserler yazarak gelecek kusaklara da unutulmaz miras birakmaktadirlar.Insanlik tarihi için en iyi örnekler Tanri Elçilerinin hayat hikâyeleridir.Kuran’da anlatilan Tanri Elçilerinin ve onlara karsi çikan devlet ve hükümet baskanlarinin hayatlarini bizzat Yüce Allah insanliga ibret ve ders almalari için vahiy yoluyla bildirmektedir.Göktürk Devleti kaganlari ve vezirleri Orhun Abidelerine düsüncelerini yazdirmalariyla bizlere ne kadar degerli miras biraktigini anliyoruz.Keske Göktürk ve Cumhuriyet dönemi devlet ve hükümet baskanlari gibi tarihte kurdugumuz beyliklerle beraber iki yüzü geçen diger Türk devlet baskanlari da tecrübe ve düsüncelerini aktaran eserler biraksaydilar.Bu giristen sonra asil konumuza gelirsek; Helmut Schmidt ülkesinin 1998 yili itibariyle ahlaki, siyasi, ekonomik degerler açisindan geldigi noktayi söyle elestirmektedir.“Bu bir kavga kitabi degildir; kimileri kendini haksiz yere elestirilmis hissedecektir. Bundan dolayi özür dilerim. Her seyden önce seksen yasinda yeni düsmanlar edinmeyi hiç istemem.  Ayrica niyetim, baskalarina bir kavga vermek degil. Tam tersine niyetim, bir dava için kavga vermektir; kamu yarari davasi için. Bundan dolayi da kamu yararina gönül vermis bütün yurttaslara, manevi-ahlaki dönüsümü cidden isteyen herkese sesleniyorum.Biz Almanlar ahlaki degerlerimiz mi yitirdik? Hayir, böyle bir iddiada bulunamayiz; çünkü büyük çogunluk düzgün bir yasam sürmeye özen gösteriyor. Bununla birlikte insanlarin baskalari adina karar verdigi kamusal alanda, ahlakin kenarindan kösesinden ufalandigini görüyoruz. Toplumumuzun dört bir yaninda, bugüne kadar görülmemis ölçüde baskalarini hiçe sayan bir bencillik, kendinden baskasini düsünmeme, aç gözlülük yayilmaktadir.Bundan yirmi yil kadar önce bir muhalefet lideri ahlaki ve manevi önderlige soyunmustu, birkaç yil sonra da hükümet baskani sifatiyla ahlaki ve manevi önderligini ilan etti. Ama toplumsal ahlakin çöküsü, belirgin biçimde sürdü.  Hemen her yurttas bunu görebilir. Politik ve yönetici sinif içinde yasanan skandallar, hiçbir zaman son on yilda oldugu kadar üst üste gelmemistir. Ayni zamanda asilamamis ekonomik boyutlara ulasan issizlik de, gelecek üzerine agir gölgeler düsürmektedir. Insanlar, politikacilarla yöneticilerin islerini gerçekten hakkiyla yapacak ehliyette olup olmadigini ya da gün gelip ülkenin tamamiyla issizlige teslim olup olmadigini sorar oldular.Pek çok insan iyi isleyen bir ekonomik düzende, sosyal adaletin egemen oldugu özgürlükçü bir açik toplumda yasadigi konusunda güvenini yitirmis bulunmaktadir. Eger gelecege yeterince güvenle bakamazsak, pek çok insan ahlaki açidan çöküs yasayabilir…Politik sorumluluk tasiyan herkes için en basta gelen ödevlerinden biri, bu çöküsü durdurmak olmalidir…Her birimiz baskalari için ve ayni zamanda bütün bir toplum için de sorumluluk tasimaktayiz. Bu sorumluluktan görevler dogar. Bu görevler ise yasalarda yer almaz.Benim üzerinde durdugum, hukuki degil ahlaki sorumluluk ve görevlerdir. Kamu yararina, topluma, devlete ve Avrupali komsularimiza karsi ahlaki görevler konusunda bizleri bilinçlendirme ödevi, anne babalara, ögretmenlere,  profesörlere, din adamlarina, ustabasilarina, yöneticilere ve isyeri temsilcilerine oldugu kadar gazetecilere ve medya mensuplarina da düsmektedir.Kamusal hayatta rol oynayan ve nüfuz sahibi olan insanlar, yeni bir yüzyilin esigine gelen bizleri cesaretlendirme sorumlulugunu tasimaktadir. Eksiklerimizi ve ihmallerimizi görebilmemiz için cesur olmaliyiz. Ekonomik ve sosyal sorunlarimizi çöze bilmek için cesur olmaliyiz. Kamusal ahlaki hayata geçirmek için cesur olmaliyiz.21.Yüzyil, karsimiza alisik olmadigimiz ödevler çikarmaktadir. Bu nedenle simdiden hazirlikli olmaliyiz. Bu sorumluluk herkesten daha çok SIYASETÇILERIN omuzlarindadir…Erdemler olmadan baris içinde bir arada yasayamayiz…Inanç, sevgi ve ümit üç ‘teolojik/ilahi erdemler. Bir de yurttaslik erdemleri vardir;  dirayet, adalet, cesaret ve ölçülülük erdemlerine de yaslanmaliyiz.Yöneticiler, gösterissiz bir hayat tarzi seçmelidir; tantanali kisisel harcamalar toplumsal ahlaka aykiridir, yöneticilerin kamuya karsi sorumlulugundan biri de budur.Mahallede herkes ‘babasi namuslu adamdi, oglu da babasi gibidir’ derse yeter….”Büyük milletler erdemsizliklerini ve hatalarini halinin altina süpürmezler.Mehmet Akif, Almanya ve Japonya’yi bizlere o zaman örnek iki millet göstermisti.Gelin hep beraber cesaretle Akif’in Safahat’inda yer alan SARKsiirini, Nurettin Topçu’nun Yarinki Türkiye kitabini yeniden okuyalim. Sonra da sapkamizi önümüze koyup erdem, vicdan, adalet ve hak üzerine yeniden düsünelim ve cesurca medeniyetimizi sorgulayalim.Umarim bizde de Alman Basbakani gibi fiili siyasetin içerisinde ve disinda bulunmuslarimiz ülkemizde siyaset adina yapilan adaletsizlikleri, haksizliklari ve yetersizlikleri taslanmak, iftiralara ugramak ve itibarsizlastirilmaktan korkmadan kaleme alanlarimiz olur.Not: Prof. Dr. Samih Bayrakçeken hocamiz Helmult Schmidt’in adi geçen eserinden bahsetti. Eseri ulastirdiginda okudum. Bazi bilgileri sizlerle paylasmak istedim. Kendisine tesekkür ederim.


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —