Hakkari ve Sirnak tasiniyor

Hakkari ve Sirnak tasiniyor

1.01.2016 10:25:22 0
Hakkari ve Sirnak tasiniyor
Basbakan Ahmet Davutoglu, Hakkari ve Sirnak'in sehir merkezlerinin, Yüksekova ile Cizre’ye kaydirilacagini söyledi.Ingiltere, Isviçre ve Almanya’yi kapsayan seyahate çikan Basbakan Ahmet Davutoglu, Londra yolunda beraberindeki gazetecilerin sorularini cevapladi.Davutoglu, terörle mücadeleden akademisyelerin bildirisine, dis politikadan Suriye meselesine dair önemli mesajlar verdi. Davutoglu, Bakanlar Kurulu’nda görüsülecek olan Terörle Mücadele Master Plani’nin detaylari konusunda sunlari söyledi: “Bunun birkaç ayagi var. Operasyon öncesi, operasyon süreci ve sonrasi…. Hepsi birbirini tamamlayan adimlar. Iyi bir planlama yapmazsaniz 3 ay sonra bir operasyona daha ihtiyaç hissedersiniz. Taviz vermeyecegiz. Silopi’de su anda operasyon süreci büyük ölçüde tamamlandi. Bütün mahalleler, bütün sokaklar temizlendi. Eskiden oldugu gibi sokaklar temizlenip geri çekilinmeyecek. Oralarda daha düzenli isleyen bir güvenlik varligi söz konusu olacak. Cizre’de de büyük ölçüde bu asamaya dogru geliniyor. Sur’da da ayni sekilde. Yavas yürümesinin nedeni; o barikatlara yerlestirilen mayinlar. Sivil kayiplarin en düsük seviyede tutulmasi için adim adim gidiliyor bazi yerlerde. Esnafin da kayiplari karsilanacak. Sur’a tekrar 5 milyon TL gönderdik”.Bölgeye her türlü destegin verilecegini belirten Davutoglu, “Fakat ‘kalici bir afet bölgesi’ tanimi dogru degil. O zaman ‘Hayati normale döndürdük’ diyemeyiz. Soma’daki gibi imkanlarin çogu saglanacak. Mesela, Sur disinda Diyarbakir’in hayat akisinda bir problem yok. Onlar olaylari bölgede kalkismaya dönüstürmek istedi. Birçok yerde özerklik ilani, arkasindan halk peslerinden gidecek, büyük bir kalkisma olacak. Sonra bir sey ilan edecekler kendilerince. Bir kere bu olmadi. Biz çok basarili bir sekilde önce bunlari daglarda izole ettik. Sonra ilçelerde yogunlastiklari belli yerlerde izole ettik. Simdi militanlarini ayakta tutmak için ‘Marttan sonra baska yerlerde de bu islere kalkisacagiz’ diyorlar. Van’da öyle bir niyet hissettik. Edremit’teki bir baskinda ne kadar yogun silah yakaladik. Arkadaslara “Cizre’ye Sur’a yogunlasip diger yerleri ihmal etmeyelim” demistik. Zaten bu basarili gittigi için Çinar’daki saldiriyla dikkatleri baska yere çekmeye çalistilar. Bölücü örgüt, Silopi’de haince bir plan yapti. 7 cenaze vardi. Bu sayi sonra belki bir iki artmis olabilir. Israr ettiler, bize teslim edin diye. 15 gün tutuyor, ardindan ailelere veriyorduk öncesinde. Genelge yayinladik. 3 gün tutulacak. 3 gün sonra gelip alan yoksa defnedilecek ve aileye yeri haber edilecek. Çünkü, cenazelerimizi gömemiyoruz diye istismar ediyorlar. Halk bunlara destek vermedigi gibi operasyonlarin da yaninda durdu. Vatandaslarimiza mütesekkiriz. Bir önemli basari ise asker-polis isbirliginin ve koordinasyonunun mükemmel olmasi. Ilk defa bu kapsamda bir harekâti birlikte yapiyorlar. Hiçbir koordinasyon eksikligi yok. Simdi yapacagimiz sey; hayat akisini normallestirmek, ekonomik hayati canlandirmak. Cizre’nin Nur mahallesine zaten 80’li 90’li yillardan beri girilmezdi. Simdi yok. Her mahallede bunu gerçeklestirecegiz. Gereken yerde kentsel dönüsüm yapacagiz. Yalniz kentsel dönüsüm denilince akla hemen imar dönüsümü falan gelmesin. Mesela; Sur’da tarihî doku niteligi tasimayan, virane seklindeki yapilar tasfiye edilip o dokuya uygun yapilar söz konusu olacak. Sur, kadim medeniyetin en önemli mekanlarindan biri. Terör ve virane odagi haline geldi. O viraneler kaldirilip bir de öyle seyler yapmislar ki zaten evlerin oturulacak hali kalmamis. Idari bazi tasarruflarimiz olabilir. Cizre’nin ve Yüksekova’nin il merkezi haline dönüsmesi gibi. Içel ve Mersin denir ya… Sirnak’a gidenler bilir. Çok dar bir seyin içinde. Halbuki Cizre, çok genis bir alan. Ayni sekilde Hakkari’nin genislemesi zor. Yüksekova genisliyor fakat vilayet yapilanmasi haline dönüsmedigi için uygun bir güvenlik ya da hizmet alt yapisi olmuyor” diye konustu.Hakkari Sirnak’in sehir merkezlerinin tasinmasini planladiklarinin altini çizen Davutoglu, “Bunu planliyoruz. Üzerinde çalistigimiz hususlardan biri. Diyarbakir’a olan muhabbetimi, Sur’a olan özel ilgimi herkes bilir. Bizzat takip edecegim. Bütün o tarihî eserler restore edilecek. Rumeli’de restore etmedik tarihî eser birakmadik. Sur’u mahrum ve mahzun birakir miyiz? Tek bir rant unsurunun da oraya girmesine izin vermeyecegiz. Orijinal Diyarbakir’in mimarisi korunacak. Gerekiyorsa özel bir kanun çikaracagiz. Çevre Sehircilik ile Kültür Bakani’miza söyledim. Böyle tarihî niteligi olayan sehirlerin merkezi kanunla korunacak. Mardin, Konya, Amasya, Istanbul gibi” dedi.“YENI ANAYASA KONUSUNDA HERKESI IKNA ETMEK AMACIYLA ÇALISACAGIZ” Yeni anayasa konusunda herkesi ikna etmeye çamisacaklarini kaydeden Davutoglu, “Diplomaside onlarca kriz yönetimi var. Biz, mutabakat saglanmasi gereken süreçlerin içinde olduk. Anayasa da böyle bir sey. Nihayetinde mutabakat saglanmasi gerek. Iran’in nükleer görüsmelerini hatirliyorum. Çok çetin geçti. Bir gazeteci dostumuz, “Yüzde 5 ancak ihtimal var” demisti. Diplomaside yüzde 5 çok büyük oran. Ama anayasa böyle bir konu degil. Yani yüzde 5 olarak görmüyorum. Daha yüksek görüyorum. Eger mutabakati basarabilirsek Tanzimat’tan bu yana çagdaslasma tarihinin en büyük adimi olur. Onun için çok düsük bir oran bile olsa bütün emegi sarf etmeye deger. Görüsmelerdeki nezaket ortami, konuyu ele alis biçimi, beni ümitlendirdi. Meselenin yüzde 70’i psikolojiktir. Yüzde 20-25’i siyasi iradedir. Teknik detay, yüzde 5-10 düzeyindedir. Su veya bu maddenin nasil olacagi daha az önem tasiyor. Mesela; 20 sene önce bunu tartisiyor olsaydik muhtemelen MHP baskanlik lehine konusuyor olurdu. Ben sayin Türkes’le ilgili ciddi bir tez yazmis biri olarak ne yazdigini biliyorum. Kendilerine de söyledim, “Ne olur su konjonktürden çikalim” diye. 30-40 sene sonra hiçbirimiz yasiyor olmayacagiz. Sayin cumhurbaskanimizi meselenin içine çekmeyelim. Gelin tartisalim. Ancak son bir hafta içinde konjonktürel gelismelerin etkisi altinda kalinarak söylenenler, beni üzdü. Kiliçdaroglu’nun açiklamalari, üzücü. 1 sene önce halkin yüzde 52’sinin destegini almis cumhurbaskanini, seçilmis birini, sen “dikta” diye suçlarsan tartismayi sürdüremeyiz. 1 Kasim seçimlerinden sonraki temel ödevim, toplumsal gerilimi düsürerek yapisal reformlarin makul sekilde konusulabilecegi ortam hazirlamak. Akademisyenlerin yayimladigi bildiri, Kiliçdaroglu’nun kongre konusmasi bir anda kutuplastirici ortam çikardi. Tehlike burada. Yoksa teknik detaylarinda çok daha kolay yol alabilecegimizi düsünüyorum” dedi.Davutoglu, ‘Partilerle uzlasma saglanamazsa bir B planiniz var mi? Partiler içerisinden 14-15 vekille uzlasma konusu aranabilir mi?’ sorusuna su cevabi verdi: “Tek tek milletvekilleri üzerinde Günes Motel gibi kullanilan yöntemlere dayali bir siyasi çözümü dogru bulmam. Milletvekillerimizin hepsi -siyasi parti ayrimi yapmadan söylüyorum- onurlu insanlardir. Nihayetinde bir oylamaya gidildiginde herkes tek basina karar verir. Yani anayasa oylamasi kollektif bir karar alacak, ooylama degil. Anayasa konusunda bütün milletvekilerinin kendi vicdanlariyla tek tek karar almalari gerektigini düsünüyorum. O asamaya gelmeden basarmamiz gereken husus, partilerarasi bir mutabakattir, toplum içinde mutabakattir. Mümkün oldugunca genis bir taban. 380 milletvekilimiz de olsaydi ayni süreci isletirdim. Toplumun en zit kesimlerinin de katkida bulunacagi bir yolu tercih ederim. Herkesi ikna etmeye çalisacagiz. Olmadigi zaman baska seyler düsünülür. Anayasa konusunun kisileri tek tek ikna etmeye dayali bir pazarlik konusu olmasina asla izin vermem”.“ÖNEMLI OLAN TÜRKIYE ILE ABD’NIN AYNI PERSPEKTIFTEN BAKMASI” Davutoglu, ‘ABD Genelkurmay Baskani Türkiye’ye geldi. Suriye’deki gelismelerle ilgili ortak bir noktada bulusuldu mu?’ sorusu üzerine, “Kendisiyle uzun, faydali bir görüsme yaptim. Döndügümüzde de Biden gelmis olacak. Kendisine de, sayin Obama’ya da daha önce ifade ettim. Önemli olan; Türkiye ile ABD’nin ayni perspektiften olaya bakmasini temin etmek. Yani eger bir karsilikli güvensizlik hali olursa bu her iki ülkenin de çikarlarina aykiri. Bölgeye de en fazla zarari verecek olan husus budur. Türkiye’nin güvenlik kaygilarini gözetmeyen bir çözüm Suriye’de yasayamaz. Türkiye ile iyi geçinmeyen bir rejim de Suriye’de rahat edemez. 5 sene önce bir ihtilal yönetiminin Avrupa tarafindan desteklenecegini söyleselerdi inanmazdim. Öyle bir strateji eksikligi yasandi ki, alan Rusya ve Suriye’ye birakildi. Fiilen Suriye, Rusya’nin isgali altinda. Böyle bir tablonun ortaya çikmasinin sebebi, Bati ülkelerinde Suriye’nin güvenligi açisindan ortak bir anlayisin getirilmemesi etkili oldu. Simdi bunu getirmeye çalisiyoruz” dedi.Davutoglu, bildiriyi imzalayan akademisyenlerle ilgili ise “Konusmalarimda metnin söyledigi seylerin sonucundan daha çok metnin arkasindaki zihniyeti desifre etmeye çalistim. Burada yanlis bir zihniyetin egemenligi var. Onlarin kanaatlerini sorgulamaktan çok, o kanaatlerin açiklama yöntemine elestiri getirdim. Dogu’da bir devlet katliami var da hiç terör örgütü yok mu? Olgusal gerçeklige bu uyuyor mu? Bir akademisyenin fikir özgürlügü denildiginde uymasi gereken ahlakî kriterlere de uymuyor. Birçok akademisyeni özelestiriye zorlamamiz lazim. Yoksa bugün bu dosya kapanir, yarin baskasi açilir. Benimle hesaplasmak istiyorlarsa, buna hazirim. Bana tek bir demokratik hukuk devleti göstersinler ki, mesru güvenlik güçleri disinda baska bir güce izin vermis olsun. PKK’nin silahi orada dursun ama polis dokunmasin. Bunu herhangi bir sekilde savunmak demokratik bir ülkede mümkün mü?..Türkiye’de meseleyi tartisacak bir Meclis var. Böyle bir de fakto duruma kimse tahammül etmez. O metin kesinlikle akademisyenlerin elinden çikmamistir. Bir yerden çikti, onlar da imza atti. Aydin’in en önemli vasfi, sürü psikolojine kapilmamasidir. Birçok arkadasim bana ‘Görmeden imza attik’ dedi. Bu, kabul edilebilir bir tutum degil. Esas sorumlu, o metni bu sekilde çikarmis olanlara. Yoksa ben, bu metne imza atanlarin özelestiri yapacaklarina inaniyorum. Orada elestiri varsa gögüslemeye haziriz. Bir polis aracina cenaze takilip sürüklendiginde biz özelestiri yaptik. Bizim de ayni elestiriyi aydinlardan beklememiz dogrudur diye düsünüyorum” seklinde konustu.