Tarih: 01.08.2018 10:25

Insaat Mühendisleri Odasi’ndan deprem uyarisi

Facebook Twitter Linked-in

17 Agustos 1999 Marmara Depreminin 19. yildönümü nedeniyle Insaat Mühendisleri Odasi Erzurum Subesi Yönetim Kurulu basin bildirisi yayinlayarak su görüslere yer verildi: Insaat Mühendisleri Odasi olarak deprem gerçegini unutmadik, unutmayacagiz. 17 Agustos 1999 Gölcük ve 12 Kasim 1999 Düzce depremleriyle ortaya çikan her acinin yükünü kalbimizde tasiyoruz. Yapi üretim sürecinin asil unsuru olan bir meslek Odasi olarak, basta yerel ve merkezi düzeyde ülkemizi yönetenler olmak üzere; her kurum, kurulus ve imza sorumlulugunu üzerinde tasiyan her insanin bu günlerde bir kez daha düsünmesini istiyoruz. Türkiye, bir deprem ülkesidir. Bir doga olayi olan depremin afete dönüsmesi ve bu durumun bir türlü önlenememesi sorunun ana kaynagini olusturuyor. Izlenmesi gereken tek yol; yapilarin, mesleki derinligi olan, ahlaki ve etik anlayisi yüksek meslek insanlari tarafindan, mühendislik bilimine ve “Deprem Yönetmeliklerine” uygun olarak tasarlanmasi ve üretilmesidir. Ayrica standartlara uygun malzemeler kullanilarak etkili bir denetim mekanizmasinin da uygulanmasi gerekmektedir. 17 Agustos 1999 Depremi, ortaya çikan can ve mal kayiplari bakimindan bir “MILAT” olarak kabul edildi. Ülkemizin en dogusundan en batisina, en güneyinden en kuzeyine kadar, uzak veya yakin ölçekte her aileyi etkiledi. Tarihsel süreç içerisinde Anadolu cografyasi sayisiz depremler yasamis olmasina ragmen, 17 Agustos 1999 Depremi yeni bir durummus gibi depreme hazirliksiz olarak yakalanmis olmak basli basina bir sorundu. 1999 yilina kadar yapilan uygulamalarin pek bir ise yaramadigi aci bir tecrübeyle görüldü. 1999 Gölcük ve Düzce Depremlerinin ortaya çikardigi can kayiplari ve büyük ölçekli ekonomik kayiplar, her kurum ve kurulusun konuyu yeniden düsünmesine neden oldu. Bu kapsamda yapi denetimi, nitelikli mühendislik egitimi, mühendislik hizmetlerinin kalitesinin yükseltilmesi ve ilgili mevzuatlar ülke gündeminin ilk sirasinda kendisine yer buldu. Yapi üretim süreci bilesenlerinin görev ve sorumluluklari, deprem öncesi, deprem sirasi ve deprem sonrasinda nelerin yapilmasi gerektigine dair pek çok bilinmez, sorun olarak varligini hissettirdi. Insaat Mühendisleri Odasi bu süreçte, deprem ve güvenli yapi üretilmesi konusunu, farkli boyutlariyla birlikte genis bir pencereden bakarak, sorunlarin kaynagini ve çözüm yollarini ortaya koydu. 1999 depremleri, %25 mertebesinde yapi stokunun kullanilmaz hale gelmesine neden oldu. Kaçak olarak yapilan yapilarla mühendislik hizmeti almadan üretilen yapilarin oldukça fazla oldugu gözler önüne serildi. Depremden sonra görüldü ki, sorun sadece önlenemez veya önlenmeyen göç ve bunun getirdigi gecekondulasmayla açiklanamayacak kadar büyük. Kaçak yapilasmanin olagan sayildigi ülkemizde, agir hasarli binalarin arasinda devlet daireleri, hastane ve okullarin da bulunmasi; sorunun sadece bir imar sorunu degil, daha farkli boyutlarinin oldugunu da açikça ortaya koydu. Insaat Mühendisleri Odasi’na göre temel sorun; plansizlik, çarpik kentlesme, yapi üretim sürecinin ve mesleki uygulamalarin niteliksizligi ve denetimsizliginden kaynaklaniyordu. Sorun, depremin kendisi degil dogurmus oldugu sonuçlardir. Bir doga olayi olan depremin, dogal afete dönüsmesini önlemenin yolu, planlama-kentlesme ve yapi denetim sisteminden geçmektedir. Depremle ilgili hemen her konunun ayri bir önemi bulunmaktadir. Ancak yapi denetimine ayri bir vurgu yapilmasi zorunluluktur. Çünkü yapi denetimi, güvenli yapilarin üretilmesini saglayacak ve gelecekte ayni sorunlarin ortaya çikmasini önleyecektir. Yapi Denetim Yasasi’nda gerekli degisiklikler, ihtiyaç duyulan düzenlemeler yapilmaz ise, olasi bir depremde basta kamu binalari olmak üzere konutlar, isyerleri agir hasar görecek, çok sayida bina yikilacak, can ve mal kayiplari yasanacaktir. Nasil ki 1999 depremleri yapi imalati dinamiklerinin degismesi ve yapi denetim sisteminin kurulmasi için bir milat olarak kabul edildiyse, 2011 Van Depremi de Kentsel Dönüsüm için milat olarak kabul edildi. Kentsel dönüsüm projeleri kentsel rantin en yüksek oldugu bölgelerden baslamistir. Parsel ölçegindeki yenileme uygulamalarinda ise açikça görülmektedir ki, dönüsüm, müteahhit firmalar ve mülk sahipleri için beklenen cazibeyi olusturdugu kosullarda akicilik kazanmakta ve uygulanmaktadir. Taraflar açisindan beklentileri optimum kilan kosullar gelismedikçe yapi yenilenmemekte, uygulamalar müteahhitlerin insafina terk edilmekten öteye gidememektedir. Bütünlüklü bir planlama yerine parçaci bir anlayisla yapilar yikilip yeniden yapilmakta, dolayisiyla kentlerin topyekûn, tüm teknik ve sosyal altyapi sorunlari ile birlikte iyilestirilmesi olanagini ortadan kaldirmaktadir. Mevzuat, kentsel dönüsüm uygulamalari için temel beklenti olan saglikli ve yasanabilir bir çevrede güvenli yapilarda oturmak anlayisini karsilayamamistir. YIK-YAP anlayisi kentsel dönüsümün temel mantigi olarak karsimiza çikmaktadir. Kentsel dönüsüm; sosyal adalet, sosyal gelisim, sosyal bütünlesme, tarihi ve kültürel mirasin korunmasi zarar azaltma ve risk yönetimi ile birlikte kapsamli ve bütünlesik bir sekilde ele alinmalidir. Topraklarimizin büyük bir bölümü deprem tehlikesi altinda bulundugu gibi, yapi stokumuzun önemli bir bölümü de deprem riski tasimaktadir. Güvenli ve saglikli yerlesim alanlarinin olusturulmasi için afete duyarli ve bilimsel planlama ilkelerini esas alan kentlesme politikalarinin hayata geçirilmesi gerektiginin altini önemle çiziyoruz. Yapilari depreme karsi hazirlamanin iki yolu vardir: Ilki; mevcut yapi stokunun durumu tespit edilerek iyilestirilmesi, onarilmasi, güçlendirilmesi veya yeniden yapilmasidir. Ikincisi; yeni yapilacak olan yapilari, bilim, teknoloji ve mühendislik ilkeleri dogrultusunda yapmaktir. Planlama ve tasarim asamasindan yapinin kullanima açilmasina kadar tüm süreç mesleki yeterlilige sahip mühendisler tarafindan yönetilmeli ve denetlenmelidir. Ayrica, risklerin transfer edilmesi bakimindan yapi sigortasi ve mesleki sorumluluk sigortasi yapilmalidir. Her afetten sonra sik sik yapilan “yara sarma” anlayisindan kurtulup bilimin teknigin ve aklin gerektirdigi isleri yapmak gerekir. Depremin bir doga olayi oldugu kabul edilmeli ancak denetimsizligin neden oldugu olumsuzluklari “kader” gibi degerlendiren yaklasim terk edilmelidir. Bugüne kadar yapilan çalismalar, deprem öncesi alinacak önlemlerin deprem riskini önemli ölçüde azalttigini ortaya koymaktadir. Sorunu sorun olmaktan çikaracak olan tek çikar yol, deprem yasanmadan önce alinacak önlemlerde saklidir. Her yil çok sayida mühendislik diplomasi verilmesine ragmen kaliteli bir egitim yapilamamaktadir. Can ve mal güvenligini saglayan bir meslegin insanlari olarak; fiziki sartlari uygun olmayan, ögretim kadrosu son derece yetersiz olmasina ragmen insaat mühendisi diplomasi veren okullar açilmaktadir. Ruhsatlardan mühendis ve mimarlarin imzasinin kaldirilmasi meslegimizin gelisimini engelleyecek, sahteciligin önü açilacaktir. Oda ile meslek insani arasina örülmeye çalisilan duvarlar kaldirilmali, mühendis ve mimarlardan oda belgesi istenmesine yönelik uygulama güncellenmelidir.


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —