IRAK SINIRI, MUSUL PETROLLERI VE ARNOLD J.TOYNBEE

IRAK SINIRI, MUSUL PETROLLERI VE ARNOLD J.TOYNBEE

1.02.2019 10:25:22 0
IRAK SINIRI, MUSUL PETROLLERI VE ARNOLD J.TOYNBEE
14 Nisan 1889 Londra dogan – 22 Ekim 1975 ölen Ingiliz tarihçi Arnold Joseph Toynbee ve Izmir Amerikan Koleji tarih ögretmeni Kenneth P. Kirkwood ile beraber kaleme aldiklari, 1926 yilinda Londra’da TURKEY adiyla yayinladiklari Türkçeye “TÜRKIYE. BIR DEVLETIN YENIDEN DOGUSU” adiyla çevrilen eserinden Irak ve Türkiye siniri, Musul Petrolleri ve bölücülük hakkindaki görüslerini aktaracagim.Arnold J.Toynbee, Britanya Imparatorlugu bizimle Cihan Harbi’ndeyken 1915 tarihinde aleyhimizde propaganda eseri olan  “Armenian Atrocities, The Murder Of A Nation/ Ermeni Zulmü, Bir Ulusun Cinayeti “adiyla Mavi Kitap olarak da bilinen eserini yayinlar. 1921 yilinda  “Manchester Guardian” gazetesi adina Anadolu’daki Türk-Yunan savasini yerinde izleyerek okurlarina bilgiler aktarir. 1922 yilinda “TÜRKIYE’DE VE YUNANISTAN’DA BATI MESELESI” adli eserini kaleme alir.  Yunan zulmünü anlatan yazilarindan dolayi Yunanistan Devleti Toynbee’ye sagladigi maddi yardimi keser. Kraliyet Uluslararasi Iliskiler Enstitüsünde 1955 yilinda emekli oluncaya dek çalisir.  O, on iki ciltlik A Study of History/Tarih Çalismasi adli eserin de sahibidir.Ingilizler dünya üzerinde emperyalist ve yayilmaci emellerini gerçeklestirmek için nasil en üst düzeyde arastirmaci ve düsünürlerini; gazeteci, diplomat, misyoner, arkeolog gibi adlarla ise kosuyor ve onlarin görüslerine itibar ediyor.Birlesik Krallik/Ingilizler henüz yeni kurulmakta olan Türkiye Cumhuriyeti’nde neler olup bitmektedir? Yunan-Türk savasinda kimler kazanir? Meclislerinde kim kimdir,  tahsilleri, nereli olduklari, genç subaylarin ne yapmak istedikleri, düsünce dünyalari gibi sorulara cevap arayarak pozisyonlarini alirlar.Diplomasi masasina topladiklari bilgileri ellerindeki çantalarina koyarak oturup alacagini aliyor, ne kadar verecegini veriyor,  yenecegini yeniyorlardi. Hala da ayni yöntemleri kullaniyorlar. Bilgi en temel kilavuz.Bu ön bilgilerden sonra Lozan Antlasmasi maddelerinden birisi de elbette Musul Meselesidir. Milli Hükümet’in gözünde ve zihninde kutsallasan sinirlar Musul’u da içerisine alan Misaki Milli sinirlardir.Henüz 25-30 yaslarinda olan Toynbee bakiniz Ingiliz hükümetine Musul meselesinde nasil tutum takinmalari, sinirlarin nereleri içermesini öngörüyle belirtiyor, bize de aba altindan nasil sopa gösteriyor.“Türkler tarafindan ileri sürülen iddialara karsilik, Ingiliz tezine göre, Musul’un Irak manda yönetimine bagli kalmasini gerektiren cografi nedenler vardi. Musul Vilayeti Türkiye’den yüksek bir dag duvari ile ayrilmistir ve kisin kar bastigi zaman bu daglari asmak imkânsizdir. Yazin da geçit ancak birkaç patikadan saglanmaktadir. Diyarbakir’dan asagiya inen Dicle nehri bile, Diyarbakir ovasindan Mezopotamya düzlügüne geçebilmek için dar bir geçidi zorlamak zorunlulugundadir. Bu kesimde bir suyolu olarak da imkânsizdir. Buna karsilik Musul, Bagdat ve Basra’ya kadar cografi baglarla bagli bulunmaktadir. Dicle nehrinde isleyen gemiler Musul sehrine kadar çikabilmektedirler. Kuzeydeki daglardan akan sular Dicle’de toplanmaktadir. Kuzeydeki vadileri ancak bu sulari izleyerek varabilmek mümkündür. Ulastirma, ticaret ve sulama bakimindan Musul, üç tarafinda bulunan Iran, Türkiye ve Suriye’ye degil Irak’a bagli bulunmaktadir.”Oysaki bugün eger Irak siniri bu sarp ve geçit vermeyen yüce daglardan degil Musul tarafini da içerisine alan sinir olsaydi, terör örgütü ve bölücülük bu kadar kahredici olur muydu?Yine Toynbee petrol meselesini de oldukça basit bir tarzda söyle izah ediyor:“Bütün bu nedenler, Musul konusunda Türk-Ingiliz çekismesinin niçin bu biçime hatta zaman zaman tehlikeli biçimlere girdigini açiklamaktadir. Bunlara karsilik, vilayet topraklarinda petrol kuyularinin bulunmasi, iki tarafin politikasini etkilememistir. Bölgede petrolün bulundugu bir gerçektir. Fakat bunun zenginlik derecesi o tarihte kesin olarak bilinmemektedir. Güney Iran’daki zengin petrol kaynaklari bir Ingiliz sirketi olan Anglo- Persian tarafindan isletildiginden ve Ingiliz donanmasi da buradan ikmal yaptigindan, Musul gibi denizlerden çok içerlerde bulunan zengin olmayan bir petrol bölgesi Ingiltere’nin Orta-dogu politikasini etkileyen en önemli etkenlerden degildir.”Musul petrolleri Ingilizler için etken degilse Türkler için neden etkin olsun ki gibi bir tutum sergiliyor. Oysaki Ingiliz Manda Yönetimi mandalik haklarini neden 25 yil daha uzatti?Yine Toynbee, Misaki Milli sinirlari içerisinde olan Musul ve çevresinin Misaki Milli sinirlarinin disinda kalmasi Türkiye topraklarindan koparilmasi gerektigini su teze de dayandirir:  “Musul merkezinin Arap, çevresinin Kürt unsurlardan olusmaktadir.”Yüz yillarca birak Musul ve Kerkük degil, bugünkü yapay sinirlarla olusturulan Irak topraklarinin tümü bir Türk ülkesi topragiydi. Toynbee, Birlesik Krallik/Ingiltere on binlerce kilometre uzakta olmasina ragmen hala Kanada, Yeni Zelanda ve Avusturalya topraklarina kendi topragi olarak vali atarken Musul topraklari sizin degildir deme cesaretini ve diplomasi sopasini hiçbir nüfus istatistigine ve tapu kayitlarina dayandirmadan masaya konulmasini öneriyor.Musul Meselesi halledilmek üzerineyken Toynbee, 1925’de Seyh Sait isyaninin olmasi gerektigini ve bugün Türkiye’nin 40 yili askin basinin belasi olarak süren bölücü terör örgütünün gerektigi düsüncesini Ingiliz istihbaratina tarihi notlarla haber veriyor.Biz biliyoruz ki, Musul Meselesini 1926 da yüregimize tas basarak elimizden çikardik.Okurlarima bu eseri salik vermemin nedeni Ingiliz aklini, siyasetini, yöntemlerini, bilgiye nasil deger verdiklerini yakindan görmeleridir.Bizlerin de önce kendi tarihimizi iyi bilmemiz, sonra da dünya düsünce, iktisat, sanat, din ve siyaset tarihleriyle ilgilenmemiz gerekir.Egitim kurumlarimizda basta da üniversitelerimiz koridorlarinda olmasa da! Hepimizin evinde birer dünya siyasi haritasi olsun ne zarari var!Zaman ve mekân bilgimiz yoksa bilgilerimizi nasil temellendirebiliriz.Üniversitelerimiz ve arastirma enstitülerimiz Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak ve gelecekteki tehlikeleri sezerek yüksek lisans ve doktora tezlerini vermeleri önem arz etmektedir. Sanirim bu çalismalarla önce siyasilerimizi, aydinlarimizi ve yöneticilerimizi sonra da halkimizi aydinlatmak gerekir.Hala ülkemizde hayattan kopuk su ya da bu ad altinda Tevhid-i Tedrisat/Egitim Birligi ruhuna ve amacina aykiri egitim kurumlari açilmasina siyasi oy kaygisiyla göz yumarak ülkemiz insanini heder edilmektedir.Hayat bilgi ile deger kazanir. Bilgi ile mutlu ve bagimsiz yasanir.Not: Hunharca kahpece katledilen sehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet diler, kederli ve yasli ailelerine ve milletimize bassagligi dilerim.