Kanser hastalarina zerdeçal kullaniminin önemi

Prof.Dr. Mustafa Iraz, kanser hastalarinda zerdeçal kullaniminin önemini anlatti.

1.02.2020 10:25:22 0
Kanser hastalarina zerdeçal kullaniminin önemi
Tibbi Farmakoloji Fitoterapi ve Homeopati Uzmani Prof. Dr. Mustafa Iraz, “Kanserde zerdeçal uygun formda ve uygun bilesenlerle kullanilmadikça yeterli etkiyi olusturamaz. Kanser tedavisindeki bütün gelismelere ragmen, son 30 yilda azalma olmamistir. Aksine teknolojideki gelismelere paralel olarak yeni kanser tanisi konulan hasta sayisi gün geçtikçe artmaktadir. Kanser olusumuna ve ilerlemesine katkida bulunan moleküler degisiklikleri anlamak, kanser önleme ve tedavisinde anahtar bir faktördür. Günümüzde kemoterapinin kullanimini sinirlandiran en önemli faktör yan etkilerdir. Siddetli yan etkilere neden olmadan tümör gelisimini, ilerlemesini ve yayilmasini önlemek için spesifik kanser hücrelerini hedeflemek gerekir. Sentetik antikanser ilaçlara ek olarak, Porsuk agaci (Taxus brevifolia), Rozet – Pervane çiçegi (Catharanthus roseus), Hus agaci (Betula alba), Porsuk apaci (Cephalotaxus türleri), Koka agaci (Erythroxylum previllei), Kantaron (Hypericum perforatum), Kenevir (Cannabis sativa), Isirgan otu (Urtica dioica), Zerdeçal (Curcuma longa) gibi birçok bitki farkli kanser türlerinde destek tedavisi amaciyla kullanilmaktadir. Bunlar arasinda zerdeçal içinde bulunan kurkumin maddesi önemli antikaser etkinlige sahip bilesiktir. Kurkumin zerdeçal bitkisinden ilk kez 1870 yilinda saf olarak elde edilmistir. Hemen hemen tüm dünyada yaygin olarak kullanilmaktadir. Ancak bu kadar yaygin kullanilmasina ragmen beklenilen faydayi görememektedirler. Bu etkisizlikler çogunlukla maksimum etki için gerekli olan sartlarin yerine getirilememesinden kaynaklanmaktadir. Çünkü zerdeçal kullanimi çogunlukla sade bitkinin veya tozunun bir baharat olarak kullanimindan ibarettir” dedi. Zerdeçalin içindeki kurkuminin antikanser etkisinin kanser hücrelerinin kendiliginden programlanmis ölümü (apopitoz)’u uyarmasi ve çesitli hücresel sinyal yolaklarini baskilayarak kanser hücrelerinin çogalmasini ve çevre dokulara yayilmasini durdurarak yaptigini ifade eden Prof.Dr. Iraz, “Birçok çalismada, kurkumin’in meme kanseri, akciger kanseri, bas ve boyun kanserleri, prostat kanseri ve beyin tümörleri üzerindeki antikanser etkileri gösterilmistir. Ancak, kurkuminin suda çözünme özelligi düsük olmasi nedeniyle agiz yolundan alinmasi durumunda emilimi sinirlidir. Ayrica kurkuminin antikanser etkisini gösterebilmesi için hücre içine ulasmasi gerekir. Kurkuminin suda çözünürlügü az oldugundan hücre zarindan geçisi de zayiftir. Bu nedenle gereken ek sartlar olusturulmadan kurkumin beklenen antikanser etkisini gösteremeyecektir. Kurkuminin yapilindaki küçük degisiklikler ve/veya ortamdaki degisiklikler hücre içine alinmasini artirmaktadir. Bu durum kurkuminin östrojen hormonu bagimli meme kanserinde ve testosteron bagimli prostat kanserindeki etkinligini artirmaktadir. Ayrica kurkuminin dogal bir sekere baglanmasi da antikanser etkinligini artirmaktadir. Ayrica bakir, nikel ve çinko gibi metallerle kurkuminin olusturdugu bilesikler kanser hücresinin DNA’sina daha iyi baglanabilmekte ve antikanser etkisi güçlenmektedir. Bunun yaninda kurkumin ve türevleri vücutta agir metal selasyonu da olusturarak kansere karsi koruyuculuk ve tedavi edicilik özelligine sahiptir. Günümüzde kurkuminin hücre içine ulasmasini artirmak ve antikanser etkisini artirmak için polimerle kaplama, elektrik yükünü degistirme, lipozom içine yükleme, metalik nanopartikül olusturma, nanojel yapimi, antikor kaplama, peptit veya protein içine gömme gibi farkli teknolojik formlarin olusturulmasi için çalismalar devam etmektedir” diye konustu. Prof.Dr. Iraz, kurkuminin antikanser etkisini söyle açikladi: “Kanser dokusunun saglikli dokudan temel farki hücre çogalmasi ile hücre ölümü arasindaki dengenin hücre çogalmasi lehine bozulmus olmasidir. Bir hücreye yerine yenisi gelmek üzere ölümünü hatirlatan sinyalin yoklugundan dolayi ölümü gerçeklesmezse kontrolsüz hücre çogalmasi olur, buda farkli tipte kanserlerin olusmasina neden olur. Hücrelerin yerini yenilerine birakmak üzere ölümü hücre içi veya hücre disi kaynakli olabilir. Hücre içi uyaranlar daha çok hücrenin enerji santrali olan mitokondriden kaynaklanir. Kurkumin mitokondri kaynakli kanser hücresinin ölümünü engelleyen proteinleri baskilayabilir. Hücre disi mekanizma ise kanser hücresi yüzeyindeki ölüm reseptörlerini uyaran tümör hücresi öldürme faktörü (TNF) aracili programli ölüm mekanizmasidir. Kurkumin kanser hücresi yüzeyindeki bu ölün reseptörlerini de aktive edebilir. Kurkumin ayrica kanser hücresine seker girisini ve laktik asit olusumunu da azaltir. Ayrica, kurkumin kanser dokusundaki büyüme faktörlerinin etkisini, büyüme ve yayilma genlerini, DNA’dan RNA olusumunu ve inflamasyon sürecine baskilar. Akciger kanseri: Akciger kanseri en sik görülen kanserdir ve en sik ölüm sebebi olan kanserlerdir. Küçük hücreli ve küçük hücreli olmayan olarak iki gruba ayrilir. Süphesiz akciger kanserinin önlenebilir en önemli nedeni sigara kullanimidir. Istisnalar hariç akciger kanserinin hemen hepsi epitel doku kaynakli karsinomlardir. Küçük hücreli akciger kanserleri çok hizli ilerlerken, küçük hücreli disi akciger kanserleri daha yavas büyürler. Ancak cerrahi, kemoterapi, radyoterapi ve immunoterapi seçeneklerine ragmen tedavide gelinen nokta maalesef yüz güldürücü degildir. Bu nedenle, son yillarda basta fitoterapi olmak üzere tamamlayici tip uygulamalarina ilgi artmistir. Kurkumin uygulamasi fitoterapi seçenegi içinde olup, akciger kanserli hastalarda uygun sekilde kullanilmasi durumunda tedaviye ciddi katkilar saglamaktadir. Kurkumin akciger kanserlerinin büyüme gelisme, damarlanma, çevre dokuya yayilma ve metastaz yapmasini farkli birçok mekanizma ile baskilamaktadir. Prostat kanseri; Erkeklerde akciger kanserinden sonra en çok ölüme neden olan prostat kanseridir. Kurkumin’in hem laboratuvar ortaminda hem de direkt hastalarda yapilan çalismalarda prostata kanserine karsi etkili olabildigi gösterilmistir. Ancak, bu etkinin sadece baharat olarak zerdeçal kullanimiyla elde edilmesi zordur. Kurkumin’in etkili olabilmesi için uygun formda ve etkinligini artiracak eklerle birlikte uygulanmasi gerekir. Kalin barsak kanseri: Kalin barsak veya tibbi ifade ile kolorektal kanserler akciger ve prostat – meme kanserinden sonra üçüncü siklikta görülen kanserdir. Kalin barsak kanserli hastalarin büyük kismi ameliyat olma ve kemoterapi uygulamalarina ragmen yarindan fazlasinda tekrar ortaya çikar. Uygun sekilde kurkumin uygulamasinin kalin barsak ve rektum kanserinde büyümeyi durdurdugu gözlenmistir. Bas – boyun kanserleri: Bas ve boyun bölgesindeki kanserler tüm dünyada altinci sirada yer alan kanserlerdir. Çogunlugu yassi hücreli karsinomlar seklindedir. En sik agiz boslugu, sinüsler, yutak ve girtlakta görülürler. Kurkumin bas boyun kanserlerinde çogulukla uygun sartlarda kullanimi durumunda kanser hücrelerinin çogalma yolaklarini baskilayip büyümeyi engelledigi gösterilmistir. Meme kanseri: Meme kanserinin görülme hizindaki artis ve genç bayanlardaki görülme hizi alarm verir niteliktedir. Memenin ameliyatla alinmasi, kemoterapi, radyoterapi, hormon reseptör blokörleri ve immunoterapi tedavilerine ragmen tekrar etme orani hala çok yüksektir. Yeni tedavi stratejilerinin gelistirilmesine ihtiyaç vardir. Tedavilere tamamlayici olarak kurkumin eklenmesinin basariyi artirabilecegini gösteren bir çok bilimsel çalisma mevcuttur. Glioblastoma ve beyin kanserleri: Son yillarda sinir sisteminden kaynaklanan kanserlerin görülme hizinda belirgin artis vardir. Gliobalastoma (GBM) en sik görülen sinir sistemi kaynakli tümördür. Cerrahi ve radyoterapinin etkisi sinirlidir. Çünkü tümör hücreleri çogunlukla çevre doku içine dogru zaten yayilmistir. Bu nedenle kurkumin gibi tamamlayici dogal ürünlerin uygun formda kullanilmasina ihtiyaç vardir. Sinir sistemi tümörlerinde kurkuminin bir çok farkli etki mekanizmasi vardir. Kurkumin glioblastom gibi sinir sistemi kökenli kanserlerde kanser hücresinin programli ölümünü ve kendi kendini sindirmesini artirirken damarlanma, çevre dokuya yayilma ve metastazini azaltir. Kurkumin pankreas kanseri, mide kanseri, mesane kanseri, karaciger kanseri, testis kanseri, lenfoma, lösemi gibi kanser türlerinde de etkili olabilir. Bilimsel veriler kurkuminin bütün kanser türlerinde uygulanabilecek özelliklere sahip oldugunu göstermektedir. Ancak zerdeçalda ki sade hali tedavi edici ajan olarak gelistirilmeye veya uygun kombinasyonlar olusturmaya ihtiyaç dogurmaktadir. Antikanser özelligi bilinen bitkilerle yapilan tedaviler bazi hastalarda tam iyilesme dahil farkli seviyelerde katkilar saglamaktadir. Fitoterapinin kanser tedavisinde bilinçli kullanilmasi durumunda hastaya zarar vermeden ciddi katkilar saglayabilir.” Kendi hastalarinda uyguladigi kanser destek tedavisi ile bir çok hastada basari sagladiklarini ve bu destek tedavisi süresince hastalarin bitkisel destekler nedeniyle zarar görmediklerini kaydeden Prof.Dr. Iraz, “Kurkumin’in de uygun hastalarda uygun eklerle birlikte sik kullandiklari bir destek tedavisi ürünüdür. Ayrica, sadece zerdeçalin bir baharat gibi kullanilmasinin da tek basina kanserde beklenen etkiyi gösteremez; bu nedenle kurkuminin egitimli hekimler tarafindan uygun formda ve/veya uygun eklerle birlikte kullanilmasi gerekir” seklinde konustu.

Cuma 6.4 ° / -1.3 °
Cumartesi 8 ° / -0.5 °
Pazar 6.4 ° / -0.5 °