Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 100 kurulus yilini ülkece idrak etmenin mutlulugunu duymaktayiz. Milletimize kutlu olsun.Üzülerek sunu ifade etmeliyim ki; ilkokuldan üniversiteye kadar tahsil hayatimda Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk, demokrasi, laiklik, Islam ve Türk Tarihi konularini ilmi gerekçelerden uzak ideolojik kaliplarda ya asagiladik ya da savundugumuz için körü körüne asagilandik. Türk gençlerini kimliksiz, kisiliksiz, istiklalini ve istikbalini kaybettirmek istiyorsaniz; bu konulari asagilatin ya da öteletin yeter. Gençler ya Leninci ya da Humeynici olsunlar isiniz kolay. Istediginizi yaptirtirsiniz. Bazen derste rahmetli Atatürk’ü, Mehmet Akif’i iyi anlayin, cumhuriyetimiz bize yeter dedigimde yüzüme tuhaf bir biçimde hocam sende mi? der gibi bakiyorlar. Bu köle ruhlu tutum ve içi bos ideolojik düsüncelerden beslenen zihniyetten dolayi ülkem adina gelecek konusunda kaygiliyim.Bu nedenle: “El bize hayran, biz de ele hayran” misali hayata bakiyoruz.Türk Milli Egemenligi üzerine yabanci aydin ve bilim insanlarinin degerlendirmesini sizlerle paylasmak istedim. Belki bizler de kendi degerlerimiz üzerine aklimiz, vicdanimiz, irfanimiz ve insafimizla bakariz.Modern Türkiye’nin Dogusu adli eser sahibi Amerikali Tarihçi Prof. Dr. Bernard Lewis; Türkiye cumhuriyetinin kurulusunda en temel öge; milli egemenlik ilkesidir görünüsündedir. “Atatürk yalniz Türkiye’nin degil, ayni zamanda Türklerin de hürriyetini amaçliyordu. Bence O’nunla yüzyilimizin bütün öteki devrimleri arasindaki en temel fark burada yatmaktadir.”Evet, sömürgeci ülkelerin elinden bin bir çilelerle bagimsizliklarini alan topluluklarin kurduklari devletlerin bugünkü hallerine bakarsak bunu yakinen görürüz. Bunu en iyi örnekleri; Afrika, Ön Asya, Orta Amerika ve Arap ülkelerinde yasanmaktadir. Evet, kölelikten kurtulmuslardir, ancak yöneticiler ve büyük kabileler efendileri gibi köle sahibi olmak için kendi ülkelerinin zayif halklarini köle yapmislardir. Bugün terör, iç çatisma, siyasi ayaklanmalarin nedeni ve kaynagi hepimiz efendi olalim degil, benim de kölem olsun mücadelesidir.Sovyetler Birligi Devlet Baskani Mihail Gorbaçov. “ Komünistler, Lenin ve Bolsevikler olumlu sloganlarla geldiler: ‘Toprak köylüye, fabrikalar isçiye, kölelere özgürlük, halklara baris!’ Bunu elde etmek için de diktatörlük yolunu seçtiler…. Atatürk belli bir seyi kendisine dogma olarak kabul etmemisti. Atatürk yeni ve genç bir topluma belli bir yön vererek, kendine özgü bir yolda yürümesini degil, toplumun istedigi bir rejimi bulmasini istiyordu.” der.Türk tarihi, dili ve uygarligi üzerine çalisan eserler veren Fransiz Prof. Dr. Jean Paul Roux ise su degerlendirmeyi yapar: “ Bugün bile bütün dünyada ve özellikle Islam dünyasinda, hatta 3. Dünya’da, bütün Asya’da Atatürk yenilesmenin simgesi olarak kalmistir. Ya da kalmalidir. Görüsümü açiklamak için ulusal devrim kavramina basvurayim: Nedir devrim? Çok kez devrim, her seyin yikilmasi demektir. Fransiz devrimi bir seyler kurdu; ama birçok seyi de yikti. Oysa Atatürk, bence bu anlamda bir devrim yapmadi; bir yenilestirme, yeniden canlilik kazandirma isini basardi. Yikilan bir seyi yeniden kurdu: Biraz önce belirttigim gibi Istanbul yabancilarin isgalindeydi. Italyanlar, Yunanlilar Anadolu’daydilar. Fransizlar Kilikya yani Güney ve Güneydogu Anadolu’da idiler. Her yer isgal altinda idi. Atatürk ülkeyi yabanci isgalden kurtardi. Ama yalniz bunu yapmakla kalmadi. Ülkeyi yabanci isgalden kurtarip siyasal bakimdan nasil yeniden kurduysa, dil bakimindan da, ahlak ve manevi degerler bakimindan da ülkeyi yeniden kurdu. Var olan bir seyi yikmadi… Türk adetlerinin en güzellerini yeniden yürürlüge koydu.”Alman dil bilimci Prof. Dr. Klaus Liebe- Harkort : “1930’larda Avrupa bir karanlik içindeyken, Almanya’da toplama kamplari varken, Türkiye’de demokrasiye hazirlik çalismalari vardi” görüsünü paylasir.Osmanli Tarih uzmani Fransiz Prof. Dr. Robert Matran, Atatürk’ten Islam ülkelerinin liderleri etkilenmistir der : “Türkiye Cumhuriyeti gerçekten bir Islam ülkesinde kurulan ilk laik, demokratik devletti… Burgiba, Atatürk’ün yaptigi devrimlere ilgi duymustu. Ben, Tunus’a gittigimde Habib Burgiba benden Atatürk’ün yaptigi reformlar üzerine bir rapor yazmami istemisti. Kendi ülkesinde bu reformlarin hangilerinden yararlanabilecegini bilmek istiyordu. Gerçekten de kendi ülkesinde kadinlarin toplumsal konumu için Atatürk’ün yaptiklarini temel aldi. Bence Cemal Abdunnasir da (Misir’da) Atatürkçülükten esinlenmistir; bunun gibi Irak ve Suriye’deki Baas Partileri de sinirli ölçüde de olsa laik, cumhuriyetçi ve demokratik özelliklerini Atatürkçülügün etkisi altinda edinmislerdir.”Rusya üzerine tarih uzmani Prof. Dr. Norman Stone, Atatürk Türkiye’yi yalniz Yunanlilardan degil, Sovyetlerden de kurtarmistir düsüncesini söyle açiklar: Yunan ordularini Anadolu’da komuta eden Yunan Krali Andre’nin babasi Prens Filip babasina yazdigi bir kitapta sunlari yazar: “ Yunanlilar söyle dursun, hiçbir insanin benim askerlerimin yaptigi kötülükleri yapabilecegine inanmiyorum. Yalova’daki insanlik disi davranislar, Izmir’de neler yaptigini biliyoruz. Bunlar tarihe girmistir. Yunan askerlerinin her bir bölümü kendilerini gerçekten Büyük Iskender gibi görüyorlardi. Birkaç Asyaliyi bir yana itmenin; Ankara’yi ele geçirip Bizans devletini yeniden kurmanin ve benzeri gibi kendileri için kolay olacagina inaniyorlardi. 1922’deki çarpismanin Türk halki için, hiç de kolay olmayan karsi saldiriya geçip düsmani yenmis olmak açisindan, çok sanatsal bir zevk oldugunu sanirim. Çarpismalar çok zorluydu.”Yazisinin devaminda Stone: “ Zaman zaman çok düsünürüm ki, eger Atatürk olmasaydi, bugünün çagdas Türkiye’si, Cumhuriyet Türkiye’si olamazdi. Orta Anadolu Halk Cumhuriyeti olurdu. Çünkü büyük olasilikla komünist olurdu; Sovyet Gürcistan’inin daha büyükçe bir örnegi olurdu. Bence Atatürk Türkiye’yi yalniz Yunanlilardan degil, Sovyetlerden de kurtarmistir.”Kara Afrika’sinda Müslüman bir ülke olan Senegal’de siyaset bilim insani Bayan Prof. Dr. Penda M’Bom ise Mustafa Kemal Atatürk, Müslüman ülkeler içinde çok önemli bir önderdir. Bu Müslüman ülkeler içinde Arap olmayanlar çok özel bir yer tutar. “Mustafa Kemal Batili güçlere karsi koyabilmek için, tarihin mirasi olan geçmisle kapanmamak gerektigini, tersine bu geçmisten yola çikarak çagdaslasmanin zorunlu oldugunu gördü… Mustafa Kemal Atatürk’ün eserinde bugün benim ilgimi çeken sey; Müslüman kimligi ile laikligin nasil birlestirebildigidir. Bu son derece önemli, çok büyük bir basaridir. Biz bugün, kendi ülkemizde (Senegal) din ve devleti birbirinden ayirmayi nasil basarabilecegimizi düsünüyoruz.”Ingiliz BBC muhabiri, gazeteci Atatürk üzerine eser yazan Andre Mango Atatürk’ün milliyetçiligini söyle yorumlar:“Atatürk tabii ki milliyetçi idi, ama milliyetçiligin türlü türlü biçimleri var. Mustafa Kemal’in milliyetçiligi disa açik bir milliyetçiliktir, kendi içine kapali bir milliyetçilik degildir. Türkiye’yi gettolastirmiyor, tersine disaridan bilim adami, uzman, bilgi, uygarlik gelsin, uygarlik kervanina biz de katilalim, diyor. Bütün maksadi budur.”Rus Bilimler Akademisi Üyesi Tarihçi Prof. Dr. Vitali Seremet daha genis bir açidan su düsünceleri serdeder: “ Atatürk, çagdas bir Türk uygarligi bölgesi yaratti… Türkler Ortadogu’ya uygarlik degerleri getirdiler… Bu uygarlik, Türk degerleri, Türk dili konusan halklarin kültürü üzerine kurulu olan, ancak Büyük Turan’in kalbi olan Orta Asya’dan çikarak Akdeniz, Karadeniz ve Avrupa’ya kadar giden Türklerin gelistirdigi akil ve geleneklerde yatiyordu. Böylece Atatürk’ün modeli, geleneksel degerleri kabullenen, ama ayni zamanda karsilikli iliskide bulunan ülkeleri ve halklari da göz önünde bulandiran bir modeldi. Bu bir iliski modelidir. Osmanli Imparatorlugu da, Türkiye Cumhuriyeti de birer ‘uygarlik iliskisi’ bölgesidir. Atatürk modelinin en önemli yani da budur. Yalniz Atatürk, bir dünya insani kimligi ile bu modeli kurabildi. Dogu Avrupa ülkeleri, Bulgaristan, Makedonya ve Yunanistan edebiyatinda ve basininda sik sik Atatürk’ün Yunan, Bulgar ve Makedon asilli oldugu yönünde makaleler yayinlanmaktadir. Geçtigimiz aylarda Yeni Makedonya gazetesinde böyle bir makale okudum. Atatürk gerçek bir Türk’tü. Fakat komsu halklari da düsünmeyi basarmasi ve onlarin çikarlarini göz önünde bulundurmasi, Atatürk’ün ölümünden sonra da bu düsünceleri ortay çikarmaktadir. Atatürk, bütün halklara, Güneydogu halklarina, Akdeniz-Türk iliskisi bölgesi halklarina aittir.”Peki, simdi yabanci bir ülkede oldugumuzu farz edelim. Bize sorsalar ki;Milli Mücadeleniz hakkinda ne düsünüyorsunuz?Ülkenizde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kurulus sizce ne anlam geliyor? Milli egemenlik ne demektir?23 Nisan dünya çocuklari açisindan degeri nedir? Hangi ülkede böyle bir bayram çocuklara armagan edilmistir?Bilgide kilavuzumuz: dogru, gerçek, iyi ve güzel bilgileri tasiyan eserler olsun. Safsata, laf ebeligi olmasin.23 Nisan Milli Egemenlik Çocuk Bayrami sadece bizim çocuklarimizin degil, tüm dünya çocuklarinin da bayramidir. Kutlu olsun.Not: Daha genis bilgi için, Prof. Dr. Özer Ozankaya, Dünya Düsünürleri Gözüyle Atatürk ve Cumhuriyet, Is Bankasi Yayinlari.