Prof. Dr. Çomakli, “Türkiye’nin Firsat Penceresi: Türk Yüksekögretimi” programina katildi

Toplantiya; YÖK Baskani Saraç’in yani sira, YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Naci Gündogan, YÖK Baskan Danismani Prof. Dr. Sezer Sener Komsuoglu ve Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomakli ile Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgelerinde egitim veren üniversitelerin rektörleri katildi. Yeni YÖK vizyonu çerçevesinde, Yüksekögretimde Dijital Dönüsüm Projesi kapsaminda seçilen 8 yeni üniversitenin proje protokollerinin imzalandigi “Türkiye’nin Firsat Penceresi: Türk Yüksekögretimi” toplantisi Mus Alparslan Üniversitesi ev sahipliginde düzenlendi. YÖK Baskani Prof. Dr. Saraç’a Tesekkür Berati YÖK Baskani Yekta Saraç’a, toplantida bölge üniversitelerine yaptigi katkilardan ve bilim hayatini sekillendiren yeni projelerinden dolayi Dogu ve Güneydogu bölgesindeki 26 üniversite rektörünün imzaladigi tesekkür berati takdim edildi. Kendisine sürpriz olan berat için rektörlere tesekkürlerini sunan Saraç, vazifesini yaparken dogru isler yapmaya çalistiklarini, bu süreçte de rektörlerle ekip olduklarini aktardi. “Üniversitelerin Bölgesel Kalkinmadaki Rolü Büyük Önem Arz Ediyor” Prof. Dr. Yekta Saraç, törendeki konusmasina 15 Temmuz 2016 Cuma gecesi yüce milletin iradesine karsi düzenlenen, demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçecek hain darbe girisiminin üzerinden üç yil geçtigini dile getirerek basladi. Saraç, “O gece ve bu süre içerisinde Sayin Cumhurbaskanimizin gösterdigi yüksek irade, komuta ettigi güçler, milletimizin vakur ve inanilmaz durusu, sükürler olsun ki bizleri bu aydinlik günlere tasidi” degerlendirmesinde bulundu. Baskan Saraç, “Firsat Penceresi” Kavramina Degindi YÖK Baskani Prof. Dr. Saraç, konusmasinda toplantinin da adi olan “Firsat Penceresi” kavramina degindi. “Demografik Firsat Penceresi” kavraminin, ekonomik, siyasal ve sosyal boyutlari ile ülkelerin gelecegini etkileyen, demografik dönüsüm sürecinde nüfus artis hizi azalirken, çalisma çagindaki nüfusun artmasi ve yüksek sayilara ulasmasi olarak tanimlandigini aktaran Saraç, bu nüfusun ülkenin ekonomik büyüme potansiyeline ve gelismesine yol açtigini yani demografik temettü için bir temel olusturdugunu belirtti. “Türk yüksekögretimi olarak Türkiye’nin yakaladigi demografik firsat penceresi avantajini fevkalade iyi degerlendirmemiz gerektiginin ciddiyetle farkindayiz” diyen Prof. Dr. Saraç, ülkedeki çalisma çagindaki nüfusun çalisma, üretme ve kazanma potansiyeline sahip oldugunu anlatti. Egitimde nicelik yerine nitelige yogunlasma firsatinin ortaya çiktigini dile getiren Saraç, “Yüksekögretim politikalarini olustururken bu altin çagi aklimizda tutmaktayiz” dedi. “Bölgesel Kalkinma, O Bölgenin Üniversitelerine Baglidir” Etkinlige katilan 27 üniversitede toplam 9 bin 863 ögretim elemani bulundugunu dile getiren Saraç, “Bu 27 ilin is dünyasi ile akademi dünyasinin bir araya gelerek, birlikte çalisarak, yürütecekleri arastirma yapisinin, o illerdeki bölgesel kalkinmaya, ekonomik büyümeye ciddi katkilar vermesini bekliyoruz” ifadelerini kullandi. Bölgesel kalkinmada ana rolün o bölgenin üniversitelerine ve onlarin olusturacaklari ekosisteme, is birliklerine bagli oldugunu bildiren Saraç, bölgesel imkânlari ve gelisme alanlarini bir arada degerlendirerek üniversitelerin bölgeye hizmetlerinin önem kazanmasi ve basarili olmasi ile ilgili yogun çalismalar yaptiklarini anlatti. Bu projenin yürümesinde valilerin, belediye baskanlarinin, üniversite rektörlerinin ve ögretim üyelerinin, bölgesel ve yerel kalkinma ajanslarinin sivil toplum kuruluslarinin uyum içinde çalismasinin çok ciddi önemi ve katkisinin bulundugunu dile getiren Saraç, “Bu bir birlikte çalisma projesidir” diye konustu.