Tarih: 01.11.2016 10:25
Prof. Dr. Yildiz: “Çay alüminyum akümülatör bitkidir”
“Çay bitkisinin alüminyuma yogun bir egilimi vardir, yiyecek ve içecekler arasinda en yüksek seviyelerde alüminyumu Çay içermektedir” “Toprak-Bitki-Insan besin zincirinde topragin verdigini bitki alir ve bünyesinde biriktirerek tüketene aktarir”Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Astam Yildiz, çayin alüminyum akümülatör bir bitki oldugunu söyledi. Bitki besin elementlerinin kimyasal elementler ve bitki gelismesi için esansiyel oldugunu belirten Prof. Dr. Nesrin Astam Yildiz, “Bir elementin esansiyel sayilabilmesi için ; bitkinin yasamsal döngüsünde tamamlayici bir rolü olmali, bütün bitkiler için gerekli olmali, baska bir element onun yerine geçememelidir. Eger bir element tüm bitkilere degil de bazi bitkilere gerekli olup gelismeyi artirici etki yapiyorsa, o element yararli element olarak tanimlanir. Karbondioksit ve sudan saglanan elementler (C,H,O in kaynaklari) ile diger 13 element (N, P, K ,S , Mg , Ca, Fe, Mn, B, Cu, Zn, Mo, Cl ) bütün bitkilerin yasam döngüsünü tamamlayabilmeleri için ihtiyaç duyduklari mutlak gerekli besin elementleri olarak kabul edilmislerdir. Büyümeyi uyaran fakat gerekli olmayan veya sadece belli bitki çesitleri için veya belli kosullar altinda gerekli olan mineral elementler, genellikle “yararli elementler” olarak tanimlanir. Bazi bitkilerin özel tercihi olan yararli elementler, motive edici ya da tesvik edici olup, bunlar ; Na, Si,V,Co,Ni ve Al dur. Iste bunlar arasinda “Alüminyum” çay bitkisinin özel tercihidir. Yetistigi toprakta yeterince bulunmazsa çay kalitesi düser. Alüminyum dogada en fazla bulunan üçüncü elementtir. Alüminyum ayni zamanda bir agir metaldir” dedi. Çogu kültür bitkilerinin yüksek Al konsantrasyonlarina duyarli oldugunu ve asit topraklarda Al zehirliligi, yüksek Al toleransli bitkilerin islah ve seleksiyonu çabalarinda, son derece ciddi bir sorun durumunda oldugunu kaydeden Prof. Dr. Nesrin Astam Yildiz, “Alüminyuma en toleransli bitkilerden biri olan çay bitkisinde, toprak çözeltisinde 27 mg/litre gibi yüksek konsantrasyonlara kadar, büyüme artislari gözlenmistir. Çay bitkisi hariç genel olarak tarla ve bahçe bitkilerinin (tütün dahil) Alüminyum içerikleri 6-300 ppm arasinda degismektedir. Örnegin patateste 6.5 ppm , taze fasülyede 182 ppm alüminyum , tane ve tohumlarda 0.5 -10 ppm Al, ispanak yapraginda 100 ppm Alüminyum konsantrasyonlarindan bahsedilirken ; Degisik çay örneklerinde ; meyve çaylarinda 292 ppm , dag ot çaylarinda 449 ppm , aromali siyah çaylarda 764 ppm , siyah çaylarda 899 ppm Alüminyum bulundugu belirlenmistir. Hatta Iyi görünüslü olgun çay yapraklarinda 3220 ppm Al bulundugunu ve kötü görünüslü çay yapraklarinda ise 1310 ppm Alüminyum bulundugu belirlenmistir. Alüminyum biriktiren bitkilerin çogunlukla çift çenekli oldugu ve bunlarin yagisi yüksek yikanmis asit tepkimeli topraklarda yetistigi görülmüstür. Örnegin Kacar ve katkat hocamiz 3 degisik sürgün döneminde çay yapraklarinda Alüminyum miktarlarinin 180- 1480 ppm arasinda degistigini belirlemislerdir. Çay çesitleri arasinda 2000-5000 ppm Alüminyum içeriginden rahatlikla bahsedildigi söylenebilir. Alüminyum, ayni zamanda alternatif bitki çaylarinda da bulunur. Ispanya’da yapilan bir arastirma, 17 farkli aromatik otlar, kuru agirligi basina 3.74 den gram 56.50 mikrogram arasinda genis bir yelpazede degisen alüminyum konsantrasyonlari bulundu. Bu çaylarda alüminyum konsantrasyonlarinin (% 1 ya da daha az) çok daha azdir” diye konustu. Çay bitkisinin gelismesi ve kalitesi üzerinde Alüminyumun etkisi olmazsa olmaz düzeyde oldugunu vurgulayan Prof. Dr. Nesrin Astam Yildiz, açiklamasini söyle sürdürdü; “Çay bitkisi alüminyum biriktiren bitkilerden biri ve belki de birincisidir. Çay bitkisi yaninda yosunlar, egrelti otu, taskiran çiçegi, süpürge otu, ve sarkik otu alüminyuma dayanikli bitkiler grubundadir. Çay bitkisinde Al temelde olgun yapraklarda birikir , Kyoto üniversitesinde 10 yasindaki çay bitkisinin yasli yapraklarinda Al 30690 ppm ve genç yapraklarinda 600 ppm Al oldugu belirlenmistir. Diger taraftan bugday , arpada , çavdarda ve yulafta sirasiyla 31, 38,70 ve 47 ppm, lahana ve ispanak yapraginda 8.8 ve 104 , domates elma ve portakal meyvelerinde 20, 7.2 ve 15 olarak belirlenmistir. Alüminyum ve saglik etkilesimi Çay bitkisinin alüminyuma yogun bir egilimi vardir, yiyecek ve içecekler arasinda en yüksek seviyelerde alüminyumu ÇAY içermektedir. Alüminyumun insan beslenmesinde faydali bir rol oynadigina dair hiçbir kanit yoktur. Alüminyum agir metaller arasinda güvenli ve daha az toksik olan, ama yine de, özellikle yüksek dozlarda insanlara bir toksisite etkisi gösterebilen elementtir. Çogu bitkiler ve hayvanlar tarafindan tolere edilmesi nedeniyle akut toksik etkisi nadir görülmesine ragmen, yüksek kronik alüminyum alimi ile iliskili saglik endiseleri vardir. Alüminyum bakimindan zengin gidalar, asidik yiyecek veya içecek ile birlikte tüketilmesi halinde metal emilim artar. Lucio G. Costa, Toksikoloji Dergisinde yayinlanan ve Çay Tüketiminde Riskler baslikli bir makalede: Toksik Element Kirliligine dikkat çekilerek , çayin 3 dakikadan daha uzun süre demlenmesini önlemek için tavsiyelerde bulunulmus ve günde en fazla dört bardak çay içmenin alüminyum düzeylerini kontrolde önem arzettigi vurgulanmistir. Meksika’da yapilan bir çalismada çaya seker eklemenin de çayda alüminyum konsantrasyonlarini arttirmada (çay polifenolleri indükleyici) etkili oldugu belirlenmistir. Belki farkinda degiliz ama alüminyum bir çok seyin içinde bulunmakta; misir, çay, bitkiler, deodorant ve hatta içtiginiz su. Alüminyum ayni zamanda tava, tepsi ve büyük kasiklar gibi mutfak araç gereçlerinin de içinde. Buna karsin, Dünya Saglik Örgütü (WHO) alüminyumu vücut agirliginizin her kilosu için 40 mg dan (kilonuz x 40 mg) fazla tüketmenin, sagliginiza zararli olabilecegini belirtiyor. Bu miktardan fazla alüminyum tüketmenin ise nasil saglik sorunlari yaratabilecegi konusunda hala tartismalar sürmektedir. Dünya Saglik Örgütü 2003 yilinda en son yaptigi arastirmalarda, alüminyumun nörotoksik etkilerini inceleyen 6 çalisma yapti. Yapilan arastirmalarin 3’ü alüminyumun Alzheimer hastaligina yol açtigini savunurken, diger 3 arastirma bu konu ile ilgili bir baglanti bulamadi. Alüminyum Birligi bu tarz bulgulari efsane diye nitelendirirken, Alzheimer Birligi bu bulgulari dogrulanmis olarak kabul etmedigini, ama bu sekilde çalismalar yapan uzmanlarin belirli bir kisminin bu sekilde verilere ulastigini belirtiyor. Alüminyum ile ilgili çalismalarda çok fazla alüminyum tüketmenin böbrek ve kemik hastalarinin durumunu kötülestirebilecegini, ayni zamanda beyin hücrelerinin büyüme hizini yavaslatabilecegini öne sürdügünü belirten Prof. Dr. Nesrin Astam Yildiz, “Alüminyum birikimiyle Alzhemier hastaligi arasinda bir iliski oldugu kabul edilmekte ve iki hipotez üzerinde durulmaktadir. Bunlardan birincisi Alzheimer hastaligindan ölen kisilerin beyninde alünminyum miktarinin yüksek olmasi , ikincisi ise alüminyum ensefalopatisi ile Alazhemier arasinda yakin iliski bulunmasidir. Alzheimer hastaligi ile alüminyuma maruz kalma arasindaki baglantinin açiklanabilmesi için epidemiyolojik arastirmalara agirlik verilmesi ve çevresel faktörler üzerinde de durulmasi gerekmektedir. Alüminyum fazlasini atmak için desferrioksamin gibi alüminyumla selat olusturarak atilimini hizlandiran maddeler veya sitrik asit, süksinik asit ve malik asit vb kullanilir… Günlük hayatimizda alüminyum kap veya folyolardan uzak cam veya pyrex kaplar tercih etmek te gereklidir. Paslanmaz çelik kaplarin da Nikel agir metalini içerdigi akilda tutulmalidir. Ayrica mide rahatsizliklarinda kullanilan antiasit ilaçlar da Alüminyumlu (Al(OH)3) bilesikler içerir… Uzmanlar ,Günlük alüminyum aliminin 9 mg/gün ile 36 mg /gün arasinda degistigini ve Alüminyum aliminin 1000 mg/günü geçmemesi gerektigini önerir.. Alüminyum sadece çay yoluyla degil modern yasamin geregi olarak ta bünyemize geçmekte Günümüzde sofra tuzlari rafine edilirken de rahat serpilmesi için Alüminyum Hidroksit ekleniyor. Antiasid hap veya suruplarin pek çogunda yogun miktarda alüminyum hidroksit ve alüminyum tuzlari bulunmakta ! Yani sira ishal kesici (antidiarrheal) haplar dahi alüminyumlu maddeler ihtiva etmekte. Bir kisim agri kesici aspirinler, kepek olmasini önleyici bazi sampuanlar, bazi deodorantlar, hep beynimizin belâsi alüminyumu ihtiva etmekte… Beyin uzmanlarina göre, sigara dumani nasil ki dogrudan akcigerlere etki etmektedir, ayni sekilde, alüminyum da merkezi sinir sistemine etki etmektedir. Bilim adamlari, toksik metallerin beyin dokusuna hasar verdigini ve dejenere ettigini düsünmektedirler. Alüminyuma maruz kalma orani arttikça Alzheimer artmaktadir. Beyinde birikmekle kalmayip hemoglobinin demir bileseninin de fonksiyonunu engelleyerek yasli ve çocuklarda ciddi risk olusturmaktadir.” dedi. Alüminyum tasiyici gidalari veya günlük hayatimizdaki gereçleri mümkün oldukça kontrollü tüketilmesi veya kullanilmasi gerektigini ifade eden Prof. Dr. Nesrin Astam Yildiz, daha sonra sunlari kaydetti; “Toprak -Bitki- Insan besin zincirinde topragin verdigini bitki alir ve bünyesinde biriktirerek tüketene aktarir.. Bitkiler her ne kadar genetik alim potansiyeline göre besin elementlerini seçerek alsalar da bazi toksik maddeler olasi iyonik çap benzerliginden dolayi bitki bünyesine geçebilir. Tüketene risk teskil eder. Çay bitkisinin çok yagisli fazla yikanan asit karakterli topraklari tercih etmesi ayrica bu topraklarda alüminyumun yüksek olusu çay için tamamen ideal kosullardir. Bu topraklarda Al un zengin olmasi çay bitkisi için memnuniyet vericidir. Kaliteli çay alüminyumca varsil toprak ister ve diger tüm kültür bitkilerinden en önemli farki alüminyumu sevmesidir. Bitkilerin beslendigi Topragin mineral içerigi ve aralarindaki etkilesimle , insan bünyesi benzerlik göstermektedir. Örnegin içtiginiz çayla birlikte kalsiyum magnezyumlu veya kleyt yapici organik bilesikler tükettikçe çaydan kana geçecek alüminyum daha az olacakken, çayla birlikte asidik yiyecek veya içecekler alirsaniz çaydaki Alüminyum daha kolay serbestlenecek ve vücuda yayilacaktir. Kisacasi diyet programiniza çok fazla çay tüketmenin kan degerlerinizde alüminyum düzeyindeki degisime etkisini merak etmeniz ve eklemeniz de dogru olacaktir. Uzmanlar çayi 3-5 dakika demlemenin ve 5 bardaktan fazla çay içmemenin uygun oldugundan bahsediyor sa bunun pratikte bir anlami olmali ..!! Elbette ki her zararin etki gücü kendi özelliklerine ( uygulama dozuna, uygulandigi süreye vs ) bagli oldugu gibi maruz kalan kisinin de tolere etme gücüne ( çayla birlikte tükettiklerine , bünyesinde agirmetal tolerans gücüne) bagli olarak degisir. “Her madde zehirdir. Zehir olmayan madde yoktur; zehir ile ilaci ayiran dozdur” demis Paracelsus. Konu çay olunca… ! Dünya nimetinde gözüm yok, ama bir zeytin agacinin gölgesinde bir bardak çay olursa olsun ( N.Bekiroglu) sözünü
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —