TARIH, MILLETLER VE DEVLETLER MEZARLIGIDIR

“Insanlar gibi devletler de dogar, yasar ve ölür” der Ibn Haldun.

1.02.2019 10:25:22 0
TARIH, MILLETLER VE DEVLETLER MEZARLIGIDIR
“Insanlar gibi devletler de dogar, yasar ve  ölür” der Ibn Haldun. Tarih, milletler ve devletler mezarligidir. Tarih, bu mezarliklarin taslarini okumadir. Dünya devleti Osmanli Imparatorlugu’nun ömrünü uzatmak için kafa yoran düsünürlerden birisi de Koçi Bey’dir.1689-1755 yillari arasinda yasamis Kanunlarin Ruhu adli eseriyle meshur olan Fransiz filozofu Montesquieu ile çagdas olan Koç Bey’e Türklerin Monteskiyö’sü denmistir.Bugün Arnavutluk sinirlari içerisinde olan Görice’de dogan Koçi Bey gençliginde Istanbul’a gelerek Enderun-i Hümayuna girer ve zabit olarak birinci Sultan Ahmet’ten, Dördüncü Sultan Murad asrina kadar devlet hizmetinde bulunur. Bilhassa Dördüncü Sultan Murad’in has sir dostu ve muhasip olarak Bagdat seferine katilir. Devleti içeriden tanidigi için devlet tedbirleri ve saltanat isleri hakkinda telhisler yani özet seklinde risale kaleme alir.  1631 yilinda kaleme aldigi bu risaleyi sultan Murad’a takdim eder. Sultan Ibrahim’e de böyle bir risale sunar. Koçi Bey Risalesi adiyla yayinlanir.Koçi Bey yazdigi risalelerde kisaca günümüze de isik tutacak su uyarilari yapar:Devlet islerinde eli kalem tutan yazi erbabi; kanun bilir, maharetli, güngörmüs, isten anlar, fikir sahibi ve iyilik düsünen olmalidir.Devlet büyüklerinde ve askerde gümüs at takimi ve süsü olmamalidir.  Söhret afettir demisler, hakikatten en büyük afettir.Rüsvet yayginlasip, ehliyetsiz ve hak sahibi olmayanlara mevki ve makamlarin dagitilmasi ile hak sahibi, emektar, yararli ve secaatli olanlar kenar ve kösede kaldi. Timar ve zeamet erbabi yok oldu.Bilginlerin en bilgilisi, en erdemlisi, en dindari, din emirlerine en fazla uyani, en yaslisi seyhülislam ve müfti-i enam olurdu. Evvelce Seyhulislam olan kimseler olgunluk ve fazilet kaynagi oldugundan çekinmeden hakikati söyleyen kimselerdi. Padisahlara her daim açik yüreklilikle fikirlerini beyan ederlerdi. Çünkü bu makam dalkavukluk, herkese iyi görünme, hatiri hos tutma yeri degildi.Ilim ve hukuk müessesi de bozuldu. Kisa zamanda sunun bununu araciligiyla müderris ve kadi olundu. Ilim sahasi cahillerle doldu. Iyi ve kötü belirsiz oldu. Seriat /Dogru yasa seccadesi bilgin ve adil olanlara gerekir.Yeniçeri Ocaginin bozulmasi askerlik mesleginin cihangirlik ve yigitlikle degil ulufelige/sadece maasa dönüsmesiyle oldu. Timar ve zeamet yeniden önemsense daha iyi olacaktir. Köyler ve tarlalar yani üreten ve vergi veren halk bizzat kiliç ehli de olmalidir. Halktan zulüm ile akçe/para alinmamalidir. Fukaralarin durumunun düzeltilmesi devlet baskanlarinin cennetlik olmasina sebeptir.Vergilerin adil olmamasi yikimin habercidir. Islam ülkelerinde bir memlekette zerre kadar bir kimseye zulüm olsa kiyamet gününde devlet baskanindan sorulur. Zulüm görenin ahi hanümanlar/aile ocagi harap eder. Zavallilarin gözyaslari dünyayi fenaliga bogar.  “Küfür ile dünya duru, zulüm ile durmaz.”Adalet ömrün uzunluguna sebeptir. Devlet adaletle ayakta durur. Devlet baskani adalet tarafinda olunca, adaleti ayakta tutunca din ve devletin siginagi olur. Yoksa devlet zulmün ve kötülügün kalbi olur. Devlet baskanin kalbi âlemin kalbidir. O bozulunca bütün vücut bozulur. Hükümdar iyilige yönelmelidir.Fitne ve fesadin asil nedeni; yüksek memuriyetlerin rüsvetle ehliyetsizlere verilmesidir. Vergi ehlinin ve memleketin harap olmasina, hazinelerin ve mallarin azalmasina neden, rüsvet seytani olmustur. Dünya yüzünde rüsvet lesi kaldirilmadan adalet mümkün olmaz. “Rüsvet verene ve alana Allah lanet etsin.” Asil düsman distan daha çok içte kendini devletten daha güçlü gören, devletin mevki ve makamlarini kötüye kullanarak halka zulüm yapanlardir. Bu musibet ne musibettir? Verdigi rüsveti çikarmak için ne yapmali? Yeri gelince rüsvet verdigi mallarini halka zulüm yapip, haksiz kazanç saglayarak gerisin geri alacaktir.Iyi niyetle kurulan vakiflar düzeninin bozulmasi ta Kanuni Sultan Süleyman zamanindan baslamistir.  Bir yolunu bulup, kendine evlatlarina mülk ederek, sonra vakif adi altinda evlatlarina gelir saglayarak mal ve mülk yaparsa buna vakif nasil denir? Ve onu bismillah diye yemek nasil caiz olur?Padisah kizlarini alan damat memleket ve saltanat islerine karismaktan çekinildigi için Istanbul’da oturamazdi. Hudut boylarinda nice hünerler gösterir, vardigi yerlerin sancak beyi olarak hizmet ederdi.Kanuni Sultan Süleyman’dan bu tarafa hümayunda bizzat padisahlarin bulunmamalari devlet islerini sadece vezirlerin takip etmeleri ve Mihrimah sultani Rüstem Pasa’ya verip vezir yapmalari bu törenin bozulmasina neden olmustur. Saray entrikalari, cinayetler, evlat katillikleri buna örnektir.Iyi ve tecrübeli, din ve devlet kayirir adam az ele girer. Cani gönülden devlet hizmetlerine bel baglayan ve hizmeti görülenleri koruyup, olur olmaz suç için ziyan eylememek gerek. Yaramaz adam pek çoktur. Ve bütün yaramazlar iyilerin düsmanidir. Öyle olunca iyi adam kibrit-i ahmer /çok kiymetli kirmizi kibrit gibidir. Ona göre korumak gerekir.Bir cahile, zalime sefaat ile yani adam kayirarak bu benim adamim diyerek ya da rüsvet ile Muhammed Seriati seccadesine geçip hâkim olsa, vali olsa yahut bir cahil ve batil iltizam/vergi memuru olsa o memleketin hali nice olur? Rüsvet her hususta fesat kaynagi ve sapiklik tohumudur. “Allah size emanetleri ehline vermenizi emreder” (Nisa,  58). Dünyadan garaz kalkip, rüsvetten vazgeçilse ve her mansip, her dirlik, ehline ve layigina verilse büyük mutluluk degil midir?Tüm yetkinin mutlak olarak bir elde toplanmasi her seyin iki dudagi arasinda olan bir yönetim daima dalkavuklar, firsatçilar, menfaatçiler, hileciler, müzevirler ve erdemsizlerle çevrelenir. Bu çember daralinca bunlar bastaki otoriteyi kendi sahsi ikballeri için yanlis yön ve yollara sevk ederler. Sadece mazlumlarin, yoksullarin, bilginlerin, sanatçilarin kisacasi milletin sesi degil, onlarin sesi duyulur, onlarin dedigi yapilir.Cenab-i Hak, resulüne –selam üzerine olsun- buyurdu ki, “Ey sevgilim, ashabinla mesveret eyle.” Karsilikli danismak gerekir. Katiyen hükümdarin sormasi ayip degildir. Ehlinden sormak ve ögrenmek ayip degildir.Sonuçta; 17 yüzyil saray, Istanbul bir entrika ocagidir. Anadolu’ya gelince, hükümet merkezinin ve devlet teskilatinin bozuklugunun bütün yükünü, istirabini, zavalli Anadolu halki çeker. Bir taraftan rüsvetçi memurlar, bir taraftan eskiya zulmü halkin sirtinda birer zulüm heybesidir. Köylüler ev barklarini terk etmek zorunda kalmistir. Köyler bom bostur. Anadolu ah ve vahlar diyaridir.Bektasi Babasinin dedigi gibi;Salvari saltak OsmanliEgeri kaltak OsmanliEkende yok biçen de yokYemede ortak OsmanliGenis okumalar için Zühuri Danismanin hazirladigi Milli Egitim Bakanligi yayinlari arasinda yayinlanan Koç Bey Risalesi adli esere bakilmalidir.