Türk Hukuk Enstitüsü Derneginden Nagehan Alçi’ya suç duyurusu

Türk Hukuk Enstitüsü Dernegi yöneticileri ve hukukçular, Sihhiye’deki Ankara Adliyesi’ne giderek Ankara Cumhuriyet Bassavciligi’na Gazeteci Yazar Nagehan Alçi hakkinda suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda Nagehan Alçi’nin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ‘katil devlet’ demek suretiyle Türk Ceza Kanunu’nun 301, 216 ve 218 maddelerini aleni sekilde ihlal ettigi ifade edildigine dikkat çekilerek söyle denildi: “Halkin sosyal sinif, irk, din, mezhep veya bölge bakimindan farkli özelliklere sahip bir kesimini, diger bir kesimi aleyhine kin ve düsmanliga alenen tahrik eden” eden bu sözler cezasiz kalamaz. Bu sebepler ile süpheli hakkinda sorusturma ve sonucunda kovusturma yapilmasi ve nihayetinde hak ettigi cezaya çarptirilmasi için suç duyurusunda bulunulmasi geregi dogmustur.” Türk Hukuk Enstitüsünün suç duyurusunda söz konusu yayinda kullanilan “katil devlet” ve diger beyanlarin düsünce ve fikir hürriyeti kapsaminda degerlendirilemeyecegine dikkat çekilen dilekçede, “Türkiye Cumhuriyeti’ne yöneltilen ‘katil devlet’ ithami, devletimizi sözde Ermeni soykiriminin varligini kabule ve milletimizi bu sözde soykirimin faili olarak göstermeye çalisan, zorlayan dis mihraklarin ve yerli isbirlikçilerinin sik kullandiklari bir ifadedir. Nagehan Alçi elbette bunu iyi bilmektedirler. Süpheli, 90’li yillarda 17 bin faili meçhul cinayet islendigini dile getirmis, buna itiraz edilince ‘Bu ülkede bizi izleyen milyonlarca Kürt vatandasi var’ demek sureti ile faili meçhul cinayetlerin devlet eli ile yine etnik temelli islendigini açikça ifade etmistir. Bu sebeple ‘katil devlet’ sözünü tekrar tekrar söylemistir. Süpheli, devlet ve milletimize ‘soykirim’ gibi igrenç ve kabul edilemez bir yafta yapistirmaya çalisan dis güçler ve beslemeleri olan terör örgütlerinin dilini kullanmaktadir. Bu beyanlarin terör örgütlerinin dili ile paralellik tasidigi gerçegi de dikkate alindiginda söz konusu ifadelerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni asagilama ve itibarsizlastirma kasti ile yapilmis açiklamalar oldugu anlasilmaktadir. Kamuoyu vicdaninda FETÖ/PDY gibi terör örgütleri yönünden kirli olan süpheli, bilinçli sekilde Türk devletine karsi, milli hassasiyet ve çikarlarimiza karsi algi olusturma çabasindadir. Süpheli ‘düsünce ve ifade özgürlügü’ kavramlarina siginarak devlet ve millet düsmanligini aliskanlik haline getirmistir. Halkin sosyal sinif, irk, din, mezhep veya bölge bakimindan farkli özelliklere sahip bir kesimini, diger bir kesimi aleyhine kin ve düsmanliga alenen tahrik eden bu sözler cezasiz kalamaz. Bu sebepler ile süpheli hakkinda sorusturma ve sonucunda kovusturma yapilmasi ve nihayetinde hak ettigi cezaya çarptirilmasi için suç duyurusunda bulunulmasi geregi dogmustur.” Öte yandan Türk Hukuk Enstitüsü Dernegine bagli Istanbul, Izmir, Mersin, Adana, Gaziantep, Erzurum, Konya, Nevsehir, Manisa, Usak, Elazig, Antalya ve Denizli Sube Baskanliklari da adliyelere giderek Cumhuriyet Bassavciliklarina suç duyurusunda bulundular.