Ülkü Ocaklari Leyla ve Eylül için toplandi

Agri’da kaybolduktan 18 gün sonra cesedi bulunan Leyla Aydemir ve Ankara Polatli’da kaybolduktan 8 gün sonra cesedi bulunan Eylül Yaglikara tüm Türkiye’yi yasa bürüdü. Olaylarla ilgi bir degerlendirmede bulunan Erzurum Ülkü Ocaklari Il Baskani Haktan Genç, Yakutiye kent meydaninda yaptigi basin açiklamasinda, “Çocuk katillerinin en agir, en siddetli ölçüde cezalandirilmasi noktasinda alinacak tedbirlerin destekçisiyiz” dedi. Çocuklarin korunmasinin en temel öncelikler arasinda yer aldigini ifade eden Genç, “Bilindigi üzere, ülkemizde son günlerde vicdanlari yaralayan, kamuoyunda infiale neden olan haberler alinmakta ve maalesef tatsiz hadiseler yasanmaya devam etmektedir. Yüreklerin dayanmadigi bu hadiseler, vicdanlari yaralamaktayken, bugün alinan haberlere göre, amcasiyla kaynaktan içme suyu almaya gittigi Amanos Daglari eteklerinde kaybolan 6 yasindaki Ufuk, Diyarbakir Silvan’da hayvan otlatan Yusuf ve Siirt’te 15 yasindaki Salih’ten hala bir haber alinamamis, arama çalismalari son sürat devam etmektedir. Yasanan bu hadiseler karsisinda kelimeler kifayetsiz kalmaktadir. Çocuklar bizim gelecegimizdir. Çocuklarimizin korunmasi, tüm dünyanin en temel önceligi olarak görülmektedir. Öyle ki, tarihte en genis katilimli insan haklari belgesi olarak tanimlanan belge, Çocuk haklarina dair sözlesmedir. Çocuklarin korunmasi, en temel önceliklerimiz arasinda yer almaktayken, çocuklarimizin ölümüne dair alinan söz konusu haberler akillara durgunluk vermektedir. Çocuklarin maruz kaldigi tüm magduriyetler sayilip dökülmesine ve bir takim çözüm önerileri getirilmesine ragmen durumda bir degisme olmadigi gibi aksine her geçen gün olumsuz haberlerde artislar yasanmaktadir. Temel haklarinin korunmasi adina alinmasi gereken tedbirlerin konusuldugu bir ortamda çocuklarimizin ölüm haberlerini duymak, bir takim eksikliklerimizin bulundugunu göstermektedir. Bu noktada Hareketimizin Lideri Dr. Devlet Bahçeli Beyefendi’nin sözlerini hatirlatmak isteriz:“ Gelecek nesillere karsi sorumluluklarimiz sadece siyasi çalisma ve faaliyetlerle sinirli görülmemelidir. Taciz ve cinayetleri durduramiyorsak yapilmasi gereken bir sey eksiktir. Nesillerimizi heba edemeyiz. Kadina el kalktigi müddetçe, çocuklarla ilgili cinsel istismar suçlari duyuldugu sürece demokrasiden bahis açmak deli saçmasidir. Sapikligin yeserdigi sosyal bünye süratle telafi edilmelidir. Yasal düzenlemeler su ana kadar sonuç vermemistir. BM tarafindan 20 Kasim 1989’da onaylanan sözlesme tarihte en genis mutabakatla kabul gören insan haklari belgesidir. Türkiye 1990 yilinda imzalamistir. Çocuklarin yasama hakki, istismardan korunma hakki insanlik vicdaninin teminati altindadir. Bu haklar çignenemez. Kim çocuklarin hakkini inkâr etmeye kalkiyorsa ya anasindan dogduguna pisman edilmeli ya da daragacinda bogazina yagli urgan dolanmalidir ”Yasanan tatsiz hadiseler, yasal anlamda bir takim tedbirlere ihtiyaç bulundugunu göstermektedir. Ayrica ahlaki anlamda da bir toparlanma ihtiyacinin bulundugu anlasilmaktadir. Milli ve manevi degerler dikkate alinarak yapilacak düzenlemeler ile bu tatsiz hadiselerin son bulmasi, en temel beklentimizdir. Eylül’den sonra Leyla kizimizin da cansiz bedeninin bulunmasi ülkemizi yasa bogmustur. Çocuk katillerinin en agir, en siddetli ölçüde cezalandirilmasi noktasinda alinacak tedbirlerin destekçisi oldugumuzu tekrar ediyoruz. Hem Eylül’e hem Leyla’ya Allah’tan rahmet diliyoruz. Ailelerine sabir ve bassagligi temenni ediyoruz. Bugün aldigimiz haberlerde kaybolduklarini ögrendigimiz çocuklarimizin sag salim bulunmasini ve bir daha bu tür hadiselerin yasanmamasini Rabbimizden niyaz ediyoruz.” seklinde konustu.