Uluslararasi Kirsal Kadinlar Günü…

Tarimin Akademik Emekçisi Prof. Dr. Nesrin Yildiz: “Kadinlar da toprak gibi; Uçsuz bucaksiz kimya sehri ve sonsuz ahlâkin ve dengenin filozofudur”

1.10.2018 10:25:22 0
Uluslararasi Kirsal Kadinlar Günü…
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Yildiz, Uluslararasi Kirsal Kadinlar Günü dolayisiyla yaptigi açiklamada, “Toplumun gelecegini sekillendirme konusunda esansiyel ustalar olarak Kadina; Hangi kampanyayi baslatmak istersiniz ? seklinde bir soru yöneltseniz, cevabi: Insan Yetistirme Kampanyasi olacaktir. Buradan çikarilan sonuç; Bir kadini güçlendirdiginizde, tüm toplumu güçlendirirsiniz demektir” dedi. Tarimda Kadin Kirsal kadinlari özel bir günle onurlandirma fikrinin 1995 yilinda Çin’in Pekin kentinde düzenlenen Dördüncü Dünya Kadinlar Konferansinda ortaya atildigini ve 15 Ekim’in “Dünya Kirsal Kadinlar Günü” olarak kutlanmasinin önerildigini hatirlatan Prof. Dr. Nesrin Yildiz, “Bu özel günde “Gida üretiminde ve gida güvenliginde” kirsal kadinin rolünü vurgulamak amaçlanmistir. Böylece, 2008 yilindan beri Birlesmis Milletler (UN) her yil 15 Ekim gününü Uluslararasi Kirsal Kadinlar Günü olarak deklare etmistir. 15 ekim dünya kirsal kadinlarimiz gününde; kirsal kadinlarin yasamimizdaki rolünü vurgulayarak kutlayip ve onurlandirirken, Kirsal kadinlarin dünya çapinda tarim ve kirsal kalkinmayi gelistirmedeki önemini kabul etmis durumdayiz” diye konustu. BM Genel Sekreteri, Antnio Guterres’in “Kirsaldaki kadinlarimiz ve kizlarimizin güçlendirilmesi, saglikli bir gezegende hepimiz için daha müreffeh, adil ve barisçil bir gelecek insa etmek için sarttir” ifadesini animsatan Prof. Dr. Nesrin Yildiz, “Hepimizin yilda en az bir kere doktora, mimara veya avukata isi düsebilir, Ama hepimiz günde 3 ögün çiftçilere, özellikle kadin çiftçilerimize muhtaciz. Kadinlar da toprak gibi; ‘Uçsuz bucaksiz kimya sehri ve sonsuz ahlâkin ve dengenin filozofudur.’ Bilindigi gibi, ekonomik ve ekolojik önemi son derece büyük olan topraga; özverili dinamik döngüsünde, yanlis uygulamalari uzun vadede tolere eden bir sistem oldugu için manevi degerini vurgulamak adina Toprak Ana deriz… Aynen toprak ana gibi, kirsal kadinlarimiz da, toprak anadir, toprak analar candir, sessiz müttefigimiz ve dostumuzdur. Kirsaldaki kadinlarimiz, Dogal kaynaklarimizin ve atalarimiza ait bilgi ve kültürün temel koruyucularidir. Onlari da tarih ve kültür miraslarimiz olarak koruyup kollamaliyiz ve mevcut sermayelerinin sürdürülebilirliklerini saglamaliyiz. Onlar yeryüzünün analaridir.” Seklinde konustu. Kadinin emeginin olmadigi bir nokta var mi hayatta? “Çiftçi kadinin emegi hep karsiliksizdir . Çiftçi Kayit Sistemi’ne dahi ailenin reisi olarak genelde evin erkegi kayitlidir” diyen Prof. Dr. Nesrin Yildiz, açiklamasini söyle sürdürdü; “Çocuk yasindan beri serada, tarlada, bahçede, agilda, ahirda her türlü tecrübeyi edinir. Sonra evlenir tam zamanli çalismaya orada da devam eder.. Ne sosyal güvence, ne de para. Egitim verilmeden üretkenlik beklenemez Bilinmelidir ki; bir kadin çiftçiyi egitmek demek; gelecek nesilleri egitmek demektir. Kirsal kadinlarimizi egitmek; Gida güvenligini yönetmek, iklim degisiklikleriyle mücadele etmek yetersiz beslenme ve sifir açliga en güçlü adimi atmak demektir. Tarimda çalisan 2,4 milyondan fazla kadin, evlerini çekip çeviriyor evde üretim yapiyor ve tarimsal üretime katkida bulunuyor. Buna ragmen, tarimda çalisan kadinlarin yüzde 80’i ücretsiz aile isçisiyken, sadece yüzde 10’u kendi hesabina çalisiyor. Kirsalda bu kadar büyük bir fonksiyon üstlenen kadin çiftçilerimiz, çogu zaman geçmisten ögrendikleri geleneksel yöntemlerle üretime katki sagliyorlar. Annelik görevleri nedeniyle çocuklarinin bakim ve gelisimini de üstlenen kadin çiftçilerimizin yaptiklari üretimin hemen her asamasinda gerekli olan tarimsal alandaki yenilikler konusunda bilgilendirebilmeleri için egitimleri çok önemlidir. Türkiye’de halen tarimda çalisanlarin yüzde 48 ’i kadin olup, ülke genelinde isgücüne katilanlarin da yüzde 67sini de kadin çiftçiler olusturmaktadir Kirsal alanda istihdam edilen erkeklerin yüzde 67’si kadinlarin ise yüzde 95’i tarimda yer almaktadir. Kirsal alandaki kadinlarin tamamina yakini tarimda istihdam edilmektedir. Toplum Yapisina bagli engeller ve ayrimci sosyal normlar, kadinlarin karar verme gücünü ve kirsal kesimdeki ve toplumdaki politik katilimi kisitlamaya devam etmektedir. Kirsal kesimde yasayan kadinlar ve kizlar, üretken kaynaklara ve varliklara, egitim ve saglik hizmetleri gibi kamu hizmetlerine ve su vb altyapi hizmetlerine esit erisime sahip degilken, is yüklerinin giderek agirlasmasina ragmen, emeklerinin çogu görünmez ve karsiliksiz kalmaktadir. Kadinlar, gayri resmi çalisma kosullari dahil olmak üzere tarimsal is gücünün önemli bir bölümünü olusturmaktadirlar. Kirsal alanlarda ve hanelerdeki ücretsiz bakim ve ev islerinin büyük kismini üstlenmektedirler. Toprak ve gida güvenligini artirmak kirsal kadinimizin güvenligini artirmaktan geçer. Günümüzde her 9 kisiden biri yetersiz beslenmekte, her geçen gün dünya nüfusuna 180 bin kisinin eklendigi, tarim alanlarimizin sinirli ölçüde ve kit oldugu, 2050 yilinda dünya nüfusunun 9.7 milyar olacagi ve 2050 yilina kadar bugünkü tarimsal üretimin en az yüzde 70 daha fazla (soya fasülyesi yüzde 51, bugday yüzde 60, seker pancari/kamisi, yüzde 87 ve misir üretiminin yüzde 71 artirilmasi gerek) artirilmasi gerektigi düsünülürse kirsal kesimin özellikle kirsal kadinlarimizin güçlendirilmesi önem arz etmektedir. Dünyada nüfusun 1/3 ü tarim sektöründe çalismaktadir ve bu çalisanlarin yüzde 43 ünü kadinlar olusturmaktadir. Üzülerek söylemek gerekir ki tarimda çalisan ve yogun emek veren kadinlarimizin; arazi mülkiyeti, piyasa yetkisi, sayginligi, prestiji, teknolojik yetisi erkekler gibi degildir. Bu anlamda kadinlarimiza ait bu boslugun tamamlanarak daha iyi ve kaliteli büyümeye adim atmak gelecek nesillerin güvenligi açisindan son derece önemlidir. Asiri yoksulluk küresel olarak azalirken, dünyada 1 milyar insan kirsal alanlarda yogunlasmistir. Kirsal kadinlarimizin ve kizlarimizin kalkinmada paha biçilmez katkisi, kirsal hane halklarinin ve toplumlarinin sürdürülebilirligini saglamak, kirsal geçim kaynaklarini ve genel refahi iyilestirmek için oynadiklari rol giderek çok daha fazla önemsenmekte ve kabul görmektedir. Tarimsal üretime, gida güvenligine ve beslenmeye, arazi ve dogal kaynak yönetimine ve iklim degisimlerine karsi direnci olusturmada önemli katkilarda bulunurlar. Iklim degisikliginin etkileri, kirsal alanlarda var olan cinsiyet esitsizlikleri ile daha da arttirmaktadir. Iklim degisikligi, kadinlari; tarimsal üretim, gida güvenligi, saglik, su ve enerji kaynaklari, iklim/savas kaynakli göç , çatisma ve iklim ile ilgili dogal afetler bakimindan farkliliklari en çok etkileyen parametreler arasindadir. Dünya çapinda sürdürülebilir kalkinma hedeflerinin vizyonununda; “Kadinlarin sürdürülebilirligi, toplumsal cinsiyet esitligi ve kirsal alandaki kadinlarin ve kizlarin güçlendirilmesi için “sosyal koruma ve sosyal hizmetler”, bu özel günün temel temasi olmali ve kirsal kadinlar güçlendirilmelidir. Siyasi irade ve mevcut tüm politika araçlarinin bu konuya yönlendirilmesi ümidimizdir.” Dünyanin en degerli arsasina kurulu olan ülkemizde kendisini etkileyen ve gururlandiran iki muhtesem seyden birincisinin; Kadin çiftçiler, ikincisinin de Kendine yetecek bitkisel ve hayvansal potansiyele sahip olmak oldugunu dile getiren Prof. Dr. Yildiz, “Üretimin her asamasinda büyük rol oynayan kadin çiftçilerin henüz çok uzaginda olduklari ancak, hak ettikleri yerin kazandirilmasini ve akademik emekçiler olarak, Bilim Dünyasina 103 yil öncesinde adim atan biz Bilim kadinlarinin akademik yasamda basarili çalismalarinin devamini dilerim” dedi.