Kulak Burun Bogaz ve Bas Boyun Cerrahi Uzmani Op.Dr. Bahadir Baykal, uyku apnesinin ölüm riskini artiran bir sorun oldugunu söyledi. Günümüzde hipertansiyon hastalarinda uyku apnesinin tedavi edilmesinin oldukça önemli oldugunu kaydeden Op.Dr. Bahadir Baykal, “Bu hastalarin yillarca tansiyon ilaçlarina neden cevap vermedikleri , uyku apnesinin tek basina hipertansiyon nedeni oldugunun anlasilmasiyla birlikte farkli bir boyut kazanmistir. Ülkemizde hipertansiyonu olan hastalar arastirilirken uyku apnesi ile iliskisi mutlaka göz önünde bulundurulmalidir. Böylece uyku apnesi tedavisi ile insanlar bos yere tansiyon ilaci almaktan kurtulabilirler veya aldiklari ilaç miktarini düsürebilirler” dedi.
Op.Dr. Bahadir Baykal, dünyada on binlerce kisi üzerinde hipertansiyon arastirmalari yapildigini, tansiyon hastalarindan yüzde 34 ünün iki hipertansiyon ilaci almasina ragmen tansiyonlarinin kontrol altina alinamadiginin tespit edildigini anlatarak, “Hipertansiyon hastalarinin yüzde 15’i ilaçla kontrol altina alinamayan dirençli hipertansiyon hastasidir. Dirençli hipertansiyon hastalarinin ise büyük bir kismi ayni zamanda uyku apnesi hastadir. Uyku apnesini tedavi etmek bu hastalarin bos yere ilaç almalarini önlemeye yetecektir. Üzülerek görüyorum ki, hipertansiyonla ilgilenen degerli uzmanlar bu noktaya gereken önemi vermemektedir. Oysa uyku apnesinden süphelendikleri ve tedaviye yanit alamadiklari hipertansiyon hastalarina uyku tetkiki yaptirsalar asil nedeni ortaya koyacaklar. Horlama ve uyku apneli hasta grubuyla yogun ilgilenen biri olarak sunu rahatlikla söyleyebilirim ki; bana gelen hastalarin bir kismi bir sekilde uyku apneli hastalarin hipertansiyona meyilli olduklarini ögrenip kendileri uzman tavsiyesi olmadan basvurmaktadir” diye konustu.
“Yapilan arastirmalar göstermistir ki, uykuda solunum durmasi hastaligi yani uyku apnesi, sismanlik, alkol ve sigara gibi diger faktörlerden bagimsiz olarak tansiyon yüksekligine yol açar” diyen Op.Dr.Bahadir Baykal, “Öyle ki bu hastalardaki hipertansiyon saatteki soluk durma sayisi ile dogru orantilidir. Uykuda anlik nefes durmasina bagli gelisen kanda oksijen azalmasi, hipertansiyon ve kalp-damar kontrol mekanizmalarini direk olarak etkiler. Ilaca cevap vermeyen hipertansiyon hastalari büyük olasilikla uyku apnesi hastasidir. Aslinda uyku apnesi sadece hipertansiyon degil ayni zamanda kalp fonksiyon bozuklugu ve enfarktüs nedeni olarak da kabul edilmektedir. Uykuda solunum durmasi olunca kiside nefes alma çabasi artar. Bir süre sonra Akciger genisler, kalp ve büyük damarlar etrafindaki basinci etkiler, ayrica beynin oksijensiz kalmasi da hipertansiyon gelisiminde rol oynar. Tedavisi yapilmamis uyku apne hastaliginda ölüm riski normal bireylere göre yüzde 300 artmaktadir. Kalp damar hastaliklarina bagli ölüm riski ise daha yüksektir. Bu hastalarda yaygin damar hastaliklari da oldugu için beyin kanamasi riski de önemli ölçüde artar. Boyun sah damarlari bizler için oldukça önemlidir. Bu damarin yapisindaki olumsuz degisiklikler beyin kanamasi ve felç riskini artirir. Yapilan bazi çalismalar siddetli horlayanlarda sah damarindaki tikanikligin normal bireylere göre 10 kat fazla oldugunu göstermistir. Agir derecede uyku apnesi olanlarda ani damar tikanmasi veya beyin felci geçirme ihtimali 4 kat artmaktadir. Uyku apneli hastalar pihtilasma mekanizmasi bozuldugu için felç riski açisindan da dikkatle degerlendirilmesi gereken hasta grubudur. Sonuç olarak sunu rahatlikla söyleyebiliriz; Uyku apnesi kisinin yasam kalitesini bozan ve beklenen ömrü yüzde 25 oraninda kisaltan bir hastaliktir. Tüm sistemler gibi kalp-damar sistemi de yakindan izlenmeli, hipertansiyonlu uyku apneli hastalarin tedavi edilmesiyle birlikte kan basincinin önemli ölçüde düstügü unutulmamalidir. Öyle ki; bazi hastalar tamamen ilaci birakirken bazilari da ilaç miktarini azaltir” seklinde konustu.