Uzman Estetisyen Neslim Güngen, yaz ayinda deride olusan problemlere dikkat edilmesi gerektigini söyledi.Profesyonel Kalici Makyaj Uzmani Ve Uzman Estetisyen Neslim Güngen, “Çatlak izleri; elastik liflerin kopmasi sonucu, üst derideki yan etkileriyle birlikte alt deride süreklilik getiren, iyilesme açisi veren, oluk türüne ve gelisim derecesine göre yara izini çesitlendiren, zararsiz karakterde, cilt yüzeyindeki kozmetik degisikliklerdir. Cilt lezyonu hipotrofik, düz çizgili ve bazen dalgalidir” dedi. Deri çatlaklarinin elastik liflerin bozulmasindan kaynaklanmakta oldugunu ifade eden Güngen, “Kolajenin ve elastik liflerin yikimini belirleyen enflamatuar sürecin, rejenerasyon islemi sirasinda bölgesel gerilim çizgileri mekanik kuvvetler tarafindan yürütülen yeniden yönlendirmedir. Bu direnç, güçlü çapraz baglardaki kolajenin kirilmasi ve elastinin olgunlasmasiyla azaltilabilir. Protein metabolizmasinda faaliyet gösteren higroskopik özelligi lifleri ayristiran sülfatlanmamis mukopolisakkaritler üreten, relaksin, östrojen ve kortikosteroidlerin etkisiyle lifler arasindaki kohezyonun azalmasidir” diye konustu. Klinik gözlemlerde hormonlarin deri çatlaklarinin olusumunda büyük önemi oldugunu kaydeden Güngen, “Bu da cildin protein katabolizmasini arttirarak bag dokusu elastikiyetinin kaybolmasina neden olmaktadir. Deri çatlaklarinin diger sik karsilasilan nedeni ise; kortikosteroidlerin gelisi güzel kullanimidir” ifadelerini kaydetti. Uzman Estetisyen Neslim Güngen, tetikleyen faktörleri söyle siraladi: “1-) Özellikle rekabete dayali spor çalismalari, agirlik egzersizi, dans gibi asiri esneme gerektiren yükleme egzersizleri çatlama olgusuna neden olur. 2-) Obezite veya ardisik rejimler, gebelikte oldugu gibi, konçertina fenomeni çatlak izlerinin görülmesinde etkilidir. 3-) Endokrin, yüksek oranda glukortikoidler ve sistemik kortikosteroidler, derisel atrofili sonucunda arttirilmis protein katobolizmasina yol açar. Steroid hormonlarida deri çatlaklarinin olusumuna katkida bulunur.” Deri çatlaklarinin görülme sikliginin kadinlarda yüzde 75 oraninda oldugunu belirten Güngen, “Genellikle ; uyluklarin kenarinda, gögüslerde, kalçalarda, yanaklar ve karinda. Erkeklerde ise çogunlukla; omuzlarda, karinda, kalçalarda görülür. Tedavinin hedeflerinin; Mikro derisel kapiller dolasimini arttirma, Üst deri gelismesini hizlandirma, Sebum üretimini canlandirma, Hidro-lipid örtüsünü onarma, Üst derinin kalinligini arttirma, Cildin hidrasyonunu arttirma, Fibroblastlari uyarma, Elastik lifi yeniden yapilandirma, Alt derinin kalinligini arttirmadir” açiklamalarinda bulundu. Fibroderms’in diger faydalarindan da bahseden Güngen, “Lenfatik drenaji, mikrosirkülasyonu ve ,alt uzuvlarin kan dolasimindaki yavaslamayi azaltarak, kirli kanin dönüsünü arttirir. Toksinlerin giderilmesini hizlandirarak dokulari arindirir; Dokunun oksijenlenmesini ve ortaya çikan kas azalmasini, kolajen liflerinin degisimlerine karsi gelistirir; Toksinlerin normal olarak çikarilmasiyla ATP üretimini yüzde 500 oraninda arttirir; Arttirilmis kas gücü ile amino asit tasima ve protein sentezini arttirir; Bölgesel oksijen aliminin artmasiyla damar agindaki dolasimi arttirir; Dokuyu iyilestirir; Hücresel metabolik standartlastirma yapar; Hücre yenilenmesi ve diger faydalari vardir” seklinde konustu.
