Mesut GÜLREK


Çocuklarımızın Geleceği Karanlıkta Kalmamalı: 23 Nisan'da Çocuk Sorunlarına Dikkat Çekiyoruz

Çocuklarımızın Geleceği Karanlıkta Kalmamalı: 23 Nisan'da Çocuk Sorunlarına Dikkat Çekiyoruz


Bugün, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla, Türkiye'nin dört bir yanından çocukların sevinç çığlıkları yankılanıyor. Bayram kapsamında çeşitli etkinliklerle, çocukluklarını yaşamanın keyfini çıkaran minik yürekler, biz büyüklerin gurur kaynağı oluşturuyor. Bu coşkulu gün, ülkemizin geleceği olan çocukların onurlandırıldığı bir zaman dilimi olarak kutlanırken, çocuklara yönelik atılan "geleceğimiz" nutukları peşi sıra geliyor.

Ancak, bu kutlamaların gölgesinde kalan ve ihmal edilen bir gerçeklik var. Şehirlerimizin caddelerinde geç saatlere kadar çalıştırılan, mendil ve sakız satan, her gün eğitim özlemiyle yanan çocuklarımız var. Aile baskısıyla çalıştırılan, elinde tartı ile insanların peşinden koşan, hırsızlık yaparak günü kurtarmaya çalışan ve atölyelerde zor koşullarda çalıştırılan çocuk işçiler. Acaba bu çocuklar bayramı nasıl kutlayacak?

Yapılan araştırmalara göre, ülkemizde yaklaşık 700 bin çocuk işçi olarak çalışmakta. Şiddet, cinsel istismar ve aile içi ilişkiler, umudumuz olan çocukları yavaşça yok ediyor. Ayrıca, 15 yaşından küçük 4 milyon çocuk açlık sorunuyla karşı karşıya. "Kimsesiz sokak çocukları" diye adlandırılan ve sayıları milyonlara varan tinerci ve kapkaççı çocuklar da var. Koruma altına alınmış çocukların sevgisiz ortamlarda nasıl bir bayram yaşayacaklarını tahmin etmek zor değil.

Eskiden bayramlarda çocuklar olarak ne kadar da habersizdik bu sorunlardan, kendi küçük dünyamızda yaşayıp giderken. Tıpkı bugünün ve yarının çocuklarının olması muhtemel olduğu gibi... Sorumluluk büyüklerde; yaşamakta olduğumuz bu karmaşaya çözüm bulması gerekenler bizleriz.

Çocuk yetiştirmek, ebeveyn olmanın sorumluluğunu almak demektir; bu, bazen bireysel çıkarlardan ve zevklerden vazgeçmeyi gerektirir. Geleceğin suçlularını, hastalarını ve acı çekenlerini yaratan bizlerin, çocuk yetiştirme konusundaki yanılgılarımızdır. Çocuk yetiştirmenin sadece onları sevmek veya temel ihtiyaçlarını karşılamak olmadığını anlamalıyız. Toplumda genellikle annelerden beklenen fedakarlıklar, aslında geleceği şekillendiren annelerin üzerinde büyük bir etki yaratıyor.

Çocuk sahibi olmayı planlayan anne adayları, hayatın zorluklarına karşı duracak kadar güçlü olmalı ve bu güçle çocuklarını yetiştirmeli. Hiçbirimizin evlatlarımıza karanlık bir gelecek sunma ya da 23 Nisan'da çocuklarımızın saf mutluluğunu gölgeleme hakkı yoktur. Öyleyse bugün, bayramın coşkusunun yanı sıra, çocuklarımızın karşı karşıya kaldığı bu acı gerçekliklere de dikkat kesilmemiz ve harekete geçmemiz gerekiyor. Çocuklarımızın sesi olmalı ve onların yarının parlak ışıkları olmasını sağlamak için elimizden geleni yapmalıyız.