Feridun Fazıl Özsoy


CUMHURİYET ve ERZURUM...

CUMHURİYET ve ERZURUM...


 

“YARIN CUMHURİYET’İ İLAN EDECEĞİZ” 

Ve etti de...

Üstünden bir asra yakın zaman geçti.

 Erzurum’da iki katlı bir Erzurum evi…

Konukları Dokuzuncu Ordu Müfettişi Mustafa Kemal, Bitlis eski Valisi aynı zamanda Paşa’nın uzun yıllar yanında bulunan Mazhar Müfit Kansu ve Mustafa Kemal’in Özel Kalem Müdürü İrfan Bey...

Erzurum’a geleli birkaç gün olmuş. Mazhar Müfit, Paşa’yı karşılamak için daha önceden gelmiş, diğer delege ve temsilciler gibi.

 İstanbul’dan bin bir güçlükle, ama inançla başlayan yolculuk Samsun’a ulaşıyor, oradan Amasya ve Erzurum’da noktalanıyor. 

*

Erzurum… 

Yiğitler otağı, Dadaşlar diyarı, şanlı Erzurum...

Özgürlükler diyarı Erzurum...

Umutların yok olduğu, Anadolu ufuklarının karardığı bir dönemde,      

Milli Mücadele’nin temelinin atıldığı, Kurtuluş ateşinin yakıldığı,

Gazi Şehir, Erzurum...

*

Anadolu’nun giriş kapısı, Türkiye’nin kilidi...

Bu kapıyı sağlam tutmalı.

Sağlam tutmalı ki, Türk Milleti kendini esir etmek isteyenlere karşı direnebilsin. Esaret zincirlerini kırsın, manda ve himayeyi reddetsin.

Mustafa Kemal, Erzurum’un İstanbul kapısı Ilıca’dan 1919 yılının sıcak bir temmuz günü Erzurum’a girerken göç yolundan dönen Mezararkalı Mevlüt Ağa’dan istediği cevabı zaten almıştır.

*

M.Kemal, Mezararkalı Mevlüt Ağa’nın: “Gidip bakalım ki, kimin malını kime verecek bu ırzı kırıklar!..” sözünde bir milletin direncini görür... 

Erzurum’a geldiğinde şehir tarafından coşku ile karşılanması, hemen hemen Anadolu’nun yarısını temsil eden illerden gelen kongre delegelerinin vatanın kurtarılması yönündeki inanç ve imanları Paşa’yı son derece rahatlatır ve  milletine olan inancı güçlendirir….

 İşte bu iki katlı Erzurum evinde geceli gündüzlü çalışarak yakında toplanacak olan Erzurum Kongresi’nin hazırlıkları yapılmaktadır.

Vakit gece yarısını geçmiştir ve Mustafa Kemal, özel kalem müdürü İrfan Bey ile birlikte çalışmaktadır. Mazhar Müfit, yorgunluktan çoktan bitap düşmüş ve uykunun kollarına kendini bırakmıştır. 

Mustafa Kemal, İrfan Bey’e dönerek Mazhar Müfit’i çağırmasını söyler. 

Uykulu bir şekilde yanlarına gelen Mazhar Müfit’e;

“Kuzum Mazhar, bir defter kalem bul da gel” der… 

Defter kalemle yalarına gelen Mazhar Müfit’e; 

 

YAZ ÇOCUK !..

 

 “Yaz çocuk” der..

“Kongre yapılacak, Vatanın kurtuluşu yönünde karar alınacak. 

Millî Mücâdele kazanılacak.

Yeni kurulacak Türkiye Devleti’nin yönetim şekli Cumhuriyet olacak.

İnkılâplar yapılacak.... (yapılacakların  bir kısmı not ettirilir)”

Mazhar Müfit, bütün bunları büyük bir şaşkınlıkla dinlemekte ve not etmektedir. Paşa, yazdırmayı bitirince Mazhar Müfit dayanamaz;

“Paşam, hayal görüyorsunuz,  sizi asarlar !”

Mustafa Kemal, sadece tebessüm eder...

Aradan 6 yıl geçer. Kurtuluş Savaşı kazanılır. Anadolu işgalci güçlerden temizlenir. Yeni bir Türk Devletinin temelleri atılır ve yönetim şekli Cumhuriyet olur. 

Sıra yeni devlete şekil vermeye gelmiştir. 

Batılı anlamda kurumlar oluşturulur, peş peşe devrimler yapılır. Bu devrimlerden birisi de Şapka ve Kıyafet İnkılâbı’dır. 

Yurt ziyâretlerini sürdüren Mustafa Kemal, şapka devrimini tanıtmak için 23 Ağustos 1925 tarihinde Kastamonu’ya gider. Dönüşünde Meclis önünde Mazhar Müfit’i görür ve sorar; 

“Kuzum Müfit, Erzurum’da sana bazı notlar yazdırmıştım… Defterine bak bakalım kaçıncı maddedeyiz!..” 

 

***

Erzurum’da 23 Temmuz 1919’da toplanan Erzurum Kongresi, bir anlamda daha sonra kurulacak yeni Türk Devleti’nin de temelini oluşturmaktaydı. 

Erzurum Kongresinde, manda ve himaye reddedilmiş; vatanın sınırları belirtilerek, bir bütün olduğu ve bölünemeyeceği, emperyalist güçlerin muvaffak olamayacağı anlatılmıştır. Yine vatanın kurtarılması doğrultusunda faaliyet gösteren bölgesel ve yöresel direniş örgütleri bir çatı altında toplanarak milli güç oluşturulmuştur. 

Maksat, vatanseverlerin bir araya getirilmesidir.    

 

Bölgesel olarak toplanmasına karşın, ulusal nitelik taşıyan Erzurum Kongresi, yeniden Devletleşme’nin fiilen başlatıldığı kongredir. Nitekim burada oluşturulan ve başkanlığına Mustafa Kemal’in getirildiği Heyet-i Temsiliye,23 Nisan 1920’de açılan TBMM’nin temeli niteliğindedir 

 

Ülke kurtuluşu yolunda bütün kararları hayati önem taşıyan, Erzurum Kongresi’nin en önemli kararı hiç kuşku yok ki, “Kuva-yı Milliye’yi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır.” şeklindeki maddedir.

Erzurum Kongresinin bu önemli kararı, Milli Mücadelenin kayıtsız ve şartsız istiklale ve yine kayıtsız ve şartsız olarak Milli Hakimiyete dayalı bir programla yürütüleceğinin ve sonrasında kurulacak devletin de bu ilkelere dayalı olacağının açık ifadesiydi. 

 Mustafa Kemal’in Erzurum’da not ettirdiği ve sonrasında da kongrede karar altına alınan Millet Egemenliği, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte fiilen gerçekleşerek anayasal teminat altına alındı. 

İşte bunun içindir ki, cumhuriyet’e giden yolda Erzurum çok önemli bir duraktır. 

Ve yine bunun içindir ki, Cumhuriyet’in temelleri Erzurum’da atılmıştır ve Erzurum Cumhuriyet’i kuran kentlerden birisidir.

 

Erzurum ve Erzurumlu bunun her zaman bilincini ve Cumhuriyetin temellerinin atıldığı kent olmanın haklı onurunu yaşamaktadır. 

  

Erzurum bu övüncü hak etmiştir. 

Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun…