Feridun Fazıl Özsoy


GÖÇERLER VE HAYVANCILIĞA KATKISI…

GÖÇERLER VE HAYVANCILIĞA KATKISI…


 

Göçerler ve terörle ilgileri… 

Öteden beri söylenegelen bir söylem… Göçerler teröre alet oluyor ve meralarımızı kullanılamaz hale getiriyorlar… 

Baharın gelmesi ile birlikte Erzurum meralarında göçerlerin hareketliliği başladı… 

Biz de söylenenlerin gerçekle ilişkisi var mıdır, gerçekten göçerler bilinçsiz otlatma ile meraları bozuyor ve teröriste destek oluyor mu, yetkililere sorduk…

Bir defa bilinmeli ki göçerler kendi başlarına meralara yerleşmiyorlar. İl Mera Komisyonuna başvuruyorlar ve hayvanları için otlak talebinde bulunuyorlar.  Mera Komisyonu il genelinde kiraya verilecek meraları kapasiteleri ile birlikte önceden belirliyor ve kiraya veriyor.

Ancak müracaatta taahhüt edilen ayvan sayısıyla meraya giren hayvan sayısı birbirini tutmuyor.

İşte sorun burada  başlıyor ve kapasitenin üzerinde bir hayvan varlığının meraya girmesiyle mera yapımız bozuluyor.

Bu yıl Erzurum genelinde yüze yıkın yayla belirlenmiş ve 100 civarında aileye kiralanmış… Tamamına yakını Güneydoğu’dan gelen bu aileler, güvenlik güçleri tarafından soruşturulmuş ve aklarında olumlu rapor düzenlenmiş… Yalnızca  Iğdır’dan gelen göçerlerde güvenlik açısından sıkıntı hissedilmiş, onlarla ilgili de gerekli güvenlik araştırması yapılıp, olumlu rapor düzenlenmiş…

 Bu, işin güvenlik tarafı… 

Ancak  bazı köylerimizde kayıt dışı bir şekilde kaynaklanan sıkıntılar var…

180 bin hayvana kiralanan meralarda bu rakamın yaklaşık olarak üç katı hayvan barınıyor…

Köye gelir sağlamak amacıyla çeşitli kaçak yöntemlerle meralar bire üç oranında kiralanıyor… 

Durumun tespiti halinde ağır para cezaları uygulanıyor ama onu da aşmak için geçici hayvan kiralamaları yapılıyor…

Şu bir gerçek ki kapasitenin çok üzerinde hayvan barındıran meraların yapısı bozuluyor ve kullanılamaz hale geliyor… Oysa ki kapasitenin az üzerinde dahi olsa küçükbaş hayvanlar, meraların kendini yenilemesini sağlıyorlar… Batılılar koyun ve keçinin meralara yaptığını ‘Golden Ruf’ yani Altın Tırnak olarak adlandırıyorlar…

*

Gelelim işin ekonomik yönüne…

Türkiye mera varlığının yaklaşık olarak onda birine sahip Erzurum, bırakın 180 bin hayvan varlığını, bunun birkaç katını barındırmaya yeterli… 

Yeter ki  bilinçli ve Avrupa’da  olduğu gibi münavebeli otlatma olsun… 

Yetkililerin bunu göz önünde tutmaları gerek…Bizim bir an önce mera ıslahını bitirmemiz lâzım…

1998’de çıkarılan Mera Kanunu, 2003’te işlerlik kazanmış ve o günden  bu güne yaklaşık 500 dekar mera alanı ıslah edilmiş, bölgedeki birçok köyde de ıslah çalışması sürüyor… Mera Kanununun çıktığı yıldan özellikle de 2003 yılından beri Tarım İl Müdürlüğü ve DAP İdaresi Başkanlığı mera düzenlemesi ve korunması açısından önemli faaliyetler yürütüyor…

Bu açıdan köylerdeki Mera Yönetim Birlikleri, Tarım Müdürlükleri ve Valiliklerin mera varlığımıza sahip çıkması gerek…

Bir başka önemli konu, Türkiye süt üretiminin yaklaşık yüzde 17’sini üreten Erzurum, bunun tamamına yakınını süt ürünlerine yansıtmak ve markalaşmak zorunda. Bugün yaklaşık olarak yüzde bir oranında üretime dönen miktarı artırmamız gerek… İl dışına giden, küçük aile işletmelerinde tüketilen sütü kayıt  altına almamız  ve verimi yüksek meralarımızda ürettiğimiz süte ve ürünlerine sahip çıkmamız lâzım…

***

Netice itibariyle bilinçli ve münavebeli otlatma yapıldığı takdirde, meralarımızın korunması ve bakımı ile ilgili ve hayvancılığımızın gelişimi açısından göçerler önemli görev üstlenmiş durumdalar…

Tek koşul, Köylerdeki Mera Yönetim Birlikleri, İl Tarım Müdürlükleri ve Valiliklerin meralarımızı denetlemesi ve sahip çıkması…