Orhan Bozkurt

Tarih: 08.11.2022 14:21

İspir'den Rize'ye

Facebook Twitter Linked-in

Hafta sonu Erzurum’dan bir grup gazeteci arkadaş ile Erzurumspor maçını izlemek için Rize’ye gittik...

 

Erzurum’dan Rize’ye nasıl gidilir?

 

Hepinizin bildiği yol işte... 

 

Erzurum’dan yola çıkacaksın; Daphan Ovasını geçtikten sonra sağa sapıp, Serçeme Vadisi’ni takip ederek Dallıkavak’ı tırmandın mı, Ovacık... Sonra; Leylek Boğazı, Şaban Köprü, Kırık, Gölyurt’u da aştın mı karşında Kaçkarlar...

 

Kaçkarları gördün mü, dinlenmek lazım...

 

Sonrası... Sonrası, bizim Norgah (Pazaryolu) ardından Madenköprü ve İspir...

 

Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Erzurum İl Temsilci Yardımcısı meslektaşımız Metin Güven Uşun, her şeyi planlamış...

 

Güven, daha sabah saat 08.30 gibi Atatürk Anıtı’nın karşısında eski Halk Eğitim Merkezi'nin yerine kurulan kıl çadırda buluştuğumuzda uyardı:

 

“Arkadaşlar, Rize’ye gidiyoruz ya İspir’den geçeceğiz... İspir Belediye Başkanımız da bizi kahvaltıya bekliyor...”

 

***

 

Saat 10.00 gibi İspir’deyiz... Uzun yıllardan beri tanıdığım, arkadaşım Cumhur İttifakı’nın şimdiki İspir Belediye Başkanı Ahmet Coşkun, nazik bir şekilde karşıladı bizi, sağ olsun.

 

İspir Belediye Başkanlığı makamında birer bardaklık çay sohbetinin ardından ‘Hanımeli Kadın Kooperatifi’nin merkezindeyiz... Başkan Çoşkun’un eşi Merve Hanım bu kooperatifin başkanı...

 

Aslen Kırşehirli olan Merve Hanım, İspirli kadınlarımıza öncü olmuş. Kurdukları kooperatifle bırakın İspir'i, Doğu Karadeniz’i, Anadolu'ya örnek olmuşlar. Ürettikleri ve heyecanları ile gerçekten alkışlık girişim.

 

Her şeyi ile organik, yörenin tüm lezzetlerini sunan mütevazi kahvaltıda Başkan Çoşkun ile ‘Hurda Yolsuzluğu’ndan tutun da tarihi ‘İspir Panayırı’nın geldiği aşamaları konuşuyoruz.

 

Gazeteci arkadaşlarımız akıllarında hangi sorular var ise soruyor, Başkan Coşkun’da hiç kasmadan ve kıvırmadan cevap veriyor. Hatta bir ara konu; ‘Dallıkavak ve Kırık’ tünellerine bile geldi.

 

Çoşkun; Karadeniz’i, Akdeniz’e bağlayacak olan tüneller projesini anlatırken, bizi bile yeterince bu projeye sahip çıkmamakla suçladı. Oysa ki, bilen bilir en az 30 yıldır Tahsin Amca (Bayramoğlu) ile o yollar için ne mücadeleler verdik!

 

Başkan Coşkun, meslektaşlarıma İspir ve güzergahı ile ilgili sorunları dile getirirken bir an karşımda sanki Cumhur ittifakının değil de zillet, pardon millet ittifakının eli kolu bağlı bir belediye başkanını gördüm.

 

Demek ki; makam ve o makamın koltukları bazılarını azdırırken, bazılarını da olgunlaştırabiliyormuş!

 

Şimdi burada detaylara girip siyasi ve ticari analizler ile kafanızı şişirmek yerine yolculuğumuza devam edelim...

 

 

İspir Belediye Başkanı Ahmet Bey’e nazik karşılaması için teşekkür ederek yeniden yola koyulduk.

 

Bizi Rize’ye götürüp-getirecek minibüsün sürücüsü Burak... 

 

Bir minibüs sürücüsü bu kadar mı, yol-yordam, ortam bilir...

 

Direksiyon koltuğunda görmesem, herhangi bir bakanlıkta özel kalem müdürü sanırım.

 

Dedim ya, Burak’ın kaptanlığında Kaçkarları aşıp Karadeniz’e ulaşacağız...

 

Yolcularımız çok renkli... Pusula Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Güneş ve Radyo Ritm'in Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Gülrek ağır abiler... Az konuşuyor, çok şey anlatıyorlar.

 

Ancak minibüsün diğer yolcuları ise benim gevezeliğimi bir yana atarsak yaşamın dibindeler.  Özellikle spor gazeteciliğinin hafızası Nurullah Pala ve Erzurm Büyükşehir Belediyesi Basın Müdürü Cengiz Durular’ın, ders niteliğindeki Kanal 25 anıları göbeğimizi çatlatıyor. Tanıkları ile Nurullah anlatıyor gülüyoruz… O, susuyor… Cengiz anlatıyor, yerlere yatıyoruz...

 

Bu sırada organizasyon sorumlumuz TSYD Erzurum İl Temsilci Yardımcımız Güven Uşın ise her zamanki gibi suskun. O, sosyal medya hesapları için nerede hangi fotoğrafı kimle, nasıl çekilecek onun derdinde...

 

Musa Çakır ise dizüstü bilgisyarında bir sonraki YENİGÜN'ün haberlerini yazıyor. Adam bildiğiniz ağır işçi. Tırım tırak o minibüsün arka  koltuğunda çaktırmadan günün manşetini hazırlıyor. Bu anlarda Samet Özünal ise tespitleri ile çözüm adamı...

 

Anlayacağınız; medyadan siyasete, Erzurum'un ekonomik yapısından, Ticaret Borsası ve Sanayi Odası seçimlerine şehrin yönetim hatalarına kadar her şeyi şen şakrak, umarsız ve çıkarsız konuşarak giriyoruz Ovit Tüneline...

 

***

 

Biz, Erzurumluların bir özelliğini de bu günübirlik yolculukta fark ettim...

 

Biz; üstümüze yağdığında yorgan altımıza aldığımızda kaygan olan bildiğimiz kardan ürküyor, deniz ve tünellerden korkuyoruz...

 

İşte Ovit; toplam uzunluğu 14.3 km … Bir mühendislik harikası... 

 

Dünyanın dördüncü en uzun bu çift tüplü karayolu tüneli 25 dakika, hadi bilemedin yarım saat süren bir yolculuk, ancak insanın iç dünyasında zamanı durduran ve bitmeyen bir sorgu süreci... 

 

Ve ışık görünüyor... İkizdere'deyiz...

 

Ardından İyidere ve  çay yeşili ile çam yeşilinin birbirine karıştığı kıvrımlı yollar ve bulutların arasından el sallayan evlerin bacalarından sıyrılarak Rize’ye ulaşıyoruz.

 

Rize’de hareket ve ticaret var dostlar…

 

Adamlar denizi dolduruyorlar!

 

Caddelerde inşaat hareketliliği, enflasyon kimsenin umrunda değil. Alım gücü tavan yapmış balıkçıların önünde resmen talan var!

 

Nazife Bibi’de balık çorbası, hamsi tava meydanda çay keyfi ve sonrası Didi Stadı…

Stad kutu gibi… A dedin mi, aaaa diye yankılanıyor. Bizim bir avuç Dadaşın, hançeresini yırtarcasına; ‘Erzurummm…’ diye bağırdığı anda Rizeliler; öfkeli bir koro olarak; “Trabzon kurtarsın sizi…” diye haykırıyor

 

Dakika bir, gol bir…

 

Protokolde, basın salonunda, tribünlerde her şekilde temsilimiz var, var olmasınada sahada hoca yok…

 

***

 

Gece yarısı aynı yoldan geri döndük...

 

Günübirlik  bile olsa gidişimize o kadar yazdık ama dönüşde cıt yok... 

 

Erzurum'da böyle bir yurt işte giderken ağıt, gelirken suskunluk oluyor!

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —